Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birini sevdiğimiz ve karşılığında sevgi gördüğümüz zaman, sanki biz ve sevdiğimiz kusursuz bir birlik oluşturuyormuş­çasına bütün hissederiz. Aşkın her insanın hissettiği yalnız­lığı alt edeceği inancı vardır. Var olan bu aşk diğer her duy­guyu aşar ve o zamana kadar bildiğimiz her şeyin ötesine geçen bir aidiyet duygusu verir. Adeta bir sarhoşluk durumu­dur ama bu öyle bir sarhoşluktur ki kendisiyle birlikte ger­çek anlam hissiyatı da gelir, öyle ki diğer tüm sarhoşluklar bu anlamın soluk ikameleridir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Neydi bu din?
- İnsanların simalarında, ırk özellikleri gibi apaçık görünmeyen, kendi yüreğine de tam sinmemiş bir aidiyet duygusu, bir seremoniler yelpazesiydi.
Sayfa 89 - Everest yayınları 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Coğrafya, mekana dair bir bağlanma, bir aidiyet duygusu yok bende.
Bu nasıl bir aidiyet duygusu ki, hiçbir yerinde yer almadığınız bir gerçekliğin içinde, sadece bayrakla var oluyorsunuz?
Sayfa 91
Aidiyet duygusu.
Ancak "izm"siz düşünebildiği gün insan zekâsının hürriyetinden ve genişliğinden bahsedilebilir. Kafamızın zinciri bu "izm"dir.
Sayfa 194 - Ötüken Neriyat 29.Basım İstanbul-Ağustos 2016Kitabı okudu
Hiçbir aidiyet duygusu bulunmayan bir kişi için önemli olan tek şey hayatta kalmaktır. Hayat, hiçliğin sonsuzluğunda tek gerçek olan şeydir.
Reklam
Aidiyet duygusu diye bir şey vardı, varlığa ihtiyaç, güçlü olmak için dayanak. Allah insanoğlunun tek kalması için yaratsaydı, cinsiyet ayrımcılığı yapmazdı. Eğer tüm organları çift, kalbi tek yaratmasaydı, kimse diğer yarısını aramazdı.
Sayfa 404 - Ana Yurt YayınlarıKitabı okudu
Aidiyet duygusu ihtiyaçlar piramidinin en önemli basamağıdır
Yaptığım her ziyaret, kaderin beni neden, böylesine ait ol­duğumu hissettiğim insanlardan ve köyümden uzaklaştırdığını, neden halen kendimi yabancı hissettiğim bir yerlere dönmek zorunda kaldığımı hatırlatır. Belki de hatıralarımın böylesine canlı ve sevgi dolu kalması içindir . . .
...Aidiyet sadece belirli 1topluluğa üye olma duygusu değildir; o, kendine mahsus 1anlama ve anlaşıl­ma duygusudur...
Sayfa 22 - PDFKitabı okudu
Hiçbir aidiyet duygusu bulunmayan bir kişi için önemli olan tek şey hayatta kalmaktır.
Reklam
Cimrilik, kaybetme korkusundan ve güvensizlikten doğar ve zamanla insanın kişiliğine bile dönüşür. Çoğunlukla köklenemeyen, aile içinde aidiyet ve güven duygusu hissetmeyen, her an her şeyin kaybedilebileceği korkusuyla büyüyen ve yalnızlığı bir tehdit olarak öğrenen, çoğunlukla sevgisiz büyüyen çocuklar, büyüdüklerinde kendilerini güvende hissetmek için cimrileşirler. Sahip oldukları her şeyi tutmak saklamak ve paylaşmama yoluna giderler...
Sayfa 153Kitabı okudu
Coğrafyaya, mekana dair bir bağlanma, bir aidiyet duygusu yok bende.
Sayfa 18 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Coğrafyaya,mekana dair bir bağlanma,bir aidiyet duygusu yok bende.
..insana sürgit bir yurtsuzluk duygusu olarak yansıyan köksüzlük, bir ev ve aidiyet eksikliği.
Sayfa 116Kitabı okudu
Weber’in dönemindeki ulusçuların öne sürdüğü gibi, ulus doğal bir ol­gu değildir, halkın etnik kökeniyle tanımlanmaz, ebedi bir gerçekliğin parçası da değildir. Ulus, modern Batı dünyasının akılcılaşması ve bü­rokratikleşmesi süreçlerinden ve daha genel olarak toplumsallaşma sü­recinden doğmuş tarihsel bir oluşumdur: Ulusal Devlet ise çıkar çatışmalarını ve etnik tutkuları denetim altında tutar. Bu anlamda ulus Ba­tı modernliğinin özgüllüklerinden biridir. Ulusal aidiyet duygusunun temelini atan duyguların çeşitli nes­nel kaynakları vardır: Ortak siyasal anılar, dinsel inanç ve dil birliği. Ancak, bir ulusun oluşması için bu kaynaklardan hiçbiri gerekli ve ye­terli koşul değildir: Ulus, “bir araya getirdiklerinin ortak nitelikleriyle tanımlanamaz”. Nitekim ulus “dil birliğiyle özdeş” olmadığı gibi, “hiç kuşkusuz gerçek kan birliği”ne ya da “özgür bir antropolojik tip birliği”ne ve “başka bir büyük kitlesel kültür varlığı olan”dine de da­yanmaz. Etnik topluluklaşmada olduğu gibi ulusal topluluk duygusu da, onun üyelerinin aynı kökenden gelmeleri olgusuyla değil aynı kö­kenden geldiklerine inanmalarıyla doğar. Weber’e göre Sırplar ile Hırvatlar aynı etnik kökenden geldikleri halde, birincilerin Ortodoks, İkincilerin de Katolik olması, etnik birliğe inanmaktan alıkoyar onları... Bir halkın ayırt edici özelliği tarihin ürünüdür.
Sayfa 92 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
828 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.