Arkadaşlar selam.
Uzun bir süre oldu, sanırım 1.5 yıldır inceleme yapmıyorum. Bunun sebebi zorlu bir dönemden geçtim, kafa olarak iyi değildim; yeni yeni toparlanabildim.
Aklımdan inceleme fikri geçmiyordu, ancak son zamanlarda yazdığım bazı incelemelerden çok güzel dönütler aldım, kenarda köşede yazdığım bazı lakırtıların okurlar tarafından
Bu kitabı starbucks bardağı ile fotoğraf çekilmeyeni dövüyorlarmış dediler. Ben yine de çekilmedim. Hatta tuttum balkona koydum arkaya da Hekimbaşı Mezarlığı'nı aldım öyle çektim. Altına da şunları yazdım:
" Ölüm değilmi ki içimizde kalanları bir daha söylememize engel olan en can yakıcı ve en büyük pişmanlığımız ? Bugün içim bulutlu. Bugün
YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
Aslında yaşam hepimiz için bir yürüyüştür. Başladığımız nokta doğumumuz ve yolun sonu ölümümüz olan, çok uzun görünen ama kısacık bir yolda yaptığımız yürüyüş..
İşte biz mutant insanlar o yolda yürümeyi unutmuş hatta o yürüyüşü ve yürürken elde edilenleri ilkel sınıfına sokmuşuz.
Sanırım ilkel olan bir şey varsa, o da düşüncelerimiz..
Mutant
---Okumak isteyenleri caydıracak ve yazarın ekmeğine kan doğrayacak yorum içerir.---
Olmayan migrenim tuttu. Soldan soldan kafam ağrıyor şu anda. Son 30 sayfasını uyuklayarak okudum ki kitap bitsin yorumlayım da uyuyayım diye. Ertesi güne bıraksam içim soğuycak, yazcaklarımı yazamıycam çünkü...
bu kitabi tatilde olup yanımda okuyacak bişeyim
YouTube kitap kanalımda Cervantes'in hayatı, Don Kişot ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/FgMisPxqTFki.ibb.co/K5SWZMj/IMG-756...
Don Quijote : Herkese merhaba, ben Don Quijote, namıdiğer Mahzun Yüzlü Şövalye! 400 küsür yaşındayım. Yani şu an bu yazıyı okuyan herhangi birinden çok daha
Bazen yakın çevremde, beni tanıyan insanların "Yine mi Aytmatov?" dediğini duyar gibi oluyorum. Demeyiniz efendim. Elbette ki yine Aytmatov. Daha Isık Göl'ün her bir karışını adım gibi ezberleyecek, uçsuz bucaksız bozkırlarda ve de Tanrı Dağları'nda türküler söyleyeceğim.
"Onun iki masalı vardı. Biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi. Ötekini ise dedesi anlatmıştı ona. Sonra ikisi de yok olup gitti."
Daha ilk cümle ile bu masalın bizi, karlı dağların ıssız bir yamacında yapayalnız ve de çaresiz bırakacağını; hatta rüzgarda sallanıp duran kuru bir yaprağa dönüştüreceğini anlıyoruz. Öyle de oluyor ve biz o daldan düşüyoruz. Yine yalnızız, fakat bu kez boşluktayız...
Yüreği büyümemeli insanın. Hep çocuk kalmalı. Şimdi sana sesleniyorum, ah güzel çocuk... Sen bir balık olup Isık Göl'ün soğuk sularında savrulup giderken ben bu dünyada fakat en çok da kendi içimde savruluyorum. Ve ellerimi o soğuk suya daldırıp seni tutamıyorum. Yine de bir tesellim var; ruhun usulca göğe yükselirken onu tutup yakaladım ben. Şimdi yüreğimin en mavi köşesinde yüzüyorsun. Artık ikimiz de hiç büyümeyeceğiz. Boynuzlu Maral Ana'nın gelip bizi bambaşka bir diyara götürmesini bekleyecek ve ona hiç ama hiç ihanet etmeyeceğiz.
"Sana, senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum: Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!"
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870,3bin okunma
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
Aziz Nesin klasiği daha. Ne iyi etmiş de yazmış. Yoksa bu güzel eserden mahrum kalacaktım. Her ne kadar
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ın hikayesini bilsem de, sizin de bildiğiniz üzre okumak gibisi yoktur.
Efendim Aziz Nesin, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı ilk önce 12 bölümlük bir radyo tiyatrosu olarak yazar. Ama kendi kendine yazmaz. Zaten çoğu yazılarını da
" Her baba, aslında bir imadir oğluna.
Mevsimler, yıllar ve hayat,
Ah, böyle böyle geldim huzura,
Çiğnedim babamın sancı sırtını,
Gittim raylarda unutulan hikayelerin kahrına.
Ben o dişi taşların oyuklarında duaydım artık..
Alışır, alışır diye düşünürken,
Merak oldum ona.
...
Anneler erken,
Ölümlerine yakın sevilir,
Aslında daha önceki yazılarımda da spoiler vardı ancak belirtmenin bu denli önemli olduğunu yeni fark edebildim kusura bakmayınız. Bazı okur arkadaşlarımız bu konuda hassas sanırsam. Artık ben de bu ibareyi koymaya karar verdim.
Bir inceleme yazmadan önce diğer incelmelerini okumaya çalıştım ve yazı dilinin basit olmasının çok eleştirildiğini