Bir yığın küçük küçük değişimler, ben farkına varmaksızın bende birikip toplanıyorlar, sonra günün birinde, gerçek bir ayaklanma biçiminde patlayıveriyorlar.
"... Demek ki insanın beyni bir dakika düşünmeden duramıyor, o garip başı öyle yaratılmış ki istese de istemese de düşünceler ard arda geliyor, bir düşünceden öbürü doğuyor, herhalde ölünceye kadar böyle devam ediyor bu."
"-İnsanlık öldümü? dedim
-Yok dedi ölmedi, ölmedi ama bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde.
-Nerde kaldı acaba?
Mahmudun yüzü bir an sevinç ışığında şakıdı.
İnsanlık belki bu Mahmudun ağız dolu gülücüğünde, yürek dolu sevincindedir, kim bilir"
Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, " Yahu insanlık öldü mü?" diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır.
Öldü, işte o kadar, neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, Öldü