Şiirleriyle tanıdığım Orhan Veli Kanık'ı bu sefer hikaye türünde bir eseriyle tekrar tanıdım. Şair adeta bazı hikayelerinde kendini yazım tarzını açıklamış.
''Bir yazı yazmak lazım. Gelelim Réalisme bahsine. Réalisme’i artık başka türlü anlamalı. Bir eser, içine dünyanın en çirkin realitelerini doldurmakla réaliste olmaz. Sefaletleri, ıstırapları, sınıf tezatlarını en keskin hatlarıyla canlandırmak isteyen çok kere mübalağaya düşer. Dünyayı hep kara gözlükle görmek, pertavsızı sadece pisliklerin üzerinde dolaştırmak bence romantisme’in ta kendisidir. Yirminci yüzyıl adamınınsa romantique olmaya hakkı yok artık. Cemiyete faydalı olabilmek, insanları, söylediklerimize inandırmakla mümkün. Réaliste yazarla romantique yazarı konu bakımından da ayıramayız. Çünkü yeryüzünde réaliste olay yahut romantique olay diye bir şey yoktur. Bir yazarın edebi hüviyetini sadece işçiliği tayin eder. '' Bu alıntıdan da gördüğümüz üzere kendini adeta okur karşısında açıklamış. Sınırlarını çizmiş. Çok beğendim.