Sizce tuhaf biri miyim ben? Sağolun. Doğruyu söylediğiniz için. Biliyorum, tuhafım. Bende bir acayiplik var.
Bunu anlıyorum da, nedir bendeki acayiplik, onu anlayamıyorum.
Acayiptir bu zamanın insanları, yüzyıllardan beri süren bu zamanın insanları! Süs deyince, süslenmek deyince akıllarına hemen kadın gelir; süslenmeyi, süse düşkünlüğü daha çok kadınlara yakıştırırlar. Bu da bir yandan süsü bir yandan da kadını küçümsedikleri içindir. Kadın süslenecek, erkek değil mi ya efendim? Ciddi işlerle uğraşacak. Erkek süslenmeye, kendine bir çeki düzen vermeye kalkarsa ona şöyle yukarıdan bakılacak, dudak bükerek: "Sen kadınlaşmışsın!" denecek. Hayır, benim iki gözüm okurum, ben yalnız kadının süslenmesini istemiyorum; süslenmek, kendini elinden geldiğince güzelleştirmek erkeğin de hakkıdır. Daha doğrusu gerçekten medeni bir toplum içinde boynunun borcudur. Benim elimden gelmiyorsa o benim suçumdur, ben hiçbir suçumu üstünlük saymaya kalkmıyorum, süslenmesini bilen erkeklere de: "Gerçekten medeni olanlar onlardır." diye saygı ile bakıyorum.
Sayfa 132 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Kadını her manada aşşağlayan bir Peygamber e neden inanalım?
Muhammed'e göre cehennem'in çoğunluğunun kadın lardan oluşmasının nedeni, kadınların kocalarına karşı nankör davranmaları ve gördükleri iyiliği hemen unutup "Senden hiçbir hayır görmedim" diye konuşmalarıdır.
Muhammed, buna benzer sözleri bir başka vesileyle, daha doğrusu bir bayram günü kadınların yanından geçerken de söylemiş ve örneğin kadınları aklen ve dinen eksik olarak tanımlamıştır. Ebu Sfüd'in rivayetine göre: "Kadınlar sadaka verin! Zira bana Cehennem gösterildi, çoğu sizler idiniz" demiş ve bunun üzerine kadınlar kendisine bunun nedenlerini sormuşlar ve Muhammed de şöyle cevap vermiştir: "Çünkü siz (ötekine, berikine) çokca lanet eder, zevcelerinize karşı küjr[in'ı nimet gösterirsiniz. (Ne acayiptir ki kendini zapt eden tam akıllı ve dininde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiçbir kinısenin çelebildiğini görmedim." Bu sözleri hayretle dinleyen kadınlar, neden dolayı kendilerini eksik
akıllı ve eksik dinli olarak gordüğünü sorduklarında Muhammed, iki kadının tanıklığının bir erkeğin tanıklığına denk olduğunu ve işte bundan dolayı kadınların eksik akıllı sayıldıklarını bildirmiş ve "hayız" gördükleri zaman namaz kılamaz ve oruç tutamaz olmalarını da hatırlatarak bunun dinen eksik olmalarından geldiğini eklemiştir. (Bkz. Sahih-i Buhari ...,Hadis No. 209, c.1, s.224. Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. i. Arsel, Şeriat ve Kadın)
224
Sayfa 358Kitabı okudu
Yağmurlu bir mart sabahı, paltosuna sarınmış genç bir adam bu eski evin karşısındaki dükkânın saçağı altında durmuş, bir arkeolog heyecanıyla evi inceliyordu. Doğrusu ya, on altıncı yüzyıl kentsoylularından arta kalan bu yıkıntı, kendisine bakanları uzun uzun düşündürüyordu. Her katta bir acayiplik vardı: Birinci katta birbirine yakın, uzun ve dar dört pencerenin alt kısımlarının camları çıkarılarak yerlerine tahtalar konmuş; kurnaz bir satıcının kumaşlara alıcıların istediği rengi verebilmek için yararlandığı hafif bir ışık içeriyegirsin diye böyle yapılmıştı. Delikanlı evin bu en esaslı kısmına hiç aldırış etmiyor gibiydi, gözleri henüz bu kısımda durmamıştı. İkinci katın kalkık panjurları altından, Bohemya camından yapılmış büyük pencerelerin arkasında görünen kırmızı müslinden küçük perdeler de onu ilgilendirmiyordu. Onun dikkatini çeken, üçüncü kattaki pencerelerdi; bunların kaba bir yöntemle işlenmiş tahta kısımları, Fransız marangozluğunun ilk çalışmalarını göstermek için küçük sanatlar müzesine konsa, buna değer. Pencerelerdeki camların rengi öyle yeşildi ki, keskin görüşü olmasaydı, delikanlı, bu evin gizlerini yabancı gözlerden saklayan mavi hareli tül perdeleri fark edemeyecekti.
Sizce tuhaf biri miyim ben? Sağolun. Doğruyu söylediğiniz için. Biliyorum, tuhafım. Bende bir acayiplik var. Bunu anlıyorum da, nedir bendeki acayiplik, onu anlayamıyorum.
Kurulmuş bir saat gibi miyim? Takılmış bir plak gibi miyim? İpe sapa gelmez bir atasözü müyüm acaba? Durmadan tekrar edilen, tekrar edildikçe anlamsızlaşan, sıkıntı veren?
ara renkler grubuKitabı okudu
Ama biri, "sende bir acayiplik var ' dediğinde, daha doğrusu böyle bir izlenim verdiğinde, kişinin dengesi bozulur.
Sayfa 343 - Remzi KitabeviKitabı okudu
"Allah, layuğuni versun. Tahar Hanum bu işi öğrenursa, bil ki, dünyayı başumuza yıkar. O zaman ne edersun?"
"Ne edecegum? Kızını seveyrum, o da beni seveyi; Allah'un emriylen, peygamberun kavliylen kızuni bağa ver derum."
"Oğlum, hangi parayla kari bakacaksun? Baksana kardeşlerinun kalabaluğuna. Rahmetli boban,
Sayfa 184 - Tekin Yayınevi / * kuduk: memenin ucuKitabı okudu
"Anlatırlar efendim. Biraz tuhaf kaçacak ama memleketimiz acayiptir. Daha doğrusu memleketimizin insanları... Kelle kulak yerinde, bir parça da büyük adamlar gibi konuşan birine rastlamasınlar, hemen yakıştırırlar: Ya milletvekili, hatta ya da bakan! Milletimizin, yani fakir fukaramızın inanıvermek huyu vardır. Seçimlerde oyunu gerçeğe, çıkarlarından yana olana değil, palavracılara veriverir, sonra da dört yıl, dört koca yıl dövünür dururlar!"
Düşün, dur..
Bir hizmetçi sessizce gidiyordu tabak elinde, bir örtü çekmişti tabağın üstüne.
Birisi ona: “Tabağında ne var? Hiç kıvırma doğruyu söyle bana!" dedi.
Hizmetçi ona: “Ey avare, sus! Bu örtü ne diye konmuştur sence? Bu sırrı akılla aramak gerekseydi onun örtüsü açılabilirdi" dedi.
Kim bilir bu ihtiyar felek yedi kat perdenin ardında ne yapıyor? Garip felek acayiplik doludur, her bir devresi farklıdır, anlıktır. Yedi katlı göğün karşısında güç yetirecek kuvvet kimde? Felek sürekli bizi oyalar, avarelikten başımızı döndürür. Bu feleklerin dönüşü nasıldır kim bilir; her dönüşünde hangi gizli hazine vardır kim bilir? Çiçekleri yıldızlardan olan bu gül bahçesinden bizim tek nasibimiz boş adamlar gibi seyretmektir. Hünerli olan kişi bilir ki onun dönmekten başka bir işi daha vardır. Çok fazla isteyip aradı durdu felek ama hiçbir yerde bulamadı kaybettiğini!
Bazı araştırmacılar yine de Homo sapiens'i aklayarak iklim değişikliğini suçluyorlar (bu durum, tüm Batı Yarımküre'nin iklimi değişirken Ka rayipler ikliminin 7 bin yıl boyunca neden gizemli bir şekilde aynı kaldı ğını açıklamalarını gerektirir). Ama Amerika'da, gübre doğruyu söyler; suçlu bizleriz. Bu gerçeğin başka bir izahı yok. İklim değişikliği bizimle suç ortaklığı yaptıysa bile, sonucu belirleyen şey insanların bu duruma katkısıdır.
Sayfa 83Kitabı okudu
Biraz tuhaf kaçacak ama, memleketimiz acayiptir. Daha doğrusu memleketimizin insanları...
Sayfa 30Kitabı okudu
Gülkurusu
Sizce tuhaf biri miyim ben? Sağolun. Doğruyu söylediğiniz için. Biliyorum, tuhafım. Bende bir acayiplik var. Bunu anlıyorum da, nedir bendeki acayiplik, onu anlamıyorum.
Kurulmuş bir saat gibi miyim? Takılmış bir plak gibi miyim? İpe sapa gelmez bir atasözü müyüm acaba?
Durmadan tekrar edilen, tekrar edildikçe anlamsızlaşan, sıkıntı veren?
Sayfa 213 - Can yayınları
Çinlilere göre ayak ikinci bir vajinadir
Huang O bu dizelerde neredeyse kesinlikle vajinasına gönderme yapmaktadır -11. yüzyıldan itibaren Çinlilerin kolektif olarak
bir tür ekstra vajina sayılan kadın ayağına takıntı yaptıkları tarihsel acayiplik olmasa, bunun açık bir ifade olduğu söylenebilirdi.
Daha doğrusu, onların fetişist tutkuları, üst sınıf Çinli ebeveynlerin altı yaşından itibaren kız çocuklarının ayaklarım bağlayarak
elde ettikleri, minik 'altın nilüfer çiçeği' ayağa yönelikti.
Sayfa 217 - AgoraKitabı okudu
