Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Geceyi seviyorum. Karanlık olmasaydı, yıldızları hiçbir zaman göremezdik.”
Alacakaranlık yok artık bü dünyada Kopkoyu bir karanlığa çekiyor ülkemizi Suskunluklar, bekleyişler, korkular Çoğu kimse kaplumbağaları aklına bile getirmeden Kalın bir kabuk uyduruyor kendine; Gerektiğinde başını içeri çekebileceği...
Reklam
Ülkemin üstündeki bu alacakaranlık, Bu belirsizlik, bu umarsızlık, bu korku biterse eğer Halkım bu ufkun nereye uzanacağını bilirse bir gün Şiirler yazarım o zaman, saf ve belki de Oyun olsun diye boş, anlamsız...
çocuklar daima haksız yere ölmüş haksız yere ölecektir gerçeğin ta kendisidir alacakaranlık
Sayfa 10 - Kırımızı Kedi Yayınevi - 2019Kitabı okudu
Alacakaranlık
"Günün ne kadar mükemmel olduğunun bir önemi yok, her zaman sona ermek zorunda."
Sayfa 404 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
-"Ve aslan kuzuya aşık olur." +"Ne aptal bir kuzuymuş." -"Ne hasta ve mazoşist bir aslanmış."
Sayfa 226
Reklam
Bir komiser, hayatını her türden insanı sorgulayarak geçirdikten sonra, hecelerin karmaşık labirentlerinde onu çıkışa götüren yolu sonunda ayırt etmeyi öğrense de, her kelimenin ürettiği ve her telaffuz edildiğinde arkasında taşıdığı alacakaranlık bölgeleri de gayet fark edebilirdi.
Sayfa 256
Alacakaranlık perdesini indirdiğinde, Ve bir yıldızla sabitlediğinde; Bir arkadaşın olduğunu hatırla, Çok uzaklarda olsa da...
Sayfa 181 - Julia Bell
Yaşadığın ve yaşamakta olduğun bu hayatı, yeniden ve sayısız kere yaşamak zorunda kalacaksın. İçinde yeni hiç bir şey olmayacak. Yaşamındaki her acı her sevinç, her bir düşünce ve her bir soluk, tarif edilemeyecek kadar küçük ya da büyük her şey, arka arkaya ve aynı sırayla, sana dönecek. Ağaçların arasından süzülen şu alacakaranlık ve şu örümcek bile, şu an ve ben, kendim bile. Varoluşun sonsuz kum saati, içinde toz lekesi olan sen ile yeniden ve yeniden baş aşağı çevrilecek!...
Sayfa 109 - Hiç YayınlarıKitabı okudu
"Tanıdığım hiç kimseye benzemiyorsun."
Sayfa 266 - EpubKitabı okudu
Reklam
Dünyanın sonu gelmeyecek. Sadece insanlık sona erecek; o da kendi eliyle…
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni: Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliçten. Vapur düdükleri ötmededir. Etraf alacakaranlık, Köprü açıktır henüz. Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam... Yolculuğum uzun sürmüş oldukça Gece demir köprülerden geçmiştir tren. Dağ başında beş on haneli köyler, Telgraf direkleri yollar
Geceyi seviyorum. Karanlık olmasaydı, yıldızları hiçbir zaman göremeyecektik.
Herkesi dinleyen, ama kimseyi avutmayan gece. «Alacakaranlık Hikayesi»
Yalnız malın ve mülkün değil, her işin ve oluşun bir zekâtı vardır. Nasıl ki alacakaranlık, gecenin, fecir, gündüzün zekâtı gibidir. Nasıl ki, gülümseme yüzün zekâtıdır. Onu arıtır, ışıtır çünkü. Nasıl ki, borçlunun gölge serinliğinden faydalanmaktan çekinme de bir nevi zekâtın zekâtıdır. Evet, zekâtın bile zekâtı vardır. Nasıl ki, takva da bir nevi ibadetin zekâtıdır. Bunun gibi sabrın da bir zekâti vardır. Sabrın zekâtı cihaddır. Cihad, sabrın dinamigidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.