Ah keşke bu kadar uzun giriş cümleleri ile anılmadan anlatılsaydı Hz. Muhammet ve Aişe Annemiz. O zaman belki de rehber kitabımız olurdu. Yine de sanırım alanındaki en iyi kitaplardan biri. Tüm süslü sözcüklere ve bitmeyen giriş cümlelerine rağmen öğrendiklerim de var.
Hz. AişeReşit Haylamaz · İşık Yayınları · 20141,208 okunma
Yeryüzünün annemiz olduğuna inanırım, toprağın, suyun, gökyüzünün bütün canlılara ait olduğunu düşünürüm. Tıpkı toprak gibi, su gibi, gökyüzü gibi bilginin de hepimizi ait olduğuna inanırım.
1000 kitap her kese daha önce keşf etmediği,farkına varmadığı armağanlar vermişdir sözsüzki.Yeni dostluklar,yeni kitaplar,kendini önemli hiss etme duygusu...1000 kitap bana da hayat yolumda adımlarken farklı neşeler, yeni kitaplar, yeni dostlar kattı...Bugün o dostlarımdan birinin doğum günü :-) 1000 kitap ailemiz gibi - hatta ben bazen onlardan çok sizinle vakit geçiriyorum:-) - ailede abilerimiz,ablalarımız,annemiz:))),kardeşlerimiz var...Kardeşimin doğum günü...Burcum,güzel kardeşim doğum günün kutlu olsun, hayat karşına hep güzel surprizler çıkarsın.O güzel kalbin hep neşeyle dolsun taşsın.Kendin için dileklerini bilemeyiz tabii,Rabbim kalbindeki tüm dileklerini hayırlısıyla kabul etsin..Hayatından Agatha teyzen,Camus amcan,Hugo deden, ( dahası aklıma gelmedi :O ) çıkmasın, 1000 kitap aile bahçemiz olmağa devam etsin...:) Burcu Denizli iyiki doğdun:) Yeni yaşın yeni yeni mutluluklar getirsin kardeşim:))
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz...
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,
Belki bir sabah vakti, belki gece yarısı,
Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz...
Ben artık korkmuyorum, herşeyde bir hikmet var
Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar.
Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar,
Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz.
Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz,
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz...
İçimden dedim beraber yürüyelim olur mu?
Varsın gözlerimiz olsun hüzün,
Dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını.
Varsın annemiz olsun tütün,
Hayat daha sert vursun yumruklarını.
(İbrahim Tenekeci)
ESKİ EV
İlk günden hatırlarım etrafını saçağın,
Bir asma kuşatırdı körpe filizleriyle.
Kokularla cezbedip küçük, çapkın kuşları,
Buğulu taneleri uzardı pencereye.
O baldan salkımları bize yaklaştırırdı
Uzatarak annemiz bembeyaz ellerini,
Biz ,onun çocukları geri verirdik tekrar
Kuşlara üzümleri, emilmiş dallarını.
Seneler aktı gitti, artık ne kuş, ne anne
Biçare yaşlı asma sarardı ve çürüdü.
Kapıyı, duvarları vahşi otlar bürüdü,
Ve ben, ben ağlıyorum, o günlerin peşinde.
Kaderle Zar Atılmaz, 2012’de piyasaya çıkmış bir roman. Yazarı Alpaslan Akkuş. Kendisi Ankaralı. Ancak daha 11 yaşındayken yatılı olarak Samsun Anadolu Lisesine gelmiş ve ömrünün yedi yılını Samsun’da geçirmiş bir gazeteci. Hatta Samsunspor kitabımıza da bu yılları ile ilgili güzel bir yazı yazmıştı.
Bu romanı çok daha önce okumalıydım ancak
" Alara,sen neleri terk ettin annen gibi yenilmemek için? Biz ne zaman annemiz gibi olduk? Aslında babamız olan o adamları nasıl bulduk? Yenildiğimiz bir maçın rövanşı bu, Alara, dikkatli ol. O adamlarda babanı öldürebildin mi? İhtimal, öldüremedin. Yenildin. Öfke, her yenilgiyle içimizde büyüyen cüzzamlı bir çocuk, Alara. Anlamsız ve zamansız ağlamalar. Ve sonra:
" Neden oluyor biliyorum. Ara sıra böyle olurum ben. Aslında seni çok seviyorum. Çok seviyorum. Dengesizliklerim için özür dilerim."
Aslında ne sevdin ne de öldürebildin onları, Alara. Anlasana, biz yokuz aslında. Yani ellerimiz hiçbir zaman temiz olamadı. Yok yere topuklu ayakkabılar giymeyi öğrendik, kitaplar okuduk ve dolma sarma dersine çalıştık. Psikoloji ve sosyoloji okuduk ve bol bol sustuk.
Alara, biz kaçtığımız tuzaklara yakalandık. Bu kadar işte."
Hayatımın en büyük hatasıydı bu kitabı unutmak*_*
Gerçekten okuduğumu unuttum,en başlarda olmasam kesinlikle unutmazdım. Uzun bir yorum yapmayı planlıyorum:)
1*Yazarla başlayalım harika biri. 45 yaşındaki jude'dan tutun 18 yaşındaki Lexi'ye kadar duygularını yaşatmış. Her yazarın çizgisi vardır biri genç karakteri iyi yazar diğeri yetişkini.
MIRILDANMALAR
I
içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar
içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını
II
içimden dedim ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
nedir yalnız bize yakışan bu serüven
bu serüven ki
bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
ve terketti bizi huzur denen sevgili
kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
billur bir kuş gibi
III
içimden dedim gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu
beraber yürüyelim olur mu…
İbrahim Tenekeci
Biz çocukken
Dizimiz, dirseğimiz kanardı düşünce
Arkadaşlarımız elini uzatıp kaldırınca
Ve annemiz öpüp koklayınca geçerdi
Şimdi her düşüşümüzde
Yüreğimiz kanıyor
Ne bir dost eli var bizi kaldıracak
Ne de sesimizi duyacak bir komşu
Ne zaman çocukluğum aklıma gelse
Gözlerim dolu dolu
Sayfa 82 - Söylenmemiş Sevda Sözleri Bahri Oral / Cinius / Çağdaş Türk Yazarları 2015Kitabı okudu
Nasihat toplumunda büyüdük. Sözlerin model olduğu lakin davranışların eksik kaldığı bir toplumda. Kitap okumayan öğretmenlerimizden aldık kitap okuma ödevlerini. Bıyıkları sigaradan sararmış babamız söyledi bize sigara içmeyin diye. Annemiz namaz kılmayı aşılamak yerine, sigortalı iş bulup devlete kapak atmanın önemini anlattı bize. Allah konusunda bize anlatılan tek şey, korkmaktı. Şunu yaparsan yakar, bunu yaparsan şuraya atar. Kimse de çıkıp demedi ki şunu yaparsan sever. Bunu yaparsan seni saklar, sakınır, korur. Herkes kork dedi de biri çıkıp da sev demedi. O en kıymetli sözcük anlatılmadı bize.