Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tamamlanmamış bir cümledir insan. Yalnızlığıyla bile bir araya gelemeyecek kadar ıssız . . . Bütün bunlara rağmen hayat, yine de anlamlı bir cümle kurabilme isteğidir.
Bugün duyduğum en anlamlı cümle
“İnanın bana, yaralarınız olduğunda bunları kendinize saklayın; kim olursa olsun acılarınızı açmamaya özen gösterin, meraklılar yaralı bir alageyiğe saldıran sinekler gibi gözyaşlarınızı emmek isterler.”
Reklam
Türk filmlerindeki 'fakir ama gururlu genç' klişesi yaşadığı aşağılanmayı hırs yaparak başarılı olmuş insanların tipik örneğidir. Türkiye'de aşağılandığı için yükselenlerin, bir hayalin peşinde koşarak başarılı olanlardan daha fazla olduğunu bildiğim için Türk filmlerindeki bir sahneyi çok ciddiye alıyorum. Kötü kalpli
'Ger­çekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yük­sek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.' Ne ilginç, değil mi! Nietzsche'den seksen yıl önce söylenmiş! Ama benim size göstereceğim cümle bu değil, bekleyin bir dakika - işte bul­dum. Okuyorum: 'İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğ­renmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüz­mek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratıl­mışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim dü­şünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bun­da ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş to­kuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur.
Tamamlanmamış bir cümledir insan.. Yalnızlığıyla bile bir araya gelemeyecek kadar ıssız ... Bütün bunlara rağmen hayat, yine de anlamlı bir cümle kurabilme isteğidir.
Sayfa 16 - Doğan Yayınları 34.BaskıKitabı okudu
Tamamlanmamış bir cümledir insan. Yalnızlığıyla bile bir araya gelemeyecek kadar ıssız. Bütün bunlara rağmen hayat, yine de anlamlı bir cümle kurabilme isteğidir. İnsanın kendini tamamlayabilmesi isteği. Zaman içinde aşınmış, her şeye kırgın bir ruhun kendini onarabilme çabasıdır.
Reklam
Başlarken her şarkı güzel, her şiir anlamlı, her renk büyülü ve her yol kutsal. Umut ve tutkuyla beslenen sevgi, en sıradan anları bile kutsanmış birer şölene çevirebilme gücüne sahip. Sevgilinin ağzından çıkacak her cümle şaheser, beyaz perdeye yansıyan her film Oscar'lık, mevsim normallerinde seyreden her doğa olayı ilahi bir işaret. Birlikte gülmek, bir bakışa kanmak, bir dokunuşla utanmak yeni aşıkların dillerden düşmeyen nakaratı.
"Son anda binmekten vazgeçtiği bir otobüs, suskun kalın­mış bir telefon araması, sinemada yanında duran boş koltuğa bakış... Tamamlanmamış bir cümledir insan. Yalnızlığıyla bile bir araya gelemeyecek kadar ıssız... Bütün bunlara rağmen hayat, yine de anlamlı bir cümle kurabilme isteğidir. İnsanın kendini tamamlayabilmesi isteği... Zaman içinde aşınmış, her şeye kırgın bir ruhun kendini onarabilme çabasıdır..."
Eğer İncil sihirli bir kitap değilse, Hristiyanlık buhar olup yok olur. Diğer dinlerin kitapları da aynı şekilde. Ve kitaplara bakıp şunları kendinize sorduğunuzda hayır demek zorunda kalırsınız: "Bu yazanların her şeyi bilen bir varlığın eseri olduğuna dair en ufak bir kanıt kırıntısı var mı burada? Zamanının en ileri teknolojisinin el arabası olduğu bir dönemde yaşayan birisi tarafından söylenmiş olamayacak tek bir cümle bulunuyor mu bu yazanlar arasında?" Eğer İncil'de DNA ve elektrik ve bizi büyüleyen diğer şeylere dair herhangi bir ifade geçiyor olsaydı tamamdı. Çenelerimiz düşer ve bu bilginin kaynağı hakkında anlamlı sohbetler yapmamız gerekirdi.
Sayfa 117Kitabı okudu
Hala sohbet ediyoruz, ama konuşmalarımız artık yavaşladı. Cümleler anlamlı vurgularla ve cümle araları kuşku dolu duraklamalar ve yaralayıcı sessizliklerle doldu.
Sayfa 203
Reklam
Her gün kaç sayfa yazarım, kaç anlamlı cümle çıkar bu sayıklamalardan? Belki şu yazdığım satırlara ekleyecek tek kelime bulamam, boş beyaz kâğıtlara bakarak adamakıllı yaşlanırım veya yazı alır beni sana götürür.
"Devir, şimdi başka bir devirdi. İskeleti tutan bağların kopmasıyla bütün kemikler dağılmış, bünyeyi birbirine bağlayan kimya uçmuş, binayı ayakta tutan çimento erimişti. Her şey diğerinden ayrılıp başkalaşmış, alfabenin harfleri dağılınca ortada anlamlı bir cümle kalmamıştı. Alacalı resmin ahengindeki koca dünyada artık her renk diğerinden ayrılmak istiyordu. Bunun için zemin korkunç sarsıntılarla yerinden oynuyor, her şey birbirinden kopuyordu."
"Bu da güzel, çok güzel," dedi. "Dinleyin şu cümleyi: 'Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir, her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır. Ne ilginç, değil mi! Nietzsche'den seksen yıl önce söylenmiş! Ama benim size göstereceğim cümle bu değil, bekleyin bir dakika - işte buldum. Okuyorum: 'İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez. Ne anlamlı bir söz, değil mi? Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar, suda değil. Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir, ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur."
“Taggart Transcontinental’dan ayrıldığından beri neler yaptın?” diye sordu. “Eh, pek çok şey.” “Şimdi nerede çalışıyorsun?” “Özel görevdeyim, bir bakıma.” “Ne tür?” “Her tür.” “Bir demiryolu şirketinde değilsin, değil mi?” “Hayır” Sözcüğün keskinliği ve kısalığı, onu tam açıklamalı bir cümle kadar anlamlı kılıyordu. Dagny amacının anlaşılmış
Sayfa 506 - PegasusKitabı okudu
Her gün kaç sayfa yazarım, kaç anlamlı cümle çıkar bu sayıklamalardan? Belki şu yazdığım satırlara ekleye­cek tek kelime bulamam, boş beyaz kâğıtlara bakarak adamakıllı yaşlanırım veya yazı alır beni sana götürür.
Sayfa 8 - Can Yayınları, 5. Basım
1.015 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.