Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte bu noktada yine, kadının hareketlerine derinden tesir eden o son derece ilginç ve ne olduğu belirsiz eril kompleksle karşılaşıyoruz, kadının değersiz olmasından ziyade erkeğin üstün olmasına dair o köklü arzuyla; nereye bakarsanız bu arzu yüzünden erkeğin sanatın önüne bir engel olmakla kalmayıp siyasetin de yoluna barikatlar ördüğünü görüyorsunuz, hem de kadının girişimlerinin erkek için hiç risk teşkil etmemesine, ricasının son derece mütevazı ve özverili olmasına rağmen.
Sayfa 60 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Aile öyle bir mengenedir ki biri omuzlarımızdan yakaladığı günden itibaren onun pençesinden kurtulmak artık mezara kadar imkânsız olur. Mezara kadar, anlıyor musun? Bu tazyik bizi incitir mi diyeceksin? Hayır! Tamamiyle aksine. O kadar geniş bir teslimiyet içinde, bu makinenin kolları arasında yaşarız ki.. Adeta, kendi kendimizi evlendikten sonra
Sayfa 40
Reklam
Fakat onun gözlerinin siyah, siyah ve kederli bakışlarında ruhunu eriterek cezbeden bir güzellik, onu bir saniyede sersem ve bitap bırakan bir büyü vardı ki hatta buna karşı koyamamaktan bile acı verici bir haz duyuyordu. Artık vücudu ve ruhunu hasta edecek kadar karşı koymaktan yorgundu; karşı koyamamak ona son cazibe, son neşe gibi geliyordu, arzu, bütün iradesini güçsüz bırakacak dereceye gelmişti; onun kokusuyla ölmek için yanına sokulduğu oluyordu, o zaman sarhoş eden bir zehir kokluyor gibi sararıp ölerek titriyordu.
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ne kadar itici olurlarsa olsunlar, insanın kendisine yönelik kolektif bir arzu duyulduğunu bilmesi son derece güçlü bir his.
Sayfa 235Kitabı okudu
Seyrü sülüke başlayan kimse zikirle meşgul olmak isterse, nefsanî arzu ve hevesleri azaltıp bulunduğu anı hayatında son nefes olarak değerlendirmelidir
"En büyük günahlardan bir kaçını size haber vereyim mi?" buyurdu. "Evet ya Rasûlallah" dedik. Rasûlullah ta şöyle buyurdu: "Allah'a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek" dedikten sonra yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve "Haberiniz olsun, iyi belleyin, yalan söyleyip yalan şahitliği yapmaktır" buyurdu. Bu son cümleyi durmadan tekrar etti. Biz daha fazla üzülmesini arzu etmediğimiz için keşke sussa diye temennide bulunduk. (Buhari, Şehadet, 10; Müslim, İman, 143)
Sayfa 612
Reklam
“...insanları değiştiren zaman, onların içimizde sakladığımız suretlerini değiştirmez. Hafızamızda taptaze kalan şeyin hayatta o tazeliğe bir daha asla sahip olamayacağını anladığımızda, bize içimizde son derece güzel görünen, onu tekrar görmek için kendine has, şiddetli bir arzu uyandıran şeye kendi dışımızda ulaşmak için, onu aynı yaşta bir insanda, yani bir başka kişide aramak zorunda olduğumuzu kavradığımızda, insanların başkalaşımıyla hatıranın sabitliği arasındaki zıtlık bize müthiş bir ıstırap verir.”
Sayfa 270Kitabı okudu
Sebeplerin varacağı son noktanın ötesinde çok şey vardır. İnsan arzu ve isteklerle doludur ve ancak bunları eksiksiz verebilecek olana susamıştır. Biz gerçekleri sadece sebeplerle değil, kalple de bulmalıyız."
Sayfa 170 - Pascal
O zaman ne yapmalıydık? Hiçbir şey bilemeyeceğini idrak edip hiçbir şeye inanmayan biri bu durumda tutkularının peşinde arzu ettiği her şeyi yapabilirdi. Bu görüşe bağlanan birinin ulaşacağı en son nokta bu muydu? Okuyup neredeyse her konuda bilgi sahibi olmaya çabalamaya başladım. İlk tutkum buydu. Bağdat, Basra, İskenderiye ve Kahire'de bulundum. Matematik, astronomi, felsefe, kimya, fizik ve biyoloji dallarında eğitim aldım. Yabancı lisanları inceleyip başka kültürlerle başka düşünce tarzlarıyla ilgilendim. Tüm bu çabalarım İsmailî görüşlerine daha da bağlanmamı sağladı. Hâlâ çok gençtim ve insanlığın büyük çoğunluğunun aptalca hikâyelere ve yalanlara inanacak derecede cahil oluşu beni çok şaşırtıyordu.
Platon’a göre insan bedeni üç kısımdan oluşmuştur: kafa, göğüs ve karnın altı. Bunların her biri ruhsal bir yetiye karşılık gelir. Akıl kafaya, irade göğüse, haz ve arzu ise karnın altına aittir. Ayrıca bu yetilere denk düşen birer ideal ya da erdem söz konusudur. Akıl bilgelik peşinde koşmalı, irade cesaret göstermeli ve arzu da gemlenmelidir ki, insan ölçülü olabilisin. Ancak bu üç kısım birlikte işliyorsa uyumlu ya da düzgün bir insan ortaya çıkabilir. Çocuklar okulda önce arzularına gem vurmayı öğrenmelidir; bunun ardından cesaret geliştirilmeli ve son olarak da akıl ve bilgelik edinmelidirler.
Sayfa 106
Reklam
"Keşke aşık olabilsem!" diye haykırdı Dorian; sesinde son derece dokunaklı bir şey vardı. "Ama tutkumu kaybetmiş, arzu etmeyi unutmuşum sanki. Kendi kendime yük olmaya başladım. Kaçıp uzaklara gitmek, her şeyi unutmak istiyorum."
Sayfa 234Kitabı okudu
Çünkü tıpkı kendi görüşlerinin doğruluğunu savunan Şiiler gibi Sünniler de yalnızca kendi ileri sürdükleri fikirlerin gerçek olduğunu söylüyorlardı. Hatta daha da ötesi, bütün Hristiyan mezhepleri, Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, ateşperesler, putperestler yalnızca kendi öğretilerinin hakikatin tek ifadesi olduğu kanaatindeydiler. Bu dinlerin taraftarları kendi görüşlerini doğrulamak için kanıt üstüne kanıt sunup diğer fikirlerin yanlışlığını ispatlama çabası içindeydi. Bazıları tek bir yaratıcı olduğunu söylerken bazıları çok sayıda tanrıdan bahsediyor, bazılarıysa tanrının olmadığını her şeyin tesadüf sonucu husule geldiğini anlatıyordu. Gün geçtikçe kendimi İsmailî dailerin dünya görüşüne daha yakın hissediyordum. Yani ulaşılacak nihai bir hakikat yoktu. O zaman ne yapmalıydık? Hiçbir şey bilemeyeceğini idrak edip hiçbir şeye inanmayan biri bu durumda tutkularının peşinde arzu ettiği her şeyi yapabilirdi. Bu görüşe bağlanan birinin ulaşacağı en son nokta bu muydu? ...
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Arzularımıza hedef koymak, ihtiraslarımızı dizginlemek, öfkemize hâkim olmak, insanın arzu ettiği şeylerin son derece küçük bir kısmının ulaşılabilir ve pek çok kötülüğün kaçınılmaz olduğunu hatırda tutmak: Bu şekilde katlanıp vazgeçebiliriz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.