Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Saadet bu ömrün neresinde?"
BİR ADA ARIYORUM Bir ada anıyorum. Gürültüden uzak. Sisten ve pislikten uzak. Bir ada ki, kıyılarını berrak deniz okşasın, yumuşak yumuşak. Tuzlu deniz koksun suları. Hani çocukluğumuzdaki gibi. Hani insanlar onu lağım kokutmadan önceki. Korkusuzca gireyim sularına. Kulaçlayayım doya doya engine doğru. Arınsın, dinlensin, “yaylasını alsın”
Allah Korkusu
EY İMAN edenler! Allah'tan korkunuz ve O'na itaat ediniz ve herkes yarın (ahiret) için ne hazırladığına baksın Allah'tan korkunuz, çünkü O, yaptığınız her hareketten haberdardır." (Haşir suresi, 59:18) ALLAH KORKUSUNUN YEDİ ALAMETİ Ebu Leys es-Semerkandî der ki: Allah korkusunun yedi alameti vardır: Birincisi; dilde görünür.
Reklam
Kitap da geçen bu yazıyı buraya mutlaka bırakmalıyım. Lütfen Okuyun.
“Herkes hayattan bir şey almak ister ama ona bir şey ver­mek istemez. Çoğu kimse hayata menfaatçi, zorba ve asalak olarak atılır. Hayatın anlamını bu asalaklıkta ararlar. Böyle bir hayat anlayışı uzun yıllar boyunca acı içinde ço­cuklara aşılanır. Kimler aşılar? Anne-baba!.. Bu telkinlerle yetişen çocuklar, büyüdüklerinde zorba, aç gözlü, şehvet düşkünü, tembel ve vurdumduymaz olurlar. En sonunda artık hiç kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağ­lılık duymayan duyarsız gençler olur çıkarlar. Bu tiplerde ül­keye, millete karşı sevgi, yüksek düşüncelere ciddi uğraşlara saygı uyanmaz. Anne ve babalarını da içtenlikle sevmezler. Ne ekerseniz, onu biçersiniz.! Ne pişirirseniz, onu yersi­niz! Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırgan otları ve dikenler ye­tişir. Anne-babaların, çocuklarının beyinlerini ve kalplerini işle­meden kendi hâline bırakmaları, akla ve vicdana uygun değil­dir. Hatta böyle bir ihmal, ahlâksızlıktır, cinayettir. Çünkü çocukların iyi terbiye görüp görmemesi meselesi, yalnız anne-babayı ilgilendiren bir mesele olmayıp, aynı zamanda top­lumu ve devleti de ciddi bir şekilde ilgilendiren hayatî bir me­seledir. İstediğiniz kadar mükemmel anayasalar yapın. Özgürlük­ler alanında da halka dilediğiniz kadar haklar tanıyınız. Sos­yalizmin veya liberalizmin sihirli gücüne dilediğiniz kadar inanın. Eğer çocuklarınız gerektiği şekilde eğitim almazlarsa hayata bir hiç olarak atılırlarsa, yasalar ve bütün sosyal hak­lar var olmasına rağmen toplumsal hayat yine de sönük ve ruhsuz olacaktır.”
Hayat YayınlarıKitabı okudu
Çocukları için hep servet ve refah sağlamaya uğraşırlar. Böylelikle annelik ve babalık görevini en iyi bir şekilde yeri­ne getirdiklerine inanırlar. Bu konuda Lev Tolstoy, gayet haklı olarak şu sözleri söylüyor. “Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden biri şudur ki, herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder, fakat hayatını terfi ettirmesini ve bizzat çalışma sonucunda hayatı­nı daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez.” Herkes hayattan bir şey almak ister ama ona bir şey ver­mek istemez. Çoğu kimse hayata menfaatçi, zorba ve asalak olarak atılır. Hayatın anlamını bu asalaklıkta ararlar. Böyle bir hayat anlayışı uzun yıllar boyunca acı içinde ço­cuklara aşılanır. Kimler aşılar? Anne-baba!.. Bu telkinlerle yetişen çocuklar, büyüdüklerinde zorba, aç gözlü, şehvet düşkünü, tembel ve vurdumduymaz olurlar. En sonunda artık hiç kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağ­lılık duymayan duyarsız gençler olur çıkarlar.
İçimdeki öfke tıpkı senin içindeki gibi yansa da Hiç kimse alevleri görmez Ancak kendilerini insafsız gösteren bencil insanlara Vahşi maymunlar ya da av hayvanları Ya da leşin üzerinde dolaşan aç gözlü akbabalar gibi Tiksintiyle bakabiliyorum.
Sayfa 60
İki aç gözlü kimse var ki bunlar hiç doymak bilmezler.Birisi ilme düşkün olması diğeri mala düşkün olması
Reklam
Ebu Leys es-Semerkandî' der ki: Allah korkusunun yedi alameti vardır: 1. Dilde görünür. Allah'tan korkan bir kul dilini yalandan, dedikodudan, kovuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan korur. Bunların yerine O'nu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmi konuşmalarla meşgul eder. 2. Kalpte görünür. Allah korkusu taşıyan kul
❛❛ Allah korkusunun, yedi alâmeti vardır:
—Birinci alâmet dil'de belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkor, bunlar yerine onu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder. —İkinci alâmet kalbde belirir: Allah korkusu taşıyan kul başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Kimse aşkı düşünmez oldu. Kimse düşünmez oldu yengiyi Kimse Hiçbir şey düşünmez oldu artık. Mağaralarında yalnızlığın Uyumsuzluk doğdu Afyon ve esrar kokusuyla kan,
Reklam
Peygamber efendimiz (s.â.v.) şöyle buyurmuştur; " İki aç gözlü kimse var ki, bunlar hiç doymak bilmezler. Birisi ilme düşkün olan, diğeri de mala düşkün olandır."
Sayfa 41 - ÇelikKitabı okudu
İçimdeki öfke tıpkı senin içindeki gibi yansa da Hiç kimse alevleri görmez Ancak kendilerini insafsız gösteren bencil insanlara Vahşi maymunlar ya da av hayvanları Ya da leşin üzerinde dolaşan aç gözlü akbabalar gibi Tiksintiyle bakabiliyorum.
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Ama vâizin sözleri, şeriata uygun, şiddetli azablarla korkutma ve ikaz etmek şeklinde olursa, kalbi sözüne uymayıp dünyaya düşkün olursa, insanların gafleti bunun sözleri ile yine gitmez. Böyle olan kimse, baklava tepsisini önünde tutup, daima yiyen ve «Ey insanlar! Sakın kimse bunun etrafında dolaşmasın ki, zehirlidir», diyen kimseye benzer. Bu, insanların ona aç gözlü demesine ve hepsi kendisine kalsın, kimse yanına gelmesin diye böyle söylüyor demelerine sebep olur. Ama ameli ile sözü şeriata uygun ve geçmiş büyüklerin sözlerine ve ahlâkına benzerse, halk arasında kabul görüyorsa gafiller onun sözü ile gaflet uykusundan uyanırlar. Kabul görmezse veya söz dinleyen kimseler yoksa veya kimse huzuruna gelmezse, hepsi gaflette kalır. Onların arkasından gidebildiği kadar gitmek, evlerine gitmek ve davet etmek vacib olur.
Sayfa 575Kitabı okudu
120 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.