Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İyi Bir Hikaye Yazarı
Emel'e isimli hikayede birden fazla edebi metod deneyen yazar bir memleket meselesi, bir kürtaj, bir darbe ile konusu ile birlikte bizi duygusal bir deryaya sokuyor. Edebi bir şov var. Çok etkileyen ve insanın içini titreten bir hikayeydi Emel'e. Bir içses, bir gazeteden haberleri sırayla okuma, bir ölümü hatırlama gibi konulara girdiği
Mutedil Dalgalı
Mutedil DalgalıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 2022635 okunma
" Ölmeden evvel öleli, başlangıçsız bir sonsuzum. Ne pejmürdeyim ne gariban. Ne kimselere muhtacım, ne kimseye buyuran. Ancak rüzgarda kuru yaprak sanmayın beni. Ağzı var dili yok dervişlerden değilim. Ben bizzat dilediği istikamette efil efil esen karayelim. "
Reklam
DİYARBEKİR KALESİNDEN NOTLAR VE ADİLOŞ BEBENİN NİNNİSİ
1. (...) Olancası bir tutam can, Kadasına, belâsına sunduğum, Ben öleydim loooy... Elim boş, Ayağım pusu. Bir ben bileceğim oysa
Sayfa 96 - Hasretinden Prangalar Eskittim, Metis YayınlarıKitabı okudu
Ağzı var, dili yok; vur ensesine al lokmasını;
İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale düşecektir. Allah, başkaldır ya kulum, demiş ve insan onun
Sayfa 348Kitabı okudu
Bir tanesin !!
Ana babalarıyla, halkla konuşuyordum. İnsanları tanıdıkça sorunlarını, sıkıntılarını öğrendikçe, “Bunları, özellikle ağzı var, dili yok kadınları ben yazmazsam kim yazar?” diye düşünürdüm. Yüzyıllar öncesinde olduğu gibi yaşamları toza karışıp gidecek. Buna vicdanım razı olmuyordu.
Sayfa 44 - Evrensel Basım Yayın 1. Baskı 2000Kitabı okudu
Reklam
Eskiden ağzı var dili yok bir adamdı. Şimdi dişleri de yok. Yıllarca sözcüklerden tasarruf etti .
Sayfa 23 - Hep Kitap
Bir ben bileceğim oysa Ne afat sevdim. Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi...
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20214,008 okunma
İnsan kendine, kendi yüreğine, kendi korkusuna toptan başkaldırmadıkça insan soyu bundan da beter olacak, aşağılanacak, zulüm, korku iliklerine işleyecek, insanlıktan çıkacak, bir solucandan da daha mutsuz olacak. Solucanın gözü yok, kulağı, ağzı, dili yok, insanın var.
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Öyle bir vaaz ki, vaaz derim sana !!
güzel, görkemli, kanatlı düşüncelerini söylüyordu, insanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale
Yapı Kredi Yayınları
Şöyle şeyler düşündüm; gerçekte durumundan hoşnut, mutlu insan ne kadar da çoktu! Ne üstün bir güçtü bu! Şu hayata bir bakınız: Güçlülerin küstahlığı ve asalaklı­ğı, zayıfların cahilliği ve ağzı var dili yok halleri; etrafta sınırsız yoksulluk, darlık, yozlaşma, sarhoşluk, ikiyüz­lülük, yalan ... Oysa bütün evlerde, caddelerde sessizlik ve sükunet egemen. Şehrimizde yaşayan elli bin kişiden bir tanesi bile çığlık atmıyor, isyan etmiyor. Biz, yiyecek satın almak için pazara giden, kendi saçmalıklarını ko­nuşup dinleyen, evlenen, ölülerini sessiz sessiz mezar­lığa taşımaya çalışan, gündüz yemek yiyip gece uyuyan insanları görüyoruz. Oysa acı çeken insanları, hayatta, kulis arkalarında olup biten korkunç şeyleri görmüyor, duymuyoruz. Her şey sessiz ve sakin; ortada sadece dil­siz istatistiklerin protestosu var: Şu kadar insan aklını oynattı, şu kadar litre içki içildi, yetersiz beslenmeden şu kadar çocuk öldü vb ...
Sayfa 44 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
...Elim boş, Ayağım pusu. Bir ben bileceğim oysa Ne afat sevdim. Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi...
Ahmed Arif iki şehirlidir. Biri "ağzı var dili yok Diyarbekir kalesi", diğeri "hasretim nazlıdır" dediği Ankara.
Demirci gürledi: "Senin kılına dokunana bir kurşun var. Sana yan bakanın... Biz ölürsek ardımızda yarısı kırık bir örs, yama içinde bir körük, işte şunlar kalır. Ya onlar ölürse dünya kadar mal mülk... Para, at, araba, saray... Bir de orospu avratları kalır, fakir fıkaranın delikanlısına... Bir de orospu avratları kalır. Orospu kızları, gelinleri kalır. Bizim bir örsümüz, örsümüz kalır. Hele bir dokunsunlar Tellal kardeşime, hele bir tüyüne hile gelsin onun, görürler bol dünyayı başlarına nasıl dar ediyorum, hem de başlarına yıkıyorum. Sümüklü, alçak pezevenkler, bulmuşlar ağzı var dili yok fıkaraları zulmedip duruyorlar. Onların her şeyi var, bizim bir tek kırık yürek gibi örsümüz... Ocağımızda yanan közümüz var. İşte burada ilan ediyorum, Tellal kardeşimin kim kılına bile dokunursa onun kim olduğunu biz biliriz.. Hem de ocağını söndürürüz. Yediden yetmişe, yediden yetmişe..."
1.290 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.