Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Canan Öztürk

Canan Öztürk
@OkuyanbirCanan
85 syf.
6/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Bir arkadaşımın öneri listesinde görerek alıp okudum ancak çok beğenemedim. Bahsi geçen kol, anlatıcının babasının yaratılıştan fazla olan üçüncü kolu. Kalp hizasında bir kol. Dışardan bakınca belli olmuyor ama babası sürekli kendine espri konusu yapıyor. Acziyet yok. Baba bir gün ölüyor ve baba-oğul arasında geçen hatıralar önümüze seriliyor. Beğenmediğim yer bu hatıralar. Baba, oğluna çapkınlıkları, özel yaşamı, kadınlarla olan gönül ilişkilerini oldukça müstehcen bir biçimde anlatıyor. Bazı yerlerde midem bulandı. Perulu aileler böyle mi oluyor bilmiyorum ama beni tiksindirdi. Tavsiye etmem.Dili sade, akıcı. Çevirmenin başarısıdır belki puanım tamamen dil özelliklerine.
Bir Kol Hikayesi
Bir Kol HikayesiRicardo Sumalavia · Holden Yayınları · 2022190 okunma
Reklam
416 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Talihsiz bir zamana denk geldiği için elimde çok süründü. Oldukça akıcı, kolay okunabilir, kişiyi yormayan bir kitap. Ancak vasat. En başta müthiş heyecanlı bir olayla giriş yapmış, adeta bir Türk filmi gibiydi ama olay o giriş üzerine ilerlemedi. Yazarın bildiği bazı hikayeleri, kıssaları biraraya getirmek için kitabı oluşturduğunu düşündüm. Çoğunu edebiyat fakültesinde öğrenmiştim beni açmadı açıkçası ama bilmeyene ilginç gelebilir. Harut ile Marut'a(Bakara Suresi) telmih bunlardan biri.Bu yönüyle zorlama geldi. Gelelim elimde sürünmesine... Savaşın işlendiği bazı bölümler var, Yahudi soykırımına değinilmiş. Açıkçası Filistin müslüman halkına şu dönemde yapılan zulümleri görürken kitapta yapılan Yahudi güzellemelerini sevemedim, okumak istemedim. Evet yaşanmış ama aynı acıyla sınanan bir topluluğun bu denli acımasız olmasını içim kaldırmadı. Bu konudan bağımsız olarak bir daha yazara şans verir miyim bilmiyorum.
Dünyasızlar
DünyasızlarKaan Murat Yanık · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20202,698 okunma
57 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Dönüşüm' ün hemen arkasından veya öncesinde okunmasının daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Kafka' nın babasına ait travmalarının olduğunu Dönüşüm'ün bazı basımlarının sonsözünde okuyabiliyoruz.(Şahsen ben bir sonsözle öğrenmiştim.) Dönüşüm'de niçin bir böcek gibi hissettiğini anlamlandırmak açısından güzel bir kitap. Bir özyaşam kesiti. Bir iç döküş. Meğer ne kadar doluymuş da yazma ihtiyacı duymuş dedirtti. Bir yerde "Derdini güzel şekilde anlatan edebiyatçı" olur yazıyordu. (Her ne kadar edebiyat-çı sözü doğru bir kullanım olmasa da) Kafka bu sözü bende doğruladı.Tavsiye ederim keyifli okumalar
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
360 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Benim için tam bir hayal kırıklığı... O kadar övülmüştü ki kitap büyük bir hevesle başlamama rağmen hiçbir lezzet alamadım. İki kızın arkadaşlığı, çocukluk ve ergenlik olarak iki bölüme ayrılmış kitapta. Arkadaşlık ama kıskançlık ve kıyasla dolu, bir kopuk bir beraber değişik bir arkadaşlık. Açıkçası seriyi tamamlamayı düşünüyordum ama sanırım devam etmem. Edebi bir doygunluk alamamaktan ziyade bir günlük yazılmış gibi ama çalakalem, duygusuz, sadece olayların ve kişilerin sıralandığı. Bir ara acaba tek ben mi böyle hissediyorum bazı şeyleri kaçırdım heralde diye düşünürken uygulamada kitapla ilgili yorum aradım. Neyse ki buldum, yalnız değilmişim.
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,621 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Onlar her yerde; ailemizde annemiz, babamız, dedemiz, büyükanne ya da büyükbabamız, amcamız, dayımız, halamız olurlar; okulda müdürümüz ya da öğretmenlerimiz; işyerinde üstümüz ya da çalışanımız; toplumda kamu görevlisi ya da siyasetçidirler. Yetişkin görünümleri vardır ama o görünüme aldanmayın. Onlar "mış gibi" yetişkinlerdir." diyor kitabın arka kapağında. Sizin de bu tarz tanıdıklarınız varsa (ki kesin vardır, belki de sizsiniz) okumanızı tavsiye ederim. "Psikolojik bakımdan sağlıklı/sağlıksız aile, sağlıklı/sağlıksız birey nedir?, Bu bireyler hangi davranışları sergiler?" gibi sorulara birkaç kurgu kişi üzerinden cevaplar aranmış, cevaplar verilmiş. Özellikle evlenme arefesinde olanlar veya bekarlar okusa okuyan kişiye epey faydası olur diye düşünüyorum.Kişi en azından anne-baba olmadan bazı durumların farkına varır, eğer gelişime açıksa sağlıklı bir toplum oluşmasına katkı sağlar. Keyifli okumalar
Mış Gibi Yetişkinler
Mış Gibi YetişkinlerDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20212,391 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kişisel Edebiyat Atlası
Yazarın okuyup etkilendiği, okunmasını tavsiye ettiği yazarlar ve eserler üzerine bir inceleme olmuş. Ali Lidar, neden bu yazarları ve bazı eserlerini seçtiğini kitabın önsözünde belirtmiş.Bu konuda tek tek isim verip eserin içeriğini söylemeyeceğim haksızlık olur. Sadece bendeki etkisinden bahsedeceğim: Yazarların özel hayatlarına ait bilgiler her zaman ilgimi çekmiştir. "Nasıl bir ailede büyüdü? , Ruh hali nasıldı? , Hangi dönemlerde yaşamış?" merak ettiğim bazı sorulardandır. Benim gibi eğer edebiyat öğretmeniyseniz ve dersinizi ilgi çekici kılmak isterseniz bu bilgilerin öğrencilerinizi nasıl etkileyeceğini de bilirsiniz.Mesela bir gün Ahmet Haşim'i anlatmışsınızdır ve öğrencinin aklında (sadece) onların deyimiyle "Kendini çirkin bulurmuş ama aslında fena da değil hocam." bilgisi kalır. :) Ama yine de şairi merak eder. Bu yönüyle hem bana hem mesleğime katkısı oldu. Bazı bilmediğim, hiç okumadığım yazarları tanıdım. O yazarların bahsedilen eserlerini sepetime atmak için bir okuma listesi oluşturdum. Adeta birileriyle seviyeli bir kitap söyleşisi yapmış gibi hissettim. Meraklısına tavsiye ederim, severek ilgiyle okudum.
Kişisel Edebiyat Atlası
Kişisel Edebiyat AtlasıAli Lidar · İthaki Yayınları · 2017705 okunma
163 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
10 yıl sonra yeniden...
Raif Efendi'yle yaklaşık on yıl sonra tekrar karşılaştım. İlk okuduğumda onun deyimiyle "Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak edememiştim."(sayfa 51) Ama yaşadık, gördük daha da göreceğiz. Bu okuma benim on yıl önceki hayata bakışımla şimdiki bakışımın karşılaştırması, bir içe dönüş
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,7bin okunma
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Raviyan-ı ahbar ve nakilan-ı asar..."
Bazen bir arkadaş sohbetini çok özlersiniz, bir araya gelsek de iki lafın belini kıralım dersiniz. İhsan Oktay Anar kitapları okumak bana o lezzeti veriyor. Üslubu, mizah yeteneği, kıvrak zekası, nüktedanlığı, hayalgücünün zenginliği diğer kitaplarında olduğu gibi. Yani fevkaladenin fevkinde dedirten cinsten. Yazarın seçkin bir okuyucu kitlesi var bu malum ve bu kitleye dahil olmaktan çok büyük zevk aldığımı belirteyim, zira 4.kitabını okudum. "Raviyan-ı ahbar ve nakilan-ı asar" tamlamalarıyla başlayan yarattığı fantastik ve büyüleyici evrenle eğer ilk kez tanışıyor iseniz sizi yorabilir ancak Osmanlıca eğitimi almışsanız çerez yer gibi kitabı okursunuz. Özellikle Edebiyat veya tarih alanlarında eğitim alanların tadı damağında kalacaktır. Konusuna gelecek olursam; eski zaman mucitlerinin hayatlarını, yaptıkları icatları anlatıyor. Özellikle Calud seni hiç unutmayacağım:) Bunları kelimelerle anlatmakla yetinmemiş, makinelerin çalışma prensibini, resimlerini de eklemiş. Gerçekten takdir edilesi bir yaratıcılık. Çoğu gitti azı kaldı diyorum, külliyatı en kısa zamanda tamamlamayı umuyorum. Kitapla kalın.
Kitab-ül Hiyel
Kitab-ül Hiyelİhsan Oktay Anar · İletişim Yayıncılık · 20204,531 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Sıfır Noktasındaki Kadın
"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem." Bin Muhteşem Güneş kitabındaki bu alıntı aklıma geldi kitabı okurken. Firdevs bir hayat kadını. Yazar, onun dilinden yaşadıklarını anlatmış. Biyografik bir kitap. Edebi yönü çok kuvvetli değil, oldukça basit ancak akıcı. Bir oturuşta okunur. Kadın hikayeleri okumayı seviyorum. Firdevs'i de içim acıya acıya tanıdım. Bazı coğrafyalarda veya ailelerde kadının gerçekten adı yok. Ona sahip çıkmayan babasına mı kızayım, kollamayan anasına mı yoksa taciz eden amcasına mı hangisine bilemedim. Yaşadığı bunca pisliğin içinde belki de en temiz kalan kendi gönlü olmuş. Hep okumayı ve temiz bir işte çalışmayı istemiş ama herkes için şartlar aynı değil maalesef. Nice Firdevslerin yıllar geçse de aramızda olduğunu bilmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Kitapla kalın.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,6bin okunma
712 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Dune
İlk 150 sayfa kafamı veremediğim, anlamlandıramadığım, hemen hemen bir şey anlamadığım kitap. Benim gibi ilk sayfalarında adapte olamayanlara kitabın arkasındaki 'Ekler' bölümünü en baştan okumalarını öneririm. Okumanız o zaman anlam kazanacaktır emin olun. Dune bir çöl gezegeni. Diğer adı Arrakis. En büyük geçim kaynağı "melanj" adı verilen bir baharat. Bazı yorumcular bunu uyuşturucu olarak yorumlamış, o yönüyle de değerlendirilebilir. Ancak bu baharattan daha da kıymetli bir şey varsa o da "Su". Öyle ki insanlar kendi terlerini, vücut ısılarını tekrar kullanabilmek için damıtıcı giysiler giyiyor. Ölülerinin vücutlarında mevcut olan suyu alıp tekrar kullanıyorlar tabi kutsal saydıkları kişilerin ölüleri hariç. Kitap farklı dünyalara kapıları açar deriz ya hep, yazar en ince ayrıntısına kadar tasarladığı bambaşka bir evren yaratmış. Kitaba adapte olamamanın bir sebebi de bu farklı evren terimleri. Bunun için de bir sözlük koymuş kitap sonuna.Yani okuyucuya tüm kolaylığı sunmuş. Çöl gezegenine hakim olmaya çalışan topluluklar var ve oranın yerlileri. (Her ne kadar melanj bir baharat olsa da bu bana petrol uğruna yapılan günümüz savaşlarını anımsattı.) Kitaptaki savaşlar "cihat" adı altında yapılıyor ve pek çok İslamlıkla ilgili terim var. Peygamber, ramazan, Kuran-ı Kerim den ayetler... Siz benim kadar elinizde süründürmeyin bir çırpıda okuyun hatta filmini de izleyin derim.
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,7bin okunma
Reklam
327 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zor Bir Ailede Büyümek
Sıradan kişisel gelişim kitaplarından çok farklı olan bu kitap önce sorunu tanımlıyor. Ebeveynleri kategorize etmiş: toksik ebeveyn, sarhoş ebeveyn, ensest gibi... Sonra bu tarz ebeveynlere maruz kaldıysanız sizlere somut çıkış yolları önermiş. Öyle "anneni-babanı affet" cinsinden değil. Affetmeme özgürlüğünü sunmuş. Kitapla iyileşmeye 'bibliyoterapi' denir. Öylesi bir kitap. Eğer çocukluğunuza ait travmalarınız varsa mutlaka size fayda sağlayacaktır.Ayrıca psikolog olan yazar, bazı yerlerde (özellikle ensest vakalarda) tek başına kitabın yeterli gelmeyeceğini terapi almanız gerektiğini vurguluyor. Herkesin kişisel gelişimci, aile danışmanı vb. olduğu şu günlerde bence bu bile kıymetli. Kendi mağdur danışanlarında gördüğü-göremediği durumları okura sunmuş. İçindeki çocuğu büyütenlere, mutsuz bir çocukluğa maruz bırakılanlara, çocuk sahibi bireylere, öğretmenlere ve ilgilisine tavsiye ederim. Şahsen epey faydalı buldum kendim için. 10 seans terapi alsam bu kadar faydalı olur muydu şüphedeyim. Aynı etkiyi "Boş Ayna" kitabında da tecrübe etmiştim. Bu vesileyle o kitabı da önereyim. Kitapla kalın, iyi okumalar
Zor Bir Ailede Büyümek
Zor Bir Ailede BüyümekCraig Buck · İletişim Yayınevi · 20181,981 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ahraz
Bazı zamanlar vardır; insanlar sizi haklı görse de asla yanınızda olmaz, çoğunluğa göre hareket eder. Siz bir el, bir bakış umarsınız ama onlar göz devirir, suratınıza kapı kapatır. Yapayalnızsınızdır, kendinizden başka tutunacak kimseniz yoktur. Ama hiç kimse.Anne, baba, akraba da dahil. Adile de işte böylesi durumlar yaşıyor bu romanda.İsminin tam tersi hiç de adil olmayan bir şekilde hayata bilmem kaç sıfırla başlamış, yapayalnız bir karakter. Bazı karakter içindeki gücü bulur toparlar, bazıları da bulamaz. Spoiler vermemek adına Adile'nin ne yaşadığını yazmayacağım. Adile bir gün anne olur, bir oğlan çocuk dünyaya getirir. İşte bu çocuk AHRAZ. Kelime anlamı işitmeyen, konuşmayan demekmiş. Romanla öğrendim. İsmi İsrafil. Bu ana oğulun yaşadıkları beni Hasan Ali Toptaş'ın "Beni Kör Kuyularda" romanına götürdü. Aynı topluluk, aynı insanlar. Yüzlerine tükürülesi. Karaktersizliğin kol gezdiği. Seyir merakı hat safhada olan.Çoklukla hareket edebilen, tek başına bir hiç olan. İçleri kötülük bağlamış ve asla kendilerini dışarıdan görmeyen adi bir topluluk. Yazarın ilk romanıymış ama ne tekrara düşmüş ne de anlatılanlar arasında bir kopukluk var. Bu açıdan da başarılı buldum. Kalemine sağlık doğrusu. Görülmeyen insanları bize sunduğu için tebrikler. Mesleğim gereği nerde kenarda kalmış bir çocuk var, tanırım. İsrafil'i, Adile'yi, marangoz Yusuf'u da gerçekmişçesine bunların arasına kattım. Hepsini çok sevdim. Umarım siz de sever ve kucak açarsınız. Kitapla kalın.
Ahraz
AhrazDeniz Gezgin · Can Yayınları · 20194,874 okunma
584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Bozkurtlar
"Bir ölür, bin diriliriz." düşüncesini kendilerine düstur edinmiş Türklerin yaşamlarından bir parça okudum. Kah at üzerinde savaşlara katıldım, ok attım kah zafer kazandım, kopuz dinledim. Öyle akıcı öyle içine çeken bir anlatım... Başlangıçta Bozkurtlar Diriliyor ismiyle yayınlanan ilk kitapta I.Gök Türk Devletinin yıkılışı ve Kür Şad ile 40 çerisinin Çin'e baskın yapmasını anlatıyor. Bozkurtlar Diriliyor ismiyle yayınlanan ikinci kitapta ise Türklerin tekrar toparlanıp II.Gök Türk Devleti'nin kurmasını anlatıyor. Daha sonra herhalde okuyucular her iki kitaptan da istifade etsinler diye Bozkurtlar ismiyle yazarının da kabuluyle tek kitap halinde basılmış. (İyi ki bu baskısını daha önceden edinmişim zira gelen zamlarla kitabın fiyatı Kitapyurdunda 75 TL olmuştu en son. Kitap fiyatlarına gelen zamlara üzgün olduğumu belirtmek isterim.) Türk tarihine de çok güzel bir kaynak olabilecek kitapta İslamlıktan önce Türklerin yaşayışlarını da en saf haliyle görmek mümkün.Bir ara Dede Korkut'un gelip deyiş söylemesi, sevindikleri veya üzüldükleri zamanlarda okudukları koşuklar, mertlikleri, kadına verdikleri değer, kımız içmeleri, avlanmaları, Ötüken bozkırları, Çinlilerle yaptıkları savaşlar, avlanmaları, at binmeleri, ok atmaları, kopuz...Hepsi çok etkileyiciydi. Tüm Türk gençliğinin bu iklimi solumasını temenni ederim. Keyifli okumalar.
Bozkurtlar
BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202414,5bin okunma
229 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Firavun İmanı
Devletlerin tarihlerinde bazı kırılma noktaları vardır.Bu dönemlere denk gelmiş olmak bile insana imtihan olarak yeter.Tabiri caizse at izinin it izine karıştığı, bulanık, "Zamanların en kötüsüydü." diye nitelendirilebilecek dönemler... Bizim güzel ülkemizin de şahitlik ettiği bu dönemlerden biri olan 'Sakarya Meydan Muharebesi' ile başlıyor kitap.Cephe değil de tıpkı Küçük Ağa'da olduğu gibi cephe gerisindekiler kahramanlar.Ama ne kahramanlar...Mehmet Akif'ler, Hüseyin Avni'ler ve firavunlar... Evet bulunduğu kaba göre şekil alan bazen hainlik yapan bazen de türlü oyunlarla yolunu bulan tipler...Onlara bu ismi İstanbullu Hoca takmış, çok da yakışmış.Eser; Küçük Ağa- Küçük Ağa Ankara'da ve Firavun İmanı sıralamasına göre yazılmış.Bu sıralamaya göre okumasaniz da olur, zira ben oyle yaptım.(Küçük Ağa Ankara'da da tedarik sorunu yaşanıyor sanırım.)Firavun İmanı'nda Küçük Ağa ismi birkaç yerde yardımcı kahraman olarak geçiyor. Özetle kitaplar birbirinden bağımsız okunabilir. Yunan düşmandan ziyade içimizdeki hainlerle nasıl savastigimizin da bir kanıtı kitap adeta.Yaptigim alintilardan dönemin zihniyetiyle ilgili bilgi sahibi olabilirsiniz.Kurgusu çok sağlam, Türkçe'nin en güzel haliyle bize sunulmuş.Dili ustaca kullanmasında Tarık Buğra'nın hocalarının Ahmet Hamdi TANPINAR ve Mehmet Kaplan olmasının rolü büyüktür eminim.Yazarın keskin bir gözlem ve analiz gücü var.Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Firavun İmanı
Firavun İmanıTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20121,160 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Pijamalılar
Toplumsal yergi türüne örnek olabilecek bu kitap, Rıfat Ilgaz'ın verem hastalığı sebebiyle yakından tanıma imkanı bulduğu hastanelerde geçiyor ve bu vesileyle sağlık sisteminin eleştirisini yapıyor yazar. 38 derece ateşle 42 gun boyunca röntgen için ordan oraya sürüklenen hasta mı ararsınız, hastanede yatak bulabilmek için araya tanıdık birilerini sokmaya çalışanı mı yoksa yemeklerden şikayet ettiler diye hastaneden taburcu edileni mi...hepsi ziyadesiyle mevcut.Ancak kitap kapağından tahmin edileceği gibi bu durumları ajitasyon yoluyla degil de kara mizah yaparak vermeyi tercih etmiş. Hababam Sınıfı'nda nasıl İnek Şaban, Güdük Necmi gibi isimler kullandiysa bu romanda Musluk Nuri, Nalbant Şevket, Kekeme Kemal gibi kahraman isimleri seçmiş.Başlangıçta "Bizim Koğuş" ismiyle yayımlanan kitap 70 li yıllarda Pijamalilar ismiyle yayımlanmaya başlamış. "Bu aralar kafamı toplayamıyorum, hangi kitabı elime alsam süründürüyorum." diyen olursa hemen okumaya başlasın, oldukça akıcı.Keyifli okumalar dilerim
Pijamalılar
PijamalılarRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2017421 okunma
282 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi
Son zamanların çok övülen kitabı ile geldim.Genelde birilerinin övdüğü kitaplar beni o kitaba çeker ve olumlu etkilenirim ancak bu kitaba büyük bir hevesle başlamama rağmen öyle olmadı.Gelelim konusuna; Nora depresyondadir ve ölümü düşünmektedir.Paralel evrende bir kütüphaneye gider ve orada hayatı boyunca aklında kalan yaşamları deneyimleme imkanı bulur.Hani 'Başka bir bölüm okusaydım böyle olmazdı.' veya 'Falancayla evlenseydim çok mutlu olurdum.' gibi cümleleri kurmuşsunuz da bunları yaşama imkanı size verilmiş gibi düşünün.Tek tek, farklı hayatların içinde bulur kendini.Kurgu olarak farklı evet ama nitelikli kişisel gelişim kitaplarını okumuş biri olarak bana içerik basit geldi.Edebi yönü kuvvetli değil.Popülaritesi yüksek, kitleleri etkileyebilecek cümleler var. Bu tarzla hiç tanışmamış kişiler eminim begenecektir ama ortalamanın üstü bir okursanız benim gibi düşünebilirsiniz. Keyifli okumalar
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,7bin okunma
Reklam
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Konfor ALANI
Genç bir teğmen olan Giovanni Drogo, ilk görev yeri olarak Tatar Çölü'ndeki Bastiani Kalesine tayin edilir.Baslangicta büyük başarılar elde etmek, terfi almak ve savaşlar kazanmak gibi idealleri vardır.Ancak zamanla bu ideallerinden uzaklaşır.Nedenini niçinini okudukça anlayacaksınız zaten.Romanın bende cagristirdigi, kafamda sürekli yankilanan söz öbeğine değineceğim: Konfor alanı. Konfor alanı tehlikelidir.İnsanı uyuşukluga sevk eder.Zamanla alışkanlığınız haline döner ve bir bakarsınız zaman geçmiş gitmiş siz olduğunuz yerdesinizdir.Kafamda türlü kişiler belirdi.Ilk görev yerimde bazı hocaların her gün ogretmenler odasında oturdukları sandalyeler bile aynısıydı, başka tarafta oturmazlardi.15 yıl aynı kurumda çalışan, birbirlerinin vereceği tepkileri bile ezberleyen kişilerdi.Hep merak etmişimdir acaba hiç mi değişime gerek duymadılar? Ya da hiç denediler mi? Sadece onlar da değil bulunduğu mahalleyi bile terk edememiş (mutlu olduğu için değil, alışkanlıktan) kişiler dışarda akıp giden hayata hiç mi özlem duymadılar?Bu kadarcik da mi cesaretleri yoktu? Umuyorum bir gün ya da yaş aldıkça bu konfor alanı kıskacına meslegim geregi sıkışıp kalmam diyor ve kitabı tavsiye ediyorum, iyi okumalar.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
"Beyim mazur görün, sizin fotoğrafınızı çekemeyeceğim." dedi, burası mesut insanlar fotoğrafhanesi. Kitabi okuyana kadar ismini sadece Yedi Mesalecilerin en genç üyesi olarak bildiğim Ziya Osman Saba' yı tanımak isteyenler için güzel bir kaynak.Durum hikayesi türünde parçalardan oluşan kitapta biyografik unsurlar yoğunlukta.Şairin yaşadığı ev, çocukluğunda oturduğu sokak, Galatasaray Lisesi yılları, en yakın arkadaşı Cahit Sıtkı Tarancı ile dostluğu...ve daha nicesini bu kitapta bulmak mümkün. Üslubuna gelecek olursam her hikayesinde tertemiz Türkçesiyle buruk bir hüzün, melankoli, geçmişe özlem, tefekkür ilk gözüme çarpan özellikler.Eskiye özlem duyanların, günümüze tutunamayanlarin özellikle çok beğenecegini düşünüyorum."Bıraktığım İstanbul" hikayesi bir İstanbul aşığı olarak en beğendiğim öyküsü oldu.Yarim saat içinde bana İstanbul'un tüm semtlerini gezdirdi.Malesef günümüz şartlarında bu pek mümkün değil, bilirsiniz. Şu saatten sonra kolay kolay hikaye kitabı beğenmem sanırım.Kitapla kalın, iyi okumalar
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
Mesut İnsanlar FotoğrafhanesiZiya Osman Saba · Can Yayınları · 2018570 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Sahnenin Dışındakiler
Sahne: 1920 lerin Anadolu'su. Sahnenin dışı ise işgal altındaki İstanbul. Nehir roman uclemesinin sonuncusu tarihsel dönem olarak da kronolojik ilerlemiş.Mahur Beste II.Abdulhamit döneminin son zamanlarını, Huzur I.-II.Dünya Savaşı arasındaki sıkışmış nesli anlatırken Sahnenin Dışındakiler Milli Mücadele dönemindeki İstanbul halkının gündelik yaşamını işlemiş. Başkahraman Cemal ve etrafındakilerin şahit olduğu olaylar, onların başından geçenler Tanpınar'ın eşsiz ve kusursuz üslubuyla anlatılmış. Diğer iki romanın aksine kasvetli, iç bunaltıcı hava bu romanda yok ve daha akıcı. Ve kadınlar...Üçlemenin bahtsiz ve kötü talihli kadınları...Sırasıyla Atiye Hanım, Nuran ve Sabiha.Hepinizi çok sevdim. Zihninizin yoğun veya yorgun olduğu dönemlerde değil de kitaba ayrıca bir zaman ayırarak okumanızı öneririm.
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin DışındakilerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20192,783 okunma
245 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Puslu Kıtalar Atlası ile başlayan İhsan Oktay Anar'ı tanıma serüvenim Suskunlar ile devam etti.Puslu Kıtalar Atlası o kadar övüldü, o kadar beğenildi ki "Ya okumanın hakkını veremezsem." endişesi doğurdu bende. Çünkü eser postmodernistti ve ben henüz bu tarzla tanışmamıştım. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi ve o büyülü evren beni içine çekti, yazarın 3.kitabını bitirdim. Darısı tüm külliyata! Pürdikkat okuma becerisi gerektiren bu kitabı zihniniz yorgunken değil aksine kitap için vakit ayırarak okuyun ki tekrar tekrar okuduğunuz satırların başına dönmeyin derim. Hikayenin kahramanlarından Cezzar Dede ve Ölüm'ün birbirlerine hikaye anlatma oyunuyla başlayan kitapta birbirinden bağımsız hikayeler yer almakta. O yüzden baştan sona aynı olay örgüsü etrafında geçmiyor ancak temelde tabiki bir olay var: Uzun İhsan Efendi'yi bulabilmek. Yazarla ilgili de birkaç sözüm olacak. Türk Edebiyatına bir soluk getiren İhsan Oktay Anar'ı tebrik eder, kalemine kuvvet dilerim. Günümüz popülaritesinin dışında sessiz, sedasız, eserleriyle! yaptığı işle bunca okuru birleştirmek, buluşturmak kolay olmasa gerek.Mizah gücüne de ayrıca hayranım. Okurunuz bol olsun İhsan Bey. Umarım bir imza günü veya söyleşinizde sizinle tanışma fırsatı bulurum.
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
309 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Çok çok çok çoktan da çok beğenerek okudum. Başlangıçta "Vay be miras olayları Norveç'te de yaşanıyormuş." dedirtti ancak sonraları olaylar farklı boyutlara evrildi.Hemen herkes hayatının bir döneminde miras konularına şahit olmuş veya bu olayı yaşamıştır. Ayırılan, kayırılan çocuklar bir taraftayken; görmezden gelinen, hakkı yenilen çocuklar da diğer taraftadır. Dört kardeşin ikisi ebeveynlerinin mirasına layık görülürken diğer iki kardeşin miras konusunda hakkını aramasıyla olay örgüsü başlıyor. Kitabın ortalarında içinize bir yumru gibi oturacak sır sizi karşılayacak. Tüm duyguları okuyucuya aktarmayı başaran çevirmeni kutluyorum. Kitabın içine bu denli girebilmem bence çevirmenin başarısı. Bir ailenin çöküşü, kardeşlerin kopukluğu, anlayışsızlıklar, toksik ilişkiler, ebeveyn olamayan sözde yetişkinler, çocukluk travmaları hepsi Jung ve Freud'un görüşleriyle anlatılmaya ve anlaşılmaya çalışılmış. Keyifli okumalar
Miras
MirasVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 20213,758 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mine Söğüt'ü Beş Sevim Apartmanı'yla tanıdım ve çok sevdim. Bu kitabı da epeydir kütüphanemdeydi ama okunmak için doğru zamanı bekliyormuş sanırım.Tarzı diğerinden biraz farklı. Ortalama bir okur için kitap biraz zor gelebilir. Olay örgüsünden ziyade iç konuşma ve bilinç akışı teknikleriyle yazılmış. Ama bir kitap kurduysanız eminim çok seversiniz. 21 hikayenin hepsi çeşitli sebeplerle deliren kadınlarla dolu.Epeyce düşündüm bir kadın ne zaman delirir? * Annesinin intiharına seyirci kaldıysa delirir. *Kocası tarafından şiddete maruz kalıyorsa delirir. *Aile içi veya dışarıdan tacize uğruyorsa delirir. *Görmezden gelinirse delirir. *Ebeveynleri, erkek değil diye ona psikolojik şiddet uyguluyorsa, kardeşler arasında adalet yoksa delirir. *Evladını kaybetmişse, birisi evladını öldürdüyse delirir. *Koca şiddetinden kaçıp baba evine dönse 'acaba beni kabul ederler mi?' diye düşünüp tekrar o evde olmak zorunda olduğunda delirir. Liste böyle uzar gider. Evet, kadın olmak zor. Ama bu kadınlar için daha da zor. Canım ülkemin canım kadınlarının hepsini kucaklayasım geldi."Gel otur dertleşelim, sen anlat ben dinleyeyim." desem hepsine...' Sen çok değerlisin.' desem... Tabi ki yeterli gelmez. Biz bu kadınları biliyoruz da bilmeyen erkekler okusa da bu kitapları keşke biraz olsa bu caaanım yaralı kadınların sayıları azalsa.Böylesi bir farkındalıkla bu kitabı kaleme alan yazara teşekkür ederim.
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,9bin okunma
Reklam
510 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Eser, Hasan Sabbah'ın Haşhaşiler olarak bilinen İsmaili hareketini nasıl ilmek ilmek kurduğu üzerinde ilerliyor. Başlangıçta İslamı eleştirmeye yönelik bu hareketin zamanla "Hiçbir şey gerçek değil, her şey mübah." düsturu üzerine kurulu. Tüm ahlaki ve insani değerlerinden uzak bu harekete nasıl fedai seçtiği, yalancı cennetler kurup kızlarla dolu haremi uzun uzun anlatılmış. İlginç olan durumsa fedailerin, liderlerinin yanlışlarını görmelerine rağmen Hasan Sabbah'a ve arkadaşlarına bağlılıkları. Bu kafa karışıklığı için onları uyuşturması gerektiğini biliyor ve yapıyor. Okuyan herkesin aklına gelebilecek olan Semerkant (Amin Maalouf) kitabıyla karşılaştırılamayacak bir kitap çünkü Semerkant'ta daha çok Ömer Hayyam üzerinden giderken burda Ömer Hayyam, Hasan Sabbah'ın hatırasında kalan ve çok özlediği bir arkadaşı. (Ha ayrıca Nizamül Mülk, Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah gençliklerinde arkadaşmış ve Nizamül Mülk'ün verdikleri söze ihanet ettiği gerekçesiyle devlete saldırmakta Haşhaşi lideri.) Alamut daha çok olay ağırlıklı, Semerkant'ın ise edebi doyuruculuğu çok çok yüksek. Kurguları, olaylara bakış açıları, üslupları birbirinden çok ayrı. O yüzden ikisini de ayrı ayrı okuyun derim.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,7bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ah Harriet... Harriet ve David çok çocuklu bir aile olmayı hayal ederek evlenmişlerdir. Bu durum, her ne kadar bizim toplumumuzda sürpriz olarak karşılanmasa da genellikle bireyselliği seven tek çocuklu, akrabalık ilişkileri bizim kadar yoğun olmayan İngiliz toplumu için farklı bir durum olarak karşılanmıştır. Ancak zamanla tüm akrabaları bu duruma alışmışlardır. Her ne kadar Harriet'in annesi Dorothy yardıma geldiği için mızmızlansa da! Ancak 'Beşinci Çocuk' olarak doğan Ben'le tüm dengeler değişmiştir. Daha fazla ipucu vermemek adına romanın olay örgüsüne girmeyeceğim ancak bir anne olarak Harriet'in yalnızlığı beni derinden etkiledi;ailesinin, çocuklarının avuçlarından kayışı, mutsuzluğu, yorgunluğu... Karşımda görüversem 'Üzülme, seni anlıyorum.' demek istedim. Çünkü onun yaşadıklarını kimse anlamadı. Ben'in durumunu tüm doktorlar, öğretmenler ve yetkililer görmezden geldi. Tek istediği anlaşılmaktı. Doris Lessing ile tanışma kitabı olarak kesinlikle tavsiye ederim, okuyun, okutun
Beşinci Çocuk
Beşinci ÇocukDoris Lessing · Delidolu Yayınevi · 2019485 okunma