Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
söylemek istesem gönüldekini dilime dolanan ızdırap olur yazsaydım ben derdimin bir tekini ciltlere sığmayan bir kitap olurdu ah ne çileli bir yaman mışım sunulan her sevdayı aşk sanmışım ah ne aldanmışım aldanan gönülde aşk serap olur ????????
"Ah, hiçbir şey yapmamam tembelliğimden olsaydı keşke. Tanrım! Kendime ne büyük bir saygım olurdu o zaman. Tembellik de olsa, kuşku duymadığım belirli bir özelliğim olduğu için de çok saygı duyardım kendime! Soru: "Nasıl biridir?" Cevap: "Tembel!" Evet, insanın kendi için böyle dediklerini duyması hiç de hoş bir şey değildir. Ama, demek belirli bir özelliğim var, demek benim için söylenebilecek bir şey var. "Tembel" evet bir unvandır, özelliktir tembellik, belirli bir şey bir meslektir efendim. Gülmeyin, öyledir. Dolayısıyla, birinci sınıf bir kulübün asıl üyesiyim ve tek uğraşım sürekli olarak kendime saygı duymaktır."
Reklam
Ah! Sevdiğimiz ruhun üzerinden eğilerek,orada bir aynadan görür gibi hangi görüntüyü verdiğimizi görebilseydik sadece! Kendimizi okuduğumuz gibi,hatta daha iyi okuyabilseydik keşke başkalarını. O zaman şefkat ne kadar huzurlu yaşanır, aşk ne kadar saf olurdu!...
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Çocuk çocuk ağlıyor... gözlerinden değil yüreğinden belli yine acıyor kalbi işe yaramadı mutlu insan taklidi ah anılar bir bıraksa peşini
Sonra milletin beni bir mezara tıktıklarını filan düşündüm, mezar taşında adım filan yazılıydı. Çepeçevre ölmüş heriflerle sarılmış durumda. Vay canına, öldüğünüzde işinizi gerçekten bitik yani! Ah nerede o günler, gerçekten öldüğüm zaman, şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse, ne iyi olurdu. Ne yaparlarsa yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın? Yani...
Reklam
resulullahla-benim-aramdaki-farklar resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim. resulullah yolda ebu bekir'i görse "es selamu aleyküm ya sıddık"; derdi, ben yolda ebu bekir';i görsem tanımam. resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım. ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem gırtlağından
alper’den 700 lira borç aldım bugün israil devleti gömülsün diye karanlıklara! çünkü eğer borcu varsa bir mazlumun başka bir mazluma bir mazluma mazlum… sevgilim tam buraya uygun bir ayet bulamıyorum. oysa ne çok ayet vardı 90’larda… baktığımız her yerde ayrı bir allah gördüğümüz her peygamber yeni bir mağara. insan olmak bizatihi
66- O gün yüzleri ateşe çevrilirken, "Ah! derler; ah ne olurdu bizler Allah'a itâat edeydik, Peygamber'e itâat edeydik!"
Sayfa 207 - Azhap Sûresi - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
Tuhaf bir adamım ben. Şimdilerde insanlar deli olduğumu söylüyorlar. Onların gözünde, daha önceleri olduğum gibi tuhaf olarak kalsaydım, benim için yüceltici bir şey olurdu bu. Ama artık kızmıyorum böyle düşündükleri için. Şimdi bütün insanları sevimli buluyorum. Benimle alay ettiklerinde bile... Nedense, benimle alay ettiklerinde daha sevimli de buluyorum onları. İnsanları benimle alay ederken gördükçe içim öylesine sızlamasa, (kendime değil, onlara sevgimden) ben de onlarla birlikte gülerdim. Gerçeği bilmedikleri için üzülüyorum. Ama ben biliyorum gerçeği. Ah, insanın gerçeği yalnız kendisinin bilmesi ne zor bir şey! Oysa onlar anlayamıyorlar bunu. Hayır, anlayamıyorlar.
Sayfa 113 - Tuhaf Bir Adamın Rüyası
Reklam
186 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah Zeze! Ne olurdu birkaç sayfa daha fazla anlatılsaydın,bu hızla alıştığım bir eser bitivermemeliydi hemen; tadını damağımda bıraktın tıpkı bir 'şeker portakalı' gibi...
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,2bin okunma
“Ah, diyordu, turnaların birinden bir kanat, bir tüy düşse ne iyi olurdu”. Onu alıp saklayacak, sonra onu, Mırzagül’e verecekti. Bütün olanları, bütün gördüklerini anlatacaktı ona. Yeter ki bir kanat geçirsin eline, yeter ki yakından görsün turnaları. Koşuyordu ve yüreği de Mırzagül’e olan sevgisiyle dolup taşıyordu. Ah bir tüy geçirse eline! Hemen koşup giderdi ona doğru... Elinde bir turna tüyü, ona doğru...
Sultan MuratKitabı okudu
‘’Bizim göbek atmaktan başka hiçbir mahareti olmayan popçu kızlarımız, oğlanlarımız! Ah ne olurdu göbekleri kadar biraz da kafalarını çalıştırabilselerdi.’’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.