FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI
Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek.
ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım.
Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz.
İlim sahibi olmak
41:34. İyilikle kötülük bir değildir. Kötülüğü iyilikle sav.¹ Bir de bakmışsın ki seninle arasında düşmanlık olan kişi, candan velin² oluvermiş.
1- Kötülüğe, iyilikle karşılık ver. (Söz konusu kötülüğün tanımı ve sınırları iyi belirlenmelidir. Kast edilen şey, zulme sessiz kalmak değildir. Yoksa zulmedenin zulmünü iyilikle savmak demek, zulme ortak olmak demektir. Burada kastedilen kötülük: davetçinin muhatabı tarafından görebileceği kabalık ve kötü davranıştır. Bunlara, öfke, nefret, intikam duygusu ile karşılık verilmemesi istenmektedir. Keza, kişisel ilişkilerde ortaya çıkan ve daha çok davranış bozukluğu olarak tanımlanabilecek türden kötülüklerdir. Diğer bir ifade ile “Cahille cahil olma.” denmektedir.)
2- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş.
Türk vatandaşlığı cumhuriyetin kurulması ile birlikte mücessem olmuş bir kavramdır. Son yıllarda parayla vatandaşlık verilenler var. Böyle uygulamalara karşıyız. Türk vatandaşlığı, çile çekmiş, ortak tarih yaşamış bir milletin vatandaşlığıdır. Bunun arkasında Balkan göçleri vardır. Girit göçleri vardır. Rusya baskısından kaynaklı Kafkasya ve Kırım’dan göçler vardır. Harpler vardır. Vatan savunmaları vardır. Öyle bedava vatandaşlık değildir. Dört yüz bin dolara vatandaşlığı alamamak gerekir. Alabilmek için önce bu vatana fikren ve ruhen katılmak gerekir. Adayın ne işe
yaradığını görmemiz lazım.
Vatandaşlığımız için şart şuydu: Türk ırkından olmak. Yani Türkiye dışı dünyada yaşayan Türklerden olacaksın ya da tarihini Türkiye ile birlikte yaşamış ve şekillendirmiş olacaksın. Bosna gibi, Arnavutluk gibi zulme uğrayanlardan olacaksın...
_İnsanın varlığı sırlarla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece.
_Birçok gerçek vardır ki insanın, kendi başından geçip de kafasına dank etmedikçe, bunların tam manalarını anlaması olanaksızdır.
_Bilgelik, aklın yolundan ayrılmayan, yeniliğe açık ve her türlü farklı bakış açılarına karşı
_Laiklik, medeniyettir.
_Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum.
_Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
Türkiye'nin en büyük toplumsal problemi olarak Kur'an'ı günümüzde uygulamaya çalışan yobazlar var diyenlere rastlamak hiç de olağan dışı bir durum değildir. Hayatı boyunca Kur'an'ı bir kez dahi anlayarak okumayan, Kur'an'da büyücülükten, muskacılıktan, menkıbelerden, masallardan bahsedildiğini zannede zannede
• Yanı başında yahut uzağında kalmış ordu ve raiyyetin durumlarını araştırıp onlardan haberdar olmak padişahlığın gereklerindendir. Hükümdar böyle yapmaz ise şanına noksan gelir ve halk bunu onun gafil, ihmalkâr ve gaddar biri olduğuna yorarak: “Memlekette yolsuzluk, bozgunculuğun alıp başını gitmesi padişahın umurunda değil.” der. “Şayet padişah, olan bitenden haberdar da tedbir almıyorsa zulme rıza gösterip zalimlere ortak olur; yok eğer haberdar değilse ahmak, aymaz, kara bir cahildir. Bu iki itham da hoş değildir.
• Yanı başında yahut uzağında kalmış ordu ve raiyyetin durumlarını araştırıp onlardan haberdar olmak padişahlığın gereklerindendir. Hükümdar böyle yapmaz ise şanına noksan gelir ve halk bunu onun gafil, ihmalkâr ve gaddar biri olduğuna yorarak: “Memlekette yolsuzluk, bozgunculuğun alıp başını gitmesi padişahın umurunda değil.” der. “Şayet padişah, olan bitenden haberdar da tedbir almıyorsa zulme rıza gösterip zalimlere ortak olur; yok eğer haberdar değilse ahmak, aymaz, kara bir cahildir. Bu iki itham da hoş değildir.
Erbil'in İstanbul'u, Diyarbakır'ı eksikti.
Nasıl İstanbul'un Kürtçesi, Kerkük'ü eksikse...
Bazı adlar siz farkında olmasanız da hayatınıza eşlik eder.
Kerkük onlardan biri. Türkiye'de yaşayan hemen herkesin gitmese de duygusal bir bağla bağlı olduğu şehirdir Kerkük.
Türkiye'de yaşayan Kürtler açısından ise
"Zulme karşı koymamak kafirliktir," diyordu. "Çocuğunun rızkını, baba yurdunu korumamak, bırakıp gurbet ellere düşmek kafirliktir. Zulme ortak olmak zalime ortak olmaktır. Korkmak, korkudan dolayı yılmak kafirliktir."
Roma Katolik Kilisesi'nin merkezi Vatikan, Barış için Küresel Dua Günü'nü düzenlediğinde, sorunlu ilişkiler yaşadığı İslam ve Yahudi dinlerinin önderleriyle uzlaşma maksadıyla görüşmek için bir adım attı. 1986'da Yahudiler'le ilişkiyi yenilemek için Roma Katolik Kilisesi adına Papa 2. John Paul, tarihte ilk defa bir Yahudi