Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Dünya onlarsız daha iyi bir yer olur,” dedim hala yanağımı tutarak. “Bunu bilemezsin,” diye karşılık verdi Stella da. “İnsanlar değişir.” Bense başımı iki yana sallıyordum. “Hayır,hayır değişmezler. Hepimiz neysek oyuz.”
Sayfa 308
“Ne düşündüklerinin bir önemi yok,” dedi sonra sessizce. Ama ses tonundan, duyduklarından hoşlanmadığını anlayabiliyordum. “Düşünceler zararsızdır.”
Sayfa 303
Reklam
Düşüncelerim, eski püskü ve karmakarışık iplikler gibi duruyordu zihnimde.
Sayfa 285
Merhametimde yormuşum kendimi, Bana güzel geleni herkese vermek istemişim. "Cömertlik ve merhamet" "Sevgi dili" "Akıl" "Saygı" Herkese nasip olamazmış , bunu beklemek ruhuna zulümmüş. Mesul olduğun alan dar, sen kendi alanını çiçeklendir; dikenler de hizmette. Bunu unutma ve bükme boynunu.💙
Öfke gönülde yanar. Aydınlığı da dumanı da dimağa erer, akıl ve düşünce yeri kararır. Doğru yönü görmez olur.
Görüyorsunuz ya baylar, bu dâhi paranoyakla kendimizi karşılaştırdığımızda, ne kadar zavallı aptallar ve dar görüşlü kişiler olarak kalıyoruz! Biz gerçeklerin tutsağıyken, o tutkuların insanı; biz hep başkalarından alınma, elden düşme deneyimlerle yaşarken, o kendi deneyimlerine dayanıyor. Tıpkı dünyamız gibi, sonsuz bir yalnızlık içerisinde, kendi evreninde dolanıp duruyor. Korkmak hakkına sahip. Yörüngesini açıklamak ve korumak için gösterdiği yetenek, tümümüzün tuttuğumuz yolları açıklamak ve savunmak için gösterdiğinden daha büyük. O, duyularının yarattığı yanılsamalara inanırken, bizler sağlıklı duyularımızla algıladıklarımıza kuşkuyla bakıyoruz... ... Bizler nasırlaşmış akıllarımızın üstünde, cimrilerin paralarının üstüne oturmaları gibi oturuyoruz. Bizim düşündüğümüz anlamda akıl, bir yanlış anlamadan başka bir şey değil. Eğer salt düşünce düzeyinde sürdürülebilen bir yaşam varsa böyle bir yaşamı sürdürebilen tek insan şu karşınızda gördüğünüz delidir!”
Sayfa 448Kitabı okudu
Reklam
Ne yapacağımı, bu halin beni nereye götüreceğini sorma, bende artık kuvvet yok, akıl yok, düşünce yok, yalnız aşk var. Mavzer kurşunu gibi çarptığını yere seren bir aşk...
Bir çelişki doğmuştu ve bu çelişkiden çıkışın iki yolu vardı. Ya benim mantık dediğim şey sandığım kadar akla dayalı değildi, ya da bana akıl dışı gözüken şey sandığım kadar akıl dışı değildi. Ben de akılcı bilgiye dayalı düşünce çizgimin geçerliliğini araştırmaya koyuldum.
Sayfa 56 - Karizma YayınlarıKitabı okudu
İzan olmakta olana, akıl ise olmuş olana muhtaçtır. Biri sormaz "Neden?" diye, diğeri sormaz "Nereden?" diye. İkisi de oluşumdan keyif alır.
Sayfa 100Kitabı okudu
İnsanin kendisinden, bir başkasıymıș gibi nefret edebilmesi ne tuhaf.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
31 syf.
·
Puan vermedi
Platon'un geç diyaloglarından Kritias, görkemli ada krallığı Atlantis'in Atina'yı fethetme çabasının hikayesini konu alır.  Platon, onu okuyanlar için büyük bir zevk, hatta büyük bir neşe kaynağıdır. Onun, eşsiz bir şekil mükemmelliği ile yine eşsiz bir düşünce derinliğinin birleşmesinden oluşan diyalogları, zaman aşımına kafa tutarcasına günümüze kadar gelmişlerdir. Platon'un eserleri hiç yaşlanmamış, tazeliğini ve canlılığını -uzak bir geçmişte ilk yazıldıkları günlerdeki gibi- korumuşlardır.  Sokrates'in yurttaşlarını rahatsız eden, hatta sabırlarını taşırtıp öfkelendiren soruları: Erdem nedir? Cesaret nedir? Dindarlık nedir? Günümüz insanları için de aynı derecede rahatsız edici ve akıl karıştırıcı sorulardır.
Kritias
KritiasPlaton (Eflatun) · Sosyal Yayınları · 2001410 okunma
Düşünce karamsar, kalp iyimserdir. Akıl korkak, aşk devrimcidir. Telkin itidal söyler. İhtimal davetkardır. Briketin dağılışı balyozla değil soruyla başlar. Merak tahripkar, sabır mucizedir. Giden geri gelmez, aynı suda iki defa yıkanılmaz.
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Akıl ve tutku jane Austen’in 1811 yılında yayımlanan ilk kitabı. Gurur ve Önyargı kitabı, adından daha fazla bahsettirmesine ve merakımı daha çok celbetmesine rağmen, yazarla ve kitapları ile adım adım tanışmak istediğimden ilk bununla başladım. Neden bilmiyorum daha öncelerinde oldukça büyük önyargılara sahiptim kitap hakkında. Okuyunca ise ne kadar da yanıldığımı fark ettim. Elinor ve Marianne adlarında iki kız kardeşin üzerine yoğunlaşmış yazarımız. Karakterleri düşünce yapıları hayata karşı sergiledikleri duruşlarını ve bu kardeşlerin aşkı nasıl kucakladığını anlatıyor esasen. Elinor sağduyulu, gururlu, sakin ama en çok da dikkatli. Marianne ise ablasının tam tersi haylaz, kural tanımaz, tutkularıyla yaşayan bir kız tam manasıyla. Bu iki kız kardeşin birbirinden oldukça farklı ama bir o kadar da derin bir şekilde aşkı ve acıyı yaşama şekilleri beni beklemediğim kadar etkiledi açıkçası. Bazı satırlarda Marianne gibi hissederken diğer sayfada ise Elinor tuttu ellerimden. Oldukça gerçekçi olmasının yanında, geçmiş yılların bir önemi yokmuş, tam da günümüzde yaşanıyormuş gibi hissettirdi okuduklarım. Mektuplaşmalar, günlerce haber beklemeler her ne kadar uzak olsa da şimdi bize, sanki her gün gerçekleşen bir olay örgüsünün içindeydim. Yazarın en sevdiğim özelliği ise kitabı mutlu sonla bitirmesi oldu. Diğer kitaplarına karşı da sakinleştiremediğim bir heyecan ve merak uyandırdı içimde. Akıl ve tutku genel olarak beğendiğim ve etkilendiğim bir kitap oldu. Jane Austen ile de tanıştığıma çokça memnum oldum diyebilirim. instagram.com/p/CMmkkWPJfBx/?...
Akıl ve Tutku
Akıl ve TutkuJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,4bin okunma
Evet, insanın kafasına kimi zaman öyle çılgınca, öyle akıl almaz düşünceler saplanır ki, bu düşüncelerin gerçekleşeceğine gerçekten inanmaya başlar… Dahası var: Eğer bu düşünce çok güçlü ve tutkulu bir isteğe dayanıyorsa, çoğu zaman yazgının hazırladığı, kader gibi, gerçekleşmemesi olanaksız, kaçınılmaz bir şey gibi görünür!
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.