Günlerden 14 Şubat.. Saatimiz de 00:48 i gösteriyor. Kitabı bitireli dakikalar oldu. Hem de bu özel günde.. Gökyüzünde Nadia nın işaret aradığı gibi ben de bu tesadüfte bir anlam arasam bence hiç de yanlış olmaz.. Daha önce hiçbir kadının ağzından başlamamıştı okuduğum roman, önce garipsedim ilk kez karşılaştığımdan ama biraz zaman geçtikten sonra
Dostoyevski' nin 1861 yılında yayımlanan, elli sayfası haricinde eserin tamamını beğenmediğini belirttiği, kendisine çıkış yaptıran, çıktığı dönemde oldukça fazla eleştiriler alan ancak devamında en çok okunan eserlerinden biridir.
Zıt kutuplardaki insan karakterlerini ele alarak, çoklu aşk denkleminde bu zıt kutuplardaki insanların
Ayarlar>Genel’e gidip Fournier ile bağlanın diyerek bu kitabı okumaya başlıyoruz. Acıya “son iOS güncellemelerini indir” diye komut veriyoruz. Geride kalmış, terk edilmiş küçük bir çocuk gibi hissettiğiniz vedalaşmalara “aygıtınızı yedekleyin” çağrısı yapıyoruz. İşte, aklı selim olduğundan kuşku duyduğum bir değerlendirme.
Yas tutanlar bilir.
Belki bu yazacaklarımdan dolayı kınanacağım yahut hor görüleceğim ama yazacağım, içimi bir nebze olsa dökeceğim..
Aslında dergiyi almayacaktım fakat İslâm yazarlarından olan
Nuri Pakdil 'i tanımak adına dergiyi aldım. Almamamdaki sebep açıklamak istemiyorum yani bende kalsa daha doğru olur.
Dergi şiir, düz yazı, söyleşi, biyografi vs. yazıları
Hiç aranızda böbrek taşı düşürmüş olan var mı?
Acısını çeken bilir derler ya! Sabahın beşi miydi neydi, belimin sol alt yanında korkunç bir ağrıyla uyandım ama öyle böyle değil kendimi yataktan zor attım, yerimde duramıyorum. "Ah anne! vah anne!" diye inlerken annem yanımda bitti bile...Korkusundan eli ayağına dolandı, babam da arkasında.
-Bey, götür şu kızı bir acile de iğne yapsınlar, rahatlar belki. Babam ordan:
- Birazdan geçer ya! Hem şimdi bir sürü masraf olur, biliyosun son günlerde bel fıtığından çalışamadım nerden bulucağım parayı.
Annem:
-Görmüyormusun kız nasıl acı çekiyor dediyse de babam pek oralı olmamıştı. Sevmezdi babam doktorları, kendisi de doktora gitmezdi ki suçlayamıyorum. Annem son çare soluğu komşuda aldı. Beni alel acele Acil'e götürdüler, iğneyi vurulduktan 10 dk. sonra kendimi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettim. Doktor böbreklerimde taş olduğunu ve tedavi edilmem gerektiğini söyledi...İğneler, antibiotikler vs. Annem hastaneden çıkar çıkmaz direk kuyumcuya yüzüğünü satmaya gitti. Yüreğime oturdu, çok zoruma gitti ama hiçbir şey söyleyemedim. Ant içtim ne olursa olsun o yüzüğün daha iyisini ona alıcam diye ve aldım da...Ah annecim, senin hakkın nasıl ödenir? Şimdi ben anne oldum ve seni daha iyi anlıyorum. İnsan nelerini feda etmez ki evladı için ya da nelere katlanmaz ki!
Tanrı'nın varlığını bile büyük bir cesaretle sorgulayın; çünkü, eğer varsa, gözleri kör eden korkuya bağlılıktan ziyade akla bağlılığı daha çok onaylamak zorundadır.
THOMAS JEFFERSON
______
Jose Saramago, Portekizli 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi dünyaca ünlü bir yazardır. Körlük romanıyla tanıdığımız Saramago’nun farklı yazım stili,
İnsan her zaman annesini sever mi?
Babasızlık nasıl bir duygudur? Ya da annesizlik?
Sevdiğiniz halde başkaları için sevmiyormuş gibi davranmak zorunda kaldınız mı hiç?
Geçmiş her zaman geçmişte kalır mı?
Fakirlik utanılacak bir şey midir?
Aşk var mıdır?
Adalet nedir?
Namuslu olmak ne demek?
Yaşadığı yeri değişince insan da değişir mi?
Her
Bazı kitaplar vardır. Okudukça içine çeken. Ve insanı daha duyarlı kılan. Yaşamımız boyunca birçok deneyim bir çok acı ve alışkanlık ediniriz. En kötü alışkanlıklarımızın altında bile büyük bir gerçeklik payı vardır. Bu yüzdendir önyargısız insanlar en çok dinlemeyi bilenler olmuştur. Dünyanın en kötü insanın bile anlaşılmamış bir yaşamı vardır.
Merhaba 1k okurları.
Ben okuduğum kitapların incelemesini yazarken spoiler vermemeye dikkat ederim. Neredeyse hiç spoiler vermedim bu güne kadar. Ama bu gün spoilerli bir inceleme olabilir. Nedeni şu ki; beni sarsan kitapların duygusunu geçirebilmemin yolu kitabı yaşayarak anlatmaktan geçer. Bir diğer nedeni de kitaba olan önyargılar. Daha ilk
İNCELEME NE HADDİME! DERDİM SADECE GÜZELLEME VE YORUMLAMA. DERDİMİ ANLATABİLME, DİLİM DÖNDÜĞÜNCE AKLIM ERDİĞİNCE
İnsan mezar başında kahkalar atar mı ulan? Daha demincek ağlarken? Atar! Marlin Monronun gözleri, işte o kadar.
Vakitlerden bi şubat ayazı. Dediler Yaşar öldü. Etme eyleme ne demek lan öldü! Saçmalamayın ajanslar, Yaşar ölür mü? İsmi