Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl. Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
Tüm verilerin nasıl filtreleneceğini öğrenmek, bilgi selinde boğulan dikkati dağılmış bir dünyada başarılı olmak için yeni yöntemler ve beceriler geliştirmek, 21. yüzyılda başarılı olmak için gereken şeydir. Learning how to filter all the data, to develop new methods and skills for thriving in a distracted world drowning in a flood of information, is what is needed to thrive in the 21st century.
Sayfa 23 - Parola Yayınları 8.BaskıKitabı okudu
Reklam
İlk Halîfe Hz. Ebûbekir (r.a) gönderdiği orduya, kadınlara, çocuklara, yaşlılara, din adamlarına, bitki ve hayvanlara zarar verilmemesini buyurmuştu. Bu medenî davranışı, 21. Yüzyılda bile, ‘ileri’, ‘gelişmiş’ kabûl edilen ülkelerin ordularında göremiyoruz.
21. yüzyılda geçmişte görülmediği kadar güçlü kurgular ve totaliter dinler yaratacağız. Biyoteknoloji ve bilgisayar algoritmalarının yardımıyla bu dinler dakika dakika varlığımızı kontrol etmekle kalmayacak; bedenlerimizi, beyinlerimizi ve zihinlerimizi de şekillendirecek, cennetler ve cehennemlerden oluşan bütünlüklü sanal dünyalar yaratacaklar. Kurguyu gerçekten, dini de bilimden ayırmayı başarmak hiç olmadığı kadar zor ve hayati olacak.
Herkes, en hüzünlü hikâyenin kendisine ait olduğunu düşünüyordu. Zira 21. yüzyılda insanlar ilgi çekmek için dert yarıştırıyordu.
Sayfa 27
21. yüzyılda kişisel bilgilerimiz belki de hâlâ sahip olduğumuz en kıymetli kaynağımız ve biz de elektronik posta hizmeti ve komik kedi videoları karşılığında bu kaynağı teknoloji devlerine veriyoruz.
Reklam
İnsanlar milyonlarca yıl dini kurumlar ve ulus-devletler olmadan yaşadılar; muhtemelen 21. yüzyılda da bunlarsız mutlu mesut yaşayabilirler. Fakat bedenleriyle bağlantısı kopmuş bir şekilde mutlu mesut yaşayamazlar. Kendi bedeniniz içinde rahat hissetmezseniz dünya üzerinde de rahat hissedemezsiniz.
Sayfa 95
Sera etkisi: Bir diğer hava kirliliği de havanın ısınmasıdır. Sera etkisi doğal bir oluşumdur ve yaşamsal önemi vardır. Böylece dünya sıcak ve yaşanabilir bir özellik kazanmaktadır. Sera etkisi olmasaydı ekvatordaki denizler bile geceleri buzla kaplanabilirdi. Karbondioksit ve metan gibi gazların yerden yayılan ısıyı hapsetmesi (sera etkisi), atmosferin alt düzeylerinde hava sıcaklığının artmasına yol açmaktadır. Bu gazların yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının atmosfere geri dönüşümünü kısaltlaması, dünya iklim değişikliklerini yol açmaktadır- açabilecektir. Küresel ısınma sonucunda, kuzey yarım kürede buzullar küçülmekte, kar örtüsü incelmektedir. Böyle giderse 21 yüzyılda insanlık ekomülteci kitleleriyle uğraşmak zorunda kalacaktır.
Kendinize 20. yüzyılın en etkili keşfinin ya da yaratımının ne olduğunu sorun. Antibiyotik gibi bilimsel keşifler, bilgisayarlar gibi teknolojik buluşlar, feminizm gibi ideolojik yaratımların bulunduğu uzun bir aday listesi arasında yanıt bulmak oldukça zor olacaktır. Şimdi de kendinize 20. yüzyılda İslam ya da Hıristiyanlık gibi geleneksel dinler tarafından ortaya konulmuş en etkili keşfin ya da yaratımın ne olduğunu sorun. Seçecek pek bir şey olmadığı için bu da yanıtlaması çok zor bir sorudur. Rahipler, hahamlar ve imamlar 20. yüzyılda antibiyotikler, bilgisayarlar ve feminizmle aynı kefeye konulabilecek ne buldular? Bu iki soru üzerine kafa yorduktan sonra 21. yüzyılın en köklü değişimlerinin nereden başlayacağını sorun kendinize: IŞİD'den mi, yoksa Google'dan mı? Evet IŞİD belki YouTube'a video yüklemeyi biliyor, ama işkence endüstrisi dışında Suriye ve Irak'tan son dönemlerde ne gibi yenilikler doğdu?
Sayfa 288 - Kolektif KitapKitabı okudu
“Türk insanına “Giderlerse gitsinler!” diyerek yerlerine sığır çobanlarını dolduran bir yaklaşım Türk ekonomisini 21. yüzyılda ilkelleşmeye mahkûm kılacak bir yaklaşımdır...”
Reklam
Çünkü böyle bir ülkeye layık olmadığımızı düşünüyoruz NOKTA
Biz sevmiyoruz böyle ülkeyi... Mafyanın elindeki adaletten, Meclis dışında kalan muhalefetten, gizli iktidarların emrindeki hükümetten rahatsız oluyoruz. Cezaevlerinde politik hükümlüler kurşunlanırken acı çekiyoruz. Koruculara ödenen maaşların, Milli Eğitim bütçesinden fazla yekûn tutmasından utanıyoruz. Siyasal mekanizmanın üç kişinin koltuk tutkusu elinde kilitlenip kalmasından hicap duyuyoruz. Okumayan, yazmayan, düşünmeyen; okuyup yazanı da cezalandıran bir ülkeyi kabullenemiyoruz. Fanatizmin, maçoluğun ve "Ne mozaiği ulan", "nedir lan bu" türünden faşizan dayılanmaların spordan siyasete, iletişimden pop müziğe kadar her alanda kök salmasından ürküntü duyuyoruz. Parasızlıktan hastanelerde ölülerimizin rehin kalmasından, 21. yüzyılda hâlâ veremle savaşıyor olmaktan, birimizin bile dünyaya bedel olduğu dolduruşuyla yetiştirildikten sonra Avrupa'ya yalvar yakar girmeye çalışmamızdan yüzümüz kızarıyor. İnsanlığa bir tek özgün akademik çalışma, bir tek orijinal buluş hediye edememişken işkenceci ülkeler sıralamasında her daim başı çekiyor olmamızdan eziliyoruz. Böyle bir ülkeyi sevmiyoruz; çünkü böyle bir ülkeye layık olmadığımızı düşünüyoruz. O yüzden de daha iyi ve sevilesi bir ülke için mücadele veriyoruz.
Sayfa 104 - Sevmiyoruz... Terk etmiyoruz da!
21. yüzyılda dinler yağmur yağdırmıyor, hastalıkları iyileştirmiyor bomba imal etmiyor olsa da, ‘’biz” kimiz, “onlar” kim, kimi iyileştirip kimi bombalayacağız gibi soruların cevabını belirleme noktasına geldi.
Eşitliksiz sistem, 21'inci yüzyılda maalesef devam ediyor. Köleliğin bittiğini söylüyoruz ama organ ticaretinin yapıldığı bir dünyada "Kölelik ortadan kalkmıştır!" diyerek nutuk atamaz, Övünemezsiniz.
Sayfa 282Kitabı okudu
20.yüzyılda tıbbın hedefi hastayı iyileştirmekken, 21. yüzyıldan hedef sağlıklıyı geliştirmeye dönüşmüş durumda.
Sayfa 362Kitabı okudu
21. yüzyılda hem laik hem de dini pek çok değer yargısı bulunuyor. Sorun, bu değer yargılarını karmaşık küresel dünyada uygulamaya koymak. Sayılar başa bela. Avcı toplayıcıların adalet algısı birbirine yakın mesafede yaşayan yüzlerce insanı ilgilendiren ikilemlerle başa çıkmak üzere yapılandırılmıştır. Kıtalara yayılmış milyonlarca insanın birbiriyle ilişkisini kavramaya çalıştığımızdaysa ahlak duygumuz allak bullak oluyor.
Sayfa 209 - Kolektif KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.