Ekonomi bakanımız Zafer Çağlayan gazete okurken kol saatinin reklamını görmüş, meğer o sırada hayırsever Rıza oradaymış, sen zahmet etme abi, ben ayarlarım demiş, ayarlamış, biz bakmayalımmış faturayı kimin ödediğine, garanti belgesi kendi adınaymış filan.
Aslına bakarsanız, Zafer Çağlayan'ın suçu yok.
Hani, sünnet çocuklarına kol saati
“Sence… sence… insanları engelleyen şey, her zaman korku mudur? Acaba… acaba… utanç olamaz mı… herkesin önünde kendini ortaya koymanın… örtüsüz kalmanın utancı… olamaz mı?”
Üç haftadır neredeyse bu eser ile yatıp kalktım desem yeridir. İlkin müzikaline denk geldim ve bir ay öncesinden biletimi aldım. Sonra eserle ilgili hiç bir fikrim olmadığından, kitabını okumak istedim. Bu iki haftamı alan bir süreç oldu. Açıkçası kitabı okurken büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Nerede bu Notre Dame'ın kamburu? Kitabın
Bir kitap bittiğinde ben aynı "ben"sem, bana göre o kitap okunmaya değmez. İşte Tutunamayanlar asla bu tür kitaplardan değil. Hani bazı yazarlar da vardır, hayat değiştiren. Ve evet, Oğuz Atay kesinlikle bunlardan birisi. Hayatı genç yaşta sonlanmış, ve bizi belki de birçok şaheserden mahrum bırakmış birisidir ayrıca.
Tutunamayanlar,
Bazen yıldızların altında tek başıma oturur
Ve kalbimdeki galaksileri düşünürüm
Gerçekten merak ederim,
Acaba bir gün biri bu var oluşuma bir anlam verebilecek mi diye.
“ belki de… Sevgi insanın kafasına bir kurt, bir şüphe sokuyor bir kadını sevdiğinde ondan hiçbir zaman emin olamaz insan… Kendinden emin olmadığı için mi acaba?“
Başarı nedir?
Ebeveyn olarak çocuğunuzun başarılı olmasını istemeniz kadar doğal bir şey yok. Ancak çocuğunuzun başarılı olmasını isterken nasıl bir yol izliyorsunuz? İzlediğiniz yol işe yarıyor mu? Acaba bir yerlerde hata mı yapıyorum düşüncesi aklınıza hiç düştü mü? Ya da ben çocuğuma nasıl yardımcı olabilirim? gibi sorular aklınıza geliyorsa bu kitabı okumalısınız.
Lisans eğitiminde sıkça yer verdiğimiz bir durum da ailenin çocuktan başarı beklentisi. Ne zaman bu konu öyle ya da böyle işlense içimde bir yerler cız eder. Kendi hayatımda hiç maruz kalmasam da çevremde yalnızca çocuğunun akademik başarısını önemseyip çocuğun yaşam başarısını dikkate almayan, çocuğa vereceği sevgiyi alacağı sınav notu ile eşdeğer tutan anne babalar gördüm, şahit oldum, vakalarını okudum. Oldukça basit gibi gözüken bu tutumlar temelde çocuğu yaralayan bir durum olarak karşımıza çıkabiliyor. Çocuğa "seni sen olduğun için seviyorum, elbette ki başarı önemli ama sen çok daha önemlisin" duygusunu vermek ve başarıya giden yolda yapılması ve yapılmaması gerekenleri yalın ve gerçekçi bir şekilde bir araya getirmiş Doğan hoca. Anne babalara öneri niteliğinde okutulması gerekli olan bir kitap. Kesinlikle öneriyorum.
Sevgiyle kalın
OSMAN / AYFER TUNÇ
-
(Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi yorumuma profilimden ulaşabilirsiniz.)
Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman üçlemesinin son kitabı ‘Osman’ın yorumunu yazarken zorlanıyorum. Çünkü bitmesini istemediğim, karakterleriyle bütünleştiğim bir seri oldu kendisi.
Yeşil Peri Gecesi’nden sonra Osman’da neler olacağını aşırı merak ediyordum. Olayları Şebnem’in ağzından dinlemek duygusal anlamda çok etkilemişti beni, bir de nefret ettiğim şerefsiz Osman’dan dinlemek istiyordum. Osman’a acıyacağım aklımın ucuna gelmezdi çünkü yaptığı şeyler beni kendinden tiksindirmişti.
Seri yorumu yaparken en zorlandığım nokta spoiler vermemek. Çünkü önceki kitapta olanlardan biraz biraz söylemezsem bu kitabın yorumunu yapamıyorum. Fakat direneceğim ve söylemeyeceğim.
Gerçekten okumanızı çok istediğim bir seri.
Ben kitaplarla vedalaşamadım, çok büyük bağ kurdum kendileriyle. Şebnem, Osman, Teoman, Gün… her bir karakteri ilmek ilmek o kadar güzel işlemiş ki Ayfer Tunç..
Gerçekten müthiş bir kurguydu, gerçek gibiydi. Eski Türk filmleri tadındaydı.
Kitaplar arasında bir sıralama yapacak olursam en sevdiğim kesinlikle Yeşil Peri Gecesi oldu, sonra Kapak Kızı ve son olarak da Osman.
Kader deyip de yaşanan bir olayın nerelere varacağı akıl almaz bir şekilde gözümüzün önünde yaşanıyor, öyle yollardan geçiyor ki insan dönüp arkasında bakmaktan korkuyor. Bu kitabın karakterlerine acıma duygumun hepsini verdim sanırım. Keşke başka şartlar altında başka zamanda tanışabilselerdi Şebnem ve Osman.. acaba o zaman her şey daha mı farklı olurdu?
Bilemiyorum.. bilemiyorum.. ama şunu biliyorum, okuyun bu seriyi çok seveceğinize eminim
OsmanAyfer Tunç · Can Yayınları · 20204,744 okunma
Neden canım acıyor? Acaba o şekle koyanın söylediği ve bunda hiç yapılmadığı üzere -gerçekte beden ve ruh daha büyük ve hani hem katı hem sıvı olan ortak bir şeyin parçaları mı? Neden var olmayan bir yerim ağrıyor? Neden yoksunluk hissediyorum, var olmama duyuyorum? Belki de tümlükle cezalandırılmışız, her parçalama bölünme yalnızca görünürde, planın değişmez ve oynatılmaz oluşunun altında olabilir mi? En ufak parça bile tüme ait olabilir mi? Dünya büyük bir camdan küre gibi düşüp de milyon parçaya bölümüşken -daha hâlâ, bu büyüklüğün ve sonsuzluğun içinde tümlük kalmaz mı?