Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hümeyra ATIM

Hümeyra ATIM
@Okumayageldimmm
Tül perdeler uçuşurken başka evlerin pencerelerinde.. Bizi bir kitabın sayfaları arasında kurutuyor zaman
261 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
TAM BİR ALEGORİ HARİKASI (Bolca spoiler veriyorum dikkat :)
Nükleer savaş tehdidi yaşayan bir ülke, bir grup çocuğu , can güvenliklerini sağlamak için uçakla bir başka ülkeye göndermektedir. Fakat uçak bilinmeyen bir sebeple arıza verir, ıssız bir adaya düşer.. Çocuklar adaya ilk düştükleri anda büyüklerinin uyguladığı herhangi bir otorite, olmadığını fark edince çok mutlu olurlar, ıssız bir adaya
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,3bin okunma
Reklam
430 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Khaled Hosseini’nin okuduğum ilk kitabı; Bin Muhteşem Güneş
Afganistan’ın cehennemi yaşadığı günlerde birbirine tutunmuş iki kadın. Meryem ve Leyla. Bambaşka hayatlardan gelen ancak aynı adamın pençesinde gençlikleri solan iki güzel kadın. Afganistan'ın sokaklarında esir düşmüş, kirli zihniyetlerin kurbanı olmuş iki can. Okurken gözlerimizin seğirdiği vahşetlere, akıl almaz geleneklere tanık olsak da bu, maalesef o ülkenin acı bir gerçeği. Yazarımız sanırım diğer kitaplarında da, ülkesinin İslam adı altında uyguladığı ama İslam ile yakından uzaktan bir alakası olmayan yaptırımlarının ne hayatlara mal olduğunu, kağıda ustaca işliyor. Bambaşka bir yaşamları olabilirdi şimdi! diye sitem ediyorum ancak savaş, insan ayırt etmeden can yakıyor. Sevenleri ayırıyor. Özellikle o ülkenin bir kadınıysan her şeye mecburen katlanmak zorunda kalıyorsun. Kimi zaman annem için diyerek, kimi zaman evladım, kimi zamansa sevdiğim… Sonu ne mutlu ne mutsuz kitabın. Kimsenin hikayesine mutlu veya mutsuz bir son biçemeyiz. Meryem ve Leyla adında iki kadın vardı. Yaşadılar mücadele ettiler ve kader onlar için farklı yollar çizdi. Muhtemelen şimdi de varlar ve mücadelelerinde haklılar.
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,7bin okunma
387 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
İlk Yeraltı Edebiyatı Okumam
Şahsiyet dizisini izleyip bitirdiğimde, son kısmında
Hakan Günday
Hakan Günday
ın ismini gördüğüm gün demiştim ki mutlaka bu yazarı okumalıyım. Sonra unuttum gitti. Taa ki Şahsiyetin 2. sezonu yayınlanana dek. Hemen en yakın kütüphaneden, arka kapak yazısı en ilgimi çeken kitabıyla başladım. D A H A…
Hakan Günday
Hakan Günday
, mülteci sorununu, insan kaçakçılığı yapan baba Ahad ve baş karakterimiz Gaza’nın gözünden son derece sarsıcı bir şekilde işlemiş. Öyle derinden işlemiş ki bu kadar ayrıntıyı yazabilen bir yazar bunları yaşamadan nasıl anlatabilir dedirtti. Bu kadar hacimli bir kitabı ,hızlı ve akıcı okuyabilmeme ben bile şaşırdım. Kimi zaman kendimizi mültecilerin yerine kimi zaman son derece kirli bir yaşam süren Gaza'nın yerine koyuyoruz. Çoğu zaman da Gaza’nın kendisiyle çelişen iç konuşmalarına şahit oluyoruz. Bu da her insanın hesap vermesi gereken tek kişinin kendisi, yani vicdanı olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca yazar, kitabın bölümlerini, Gaza’ nın yaşamının 4 ana dönüm noktasını temsil eden Rönesans resimlerinde kullanılan dört temel tekniğin ismiyle bağdaştırmış, bu da ilgi çekiciydi. Yazarın kendi görüşleriyle örtülü olarak verdiği birçok mesaja , katıldığımı söyleyemem. Kendisi, romanlarını “Türk işi macera türü” olarak tanımlasa da kitabın türü ne, diye soran arkadaşıma cevap veremedim. Yer yer psikoloji, yer yer polisiye- suç ,yer yer bilimkurgu , hatta felsefe. Kısacası yelpazesi geniş bir roman... D A H A fazlası kitapta..
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
202 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Tutunamayanlara gelsin...
Oğuz Atay
Oğuz Atay
ile tanışmanın zamanı geldiğine karar vererek yaptığım küçük çaplı bir araştırma sonucunda ilk olarak "Korkuyu Beklerken"adlı eseri ile başlamam gerektiği kanısına vardım. Anlayamamaktan, sıkılmaktan, ve yarım bırakmaktan korktum. Ama tüm ön yargılarımı bitiren bi giriş cümlesi okudum. Kendimi gördüm ve devam ettim. "Kalabalık bir toplum içindeydi. Başarısızdı." Okudukça dilini çok beğendiğimi, asla sıkılmadan merakla bi sonraki sayfayı çevirdiğimi, fark ettim. Kimisi yorumlarda, karakterlerin dış dünyadan soyutlanmasının insanın içini kararttığını söylese de ben, aksine her hikayenin kahramanında, kendimden bir yalnızlık gördüm. Zaman zaman içine düştüğüm, bunalımlı dönemlerimi hatırladım okudukça .Anlamlandırmaya çalıştım bu tek başına kalmışlık hallerini. Her bir karakteri, kendilerince ördükleri duvarlarından kurtarmanın yollarını düşündüm. Sonra, onlar o halleriyle, öğrenilmiş çaresizlikleriyle mutlulardı belki dedim. Hem zaten kim tam anlamıyla tutunmuş ki hayata? Herkes, yaşamının bir döneminde tutunamayan değil mi?
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,5bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ağaçlara itâfen yazılmış, şiir gibi güzel bir kitap;
Kütüphanenin rafları arasında gezinip daha önce adını duymadığım bir kitabı okumaya karar vermişken yemyeşil rengi ve etkileyici kapağıyla
Hermann Hesse
Hermann Hesse
-
Ağaçlar
Ağaçlar
- kitabı dikkatimi çekti. İçerisindeki çizimler ve araya sıkıştırılmış şiirler en önemlisi de arka kapakta yazan son derece etkileyici satırlar beni bu kitabı almaya itti. Yapılan her betimleme o kadar başarılıydı ki, çiçeklerin kokusunu, esen yeli, salınan yaprakları gözümde canlandırınca büyülenmiş gibi hissettiriyordu. Kitabın ana teması ağaçlar olsa da asıl tema bence ana karakterimizin çocukluğunu geçirdiği geniş bahçeli evlerine ve bir zamanlar ağaçlarla dolu, doğayla iç içe olan köyüne, memleketine olan özlemi. Çünkü ülkesindeki savaştan kaçıp yabancı bir şehre sığınmış bir mülteci kendisi. Şehrin parklarına ,bahçelerine dahi alışamamış olan karakterimiz bu yalnızlığını odasındaki eşyaları ve en önemlisi balkonundan görülen ağaç manzaralarıyla bastırmaya çalışıyor.Her sayfasının altını çizmek istediğim, burada sayısız alıntı paylaştığım kitabı üzülerek bitirdim çevremde gördüğüm her ağaca artık çok daha fazla anlam yükleyerek bakacağıma eminim.
Ağaçlar
AğaçlarHermann Hesse · Kolektif Kitap · 20193,622 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Daha az plastik kullanmanın 101 yolu !
Plastik her yerde. Evlerde, duvarlarda, borularında, şişelerde, kıyafetlerde, kozmetikte diş dolgularında, temizlik malzemelerinde, telefonlarda, arabalarda, gözlük camlarında… Kullanımı bu denli geniş olan plastiklerin doğaya verdiği zararlar ise dünyamızı geri dönüşü olmayacak iklim krizinin eşiğine sürüklemeye devam ediyor. Bu sebepten dolayı toplumların plastik konusunda bilinçlenmesi ve alternatif çözüm yollarına ulaşabilmesi günümüzde çok daha büyük önem kazandı.
Plastiğe Hayır De!
Plastiğe Hayır De!
kitabı tam bu noktada biz- çevre bilincine sahip olmayı isteyen- bireylere, yavaş yavaş plastiği hayatımızdan nasıl çıkarabileceğimize dair 101 adet harika çevre dostu öneri sunuyor. Uygulayabilmek dileğiyle.
Plastiğe Hayır De!
Plastiğe Hayır De!Harriet Dyer · Pika Yayınları · 20235 okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Büyük İslam âlimi, mutasavvıf
İmam Gazali
İmam Gazali
bu eserinde Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)' in hadis-i şeriflerinden ve Kur'anı Kerim ayetlerinden yapmış olduğu derlemeler ile dilin afetlerinden bahsetmektedir. Eser, gıybet başta olma üzere alay, söz taşımak, lanet etmek, çirkin söz söylemek, yemin etmek gibi alt başlıklardan oluşmakta. İnsanın diliyle imanı arasında kuvvetli bir bağ olduğundan , dilin imana da küfre de sürükleyebileceğini, bu sebeple dilimizi afetlerden sakınmak için ağzımızdan çıkan her sözü ölçüp tartarak söylememiz gerektiğinin farkına varıyoruz. Keşke daha önce okusaydım, okusaydım da bu kadar fütursuzca sözler sarf etmeseydim diyorum. Bazen susmak çok daha hayırlı... °. "O gün dilleri, elleri ve ayakları yaptıklarına şahitlik edecektir." °. Kim Allah'a ve Resûlü'ne iman ediyorsa ya hayır söylesin ya da sussun.
Dil Belası
Dil Belasıİmam Gazali · Semerkand Yayınları · 20107,3bin okunma
141 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"Okullaşmaya", daha doğrusu eğitimde "kurumsallaşmaya" karşı olan filozof, yazar
Ivan Illich
Ivan Illich
, eğitimin, bilimin, ilmin, araştırmanın sadece okul adı verilen kendi deyimiyle "modern hapishanelerde" yapılmasına karşı olduğunu savunduğu bu kitabında, öğrenmenin mümkün olduğunca bireyin hayatının tüm aşamalarına yayılması görüşünün arkasında duruyor. Bir bakıma kendi kurduğu ütopyasında eğitimi irdeleyen Illich; kitabın sonlarında okulların gereksiz oluşuna karşı kendi ürettiği özgürlükçü, eşitlikçi ve katılımcı öğrenim modellerini biz okuyucularına sunuyor. Eğitim felsefesi olması açısından eseri okurken biraz zorlanılabilinir. Ancak eğitim kurumlarına dair farklı bir bakış açısı kazandıracak, okulsuz bir toplum nasıl olur üzerine epey düşündürecektir. •"Bazen öyle diplomalı insanlar görüyorum ki içimden 'bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür' diyesim geliyor.'' --Vedat Türkali--
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,933 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Kitaplığımda öylece beni bekleyen bu kitabın hayatıma bu derece etki edeceğini beklemiyordum. İsminden de anlaşılacağı üzere kitabın biz okuyuculara ilettiği tam ve tek bir mesajı var, o da şu ; tek bir şey yap, tek bir şeye odaklan, tek bir şeyde geliş, çalış. O tek şey hakkında her şeyi oku, dinle, yaz. Kısacası hayatını anlamlı ve diğer her şeyi gereksiz kılacak sana özel tek bir şeyini ara bul. Bulunca da sadece onu gerçekleştirmek için çabala. O tek şey, her insan için bambaşka değerleri, meşguliyetleri, öncelikleri temsil edebilir yeter ki tek ve tam olsun. Yani
Gary Keller
Gary Keller
diyor ki; elindeki işe odaklan bitir ve devam et. Aynı anda birçok şeyi yapmaya çalışırsan hiçbirinde başarılı olamazsın. Ufak adımlarla ilerleyerek tekrarladığın bu "tek şey yöntemi" sayesinde o tek şeye odaklanır, diğer her şeyini onun çevresinde dizayn edersen, istediğin başarıya ulaşabilirsin.
Bir Tek Şey
Bir Tek ŞeyGary Keller · Altın Kitaplar · 2020254 okunma
246 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hayat; bizleri zaten son hızıyla her gün ayrı bir koşturmaca içerisine sokarken, yavaşla ! tabelası görmüş gibi hızını azaltmış bir arabadayız sanki bu kitabı okurken. Camdan dışarıyı seyretmenin, bazen arabayı kullanmaktan daha iyi hissettireceği gibi zaman zaman, olup biten her şeyi deli gibi kontrol etmeyi bırakarak bakmalı. Her gün bakıp da göremediklerimize bakmalı. Her şey son derece hızla gelişirken sen buna inat yavaşlayarak kazanabilirsin. Bunun yolu da ancak kendi içine yönelmenle olacak diyor
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Çünkü o kadar hızlı yaşıyoruz ki bu hayatı, ruhlarımız geride kalıyor. Mahremiyetimizi medyada fark etmeden harcıyoruz.Kızıyoruz, kırıyoruz, üzüyoruz.Değerlerimizden bir haber hayat sürüp gidiyoruz.Öyle bir çağa denk geldik ki hepsini artık maalesef doğal karşılıyoruz. Yavaşlamak gerek hem hızlı olan çabuk yorulur.
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20209,4bin okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
•Acı Gerçeğimiz: Sürdürülebilirlik
Uzun zamandır hakkında çok fazla düşündüğüm bir konuydu "sürdürülebilirlik". Bu konuda (ekoloji) okunması gereken kitaplar başlıklı listelerin mutlaka ilk sıralarında
Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik
Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik
kitabı olduğunu fark edince mutlaka bunu okumalıyım dedim ve başladım.
Levent Kurnaz
Levent Kurnaz
ve
Gülin Yücel
Gülin Yücel
'i okurken sanki gelecekten çıkagelen , dünyamızın karşı karşıya olduğu tehlikelerin ne boyutlara ulaştığından haberdar etmek isteyen, bu durumdan bahsederken de gayet yalın bir dil ve istatistik veriler kullanan iki insanı dinliyormuşum gibi hissettim. Listelerin ilk sıralarına girmeyi hak edecek kadar ekoloji alanında geniş bilgi içeren, ayrıca ekolojik yaşam konusunda okuyucuyu harekete geçirebilecek kadar etkili bir kitap.Kitabın sonunda" peki tüm bunlardan bana ne" diyebilecek olanlar için ; eğer karşımızda suya düşüp boğulmak üzere olan bir çocuk olsaydı ona karşı da mı "bundan bana ne" diyecektik? Oysa durum tam olarak bu! Sorunlara sırtımızı çevirirsek gelecek nesillerimizi sonu ölüm olacak felaketlerle yüzyüze bırakacağız. Unutmayalım ki, doğada sadece aldığımız kadarı var, daha fazlası yok!
Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik
Yeni Gerçeğimiz SürdürülebilirlikLevent Kurnaz · YENİ İNSAN YAYINEVİ · 202140 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
•Önce gönül, sonra kafa
Öğretmenliğe dair yazılmış olan tüm kitapları yarım bırakıp okumayı reddederek, eğitim fakültesinde 3. yılımı noktalarken böylesi güzel bir kitapla, mesleki alanda okumalarımın ilkinin açılışını yapmış bulunmaktayım. Her ne kadar geç kalmış olsam da , okuduğum ilk kitabın son derece samimi bir dille ve tıpkı iki dost karşılıklı sohbet ediyormuş havasında yazılmış olması ön yargılarımı yıktı. Üstelik
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
ve
İrfan Erdoğan
İrfan Erdoğan
gibi usta yazar ve fikir adamlarından eğitimde öğretmenin rolünün ne derece önem arz ettiğini , "öğretmen olabilme"nin bir sanat olduğunu ve bu sanatı icra ederken hangi ince noktalara değinmem gerektiğini öğrenmiş oldum. Sınıfın kapısını açtığım an arkamda yılların, on yılların hatta çağların, etkilenme potansiyelinin bilincinde kalabilmem dileğiyle...
Öğretmen Olmak
Öğretmen OlmakDoğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20136,5bin okunma
230 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Dijitalizm
Kendisini sosyal mecralardan ilgiyle takip ettiğim
Said Ercan
Said Ercan
`ın içinde bulunduğumuz dijital çağı çok güzel özetlemiş olduğunu fark ettim. Öncelikle kendisinin Instagram paylaşımlarını ve kitabın kapağında yer alan 5G- KPOP başlıklarını görünce kitabın bir dijital minimalizm kitabı olduğunu düşünerek almıştım. Tam da sosyal medya detoksundayken iyi gider diye düşünerek ancak tam anlamıyla ters köşe oldum. Kitabın büyük çoğunluğu dijitale iş yapmaktan, sistemin bu şekilde işlediğinden bahsediyor. Bu da bana olaya farklı pencerelerden bakmak gerektiğini hatırlattı. Dijital dünya değişmez bir gerçeğimizken bu dünyadan tamamıyla uzak durmak imkansız hâle gelmiş durumda. Yarının geleceği olan gençlere ulaşmanın bir yolu da bu dijital yoldan geçmekte. Bilinçli kullanımın yaygınlaşması, yerli ve milli uygulama projelerinin tasarlanmasıyla daha güvenli mecralarda buluşmak ümidiyle...
Dijitalizm
DijitalizmSaid Ercan · Motto Yayınları · 2019455 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap, bana yakın zamanda izlediğim Şahsiyet'i (dizi) hatırlattı. Aslında tek kişi değil katil. Bilen ama cinayete engel olmayan herkes katil. Tıpkı ülkemizdeki gibi değil mi? Ne kırmızı pazartesilerimiz oldu bizim. Hepsini unuttuk gitti. Kaç insan Santiago Nasar gibi suçsuz yere öldü. Namusu sadece kadında arayan cahiller kaç kadın katletti bu ülkede. Nice Reyhanlar göz göre göre solduruldu. Hepsinde ya sustuk ya unuttuk. Dizide geçen şu söz, resmen bizi bize anlatıyor. *"Sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? Herkes hasta, hepsi hasta. Yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. Bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak, sen kimsin ki, alt tarafı bir katil, alt tarafı bir cinayet haberi! "* ~ youtu.be/8h_u23zyiFg. ~
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,8bin okunma