Kâinat muhteşem bir devinimle hareket ediyor.
Ne noksan ne de fazla; her şey ölçülü.
Bir küçük sinek de, bir ulu dağ da aynı sistemin dişlileri.
Hani Yahya Kemal'in bir dizede özetlediği gibi;
"bir tel kopar, ahenk ebediyyen kesilir.."
Sabahattin Ali’yi okumaya başlamadan önce çokça duydum. Beni kendisini okumaya çeken daha çok hayat hikayesi ve ölüm şekli oldu.
Önceleri batı ve rus klasiklerini okumaya çaba göstersem de ilk psikolojik roman olan “Eylül” kitabı ve daha sonraları okuduğum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” kitabı beni edebiyat dünyamızın zengin olduğu konusunda
Birkaç ay önce Ümit Meriç’in ‘’ İçimdeki Cennete Yolculuk’’ kitabını okuduğumda; bu zarafetin, hassas zekanın, cümlelerdeki derinliğin, edebi birikimin genetik mirasının sahibini merak edip Cemil Meriç kitaplarıyla kütüphanemi şereflendirmiştim . Sosyal medyadan, haberlerden, dergilerden ve Dücane Cündioğlu’nun hazırladığı belgeselden kısmen
Okuyup bitireli yaklaşık iki hafta oldu. Bu süre zarfında notlarımı tekrar gözden geçirmek için de çokça sürem vardı. Livaneli nasıl başarıyor bilmiyorum ancak etkili eserler üretebiliyor. Fakat bahsedeceğim bu kitabı kurgu ve ahenk yönünden, öncekilerin ya da benim önceki okuduklarımın biraz gölgesinde.
En baştan belirtmek istiyorum ki
İnsan insan dedikleri
İnsan nedir şimdi bildim
Can, can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim*
Bir sanat eserini değerli kılan en önemli unsur nedir? Kitap, resim, film, tiyatro… Elbette farklı açılardan birçok kritere vurgu yapılabilir. Ama benim aradığım en önemli özelliğin insanı güzel, çirkin, iyi, kötü olmasına bakmadan doğal haliyle
... Bazılarına göre Bethoven'ın sağır olduktan sonra bestelediği müzik,
müzik tarihinde yapılmış olan bestelerin en güzelidir.
Tuşlar, "Mutlu olduğunu düşünüyorum," dedi. "Sana sunulan yeteneklerini șimdi sen dünyaya sunuyorsun.
Ludwig şakacı bir edayla, "Evde oturup surat asmaktan daha iyidir" dedi. "Fakat
Merhaba 1K değerli okuyucuları :)
Yalnızlık oldukça karanlık bir kavramdır. Çünkü yalnızlık insanın onu nasıl yaşadığına bağlıdır.
Yalnızlık bazen huzurdur insan için, bazense hüzün. Bazen korkudur, korktuğudur, kaçtığıdır. Bazense insanın kendi kendini arayışıdır tüm hayatı boyunca.
Yalnızlık öğretir insana bilmediklerini, başka insana nasıl
Huzur romanını İKİNCİ KEZ okudum.(ilk okuduğumda yirmili yaşlarda idim şimdi ise otuz yaşındayım),Kitabı henüz bitirmeme rağmen belki size garip gelecek ama ÜÇÜNCÜ KEZ okuma isteği uyandı.Çünkü HUZUR kitabı çok derin ve onu anlamak için keşke romanlara teknik analiz yazacak kadar usta bir EDEBİYATÇI olsaydım diye düşündüm.Şimdi ise EDEBİYATÇI
O dallar, yapraklar, tomurcuklar, çiçekler, renkler, her şey ama her şey, tüm farklılıklarına rağmen, müthiş bir uyum içinde, birbirini tamamlayan güzellikleri, kokuyu, alımlılığı daha da çekici yapan bir ahenk içindeydi...