Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
354 syf.
3/10 puan verdi
Drina Köprüsü, şüphe yok ki, geçtiğimiz yüzyılın en büyük romanlarından biri. 1961’de İvo ANDRİÇ’e layık görülen Nobel Ödülü, edebiyat dünyasında, özel olarak bu kitaba verilmiş gibi kabul edildi; kitap o yıllarda Türkiye’de de büyük ilgi gördü. Drina Köprüsü, hiç eskimeyecek değerinin ötesinde, kırk-elli yıl sonra 1990ların Yugoslavya’sında
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma
Arada sırada güneşin aydınlattığı ve insanın biraz ısınabileceği sade, küçük bir köşeye sığınmak lazım.
Reklam
Gerçek Aşkı Anlayabilir miyiz?
Tabiki anlarız,herkes anlar.Orada yanılma olmaz.Ayrılık ve Aşk ile ağlayanın gözleri ateş gibidir sıcaktır.Soğandan da yaşarır göz ama soğuk dökülür,esneyince de yaşarır göz ama soğuk dökülür.İşte buna bakıyor şair,müthiş bir güç yahu Şeyh Galip… Nezzâre-i germ ettikçe ey çeşm Âteşle âbı yek-sân edersin Ey gözlerim-kızarmış,yanmış,sıcak sıcak,ateş gibi,taze gözyaşı dökmüş göz-sen böyle baktıkça ateşle suyu birleştirirsin,aynileştirirsin.O ateş o suyu buharlaştırıp yok etmez,o su da o ateşi söndürmez.Hâlbuki suyla ateş birbirinin zıddıdır.Birinin olduğu yerde öbürünün olmaması lazım.Ama aşk öyle bir şeydir ki ikisini bir arada tutar.
Kişiler bir arada yaşayarak, paylaşımlar yaparak, aynı yollarda yürüyerek birbirine benzer ancak. Yani dış görünüşün benzerliğine aldanmamak lazım; yolların benzerliği daha önemlidir.
Arada insanları gülümsetmek için olmayacak şeyler söylemem lazım. Beni sevsinler diye mi? Sanki dediklerime gülerlerse ben de onlardan biriyim.
Yalnızlara, unutulmuşlara, yorgunlara, yolda kalmışlara...
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak, sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
Kargo
Reklam
...dünya üzerinde, arada sırada güneşin aydınlattığı ve insanın biraz ısınabileceği sade, küçük bir köşeye sığınmak lazım.
İşe yaramaz
Mark Fisher'ın kendi depresyon süreci için el aldığı yazı; Gençliğimden bu yana ara ara nükseden depresyondan muzdaribim. Bu ataklardan bazıları fazlasıyla kuvvetten düşürücüydü; kendime zarar verdim, sosyal hayattan elimi eteğimi çektim (aylarca odamdan çıkmadım, yalnızca istihdam ofisine görünmek ya da tükettiğim asgari miktarda yiyeceği
Bizim devrimci sinemamız bu olacak. Bu topraklardan çıkacak. Bu toprağın tarihinden çıkacak. Sosyolojisinden, felsefesinden çıkacak. Başka çaremiz yok. Karacaoğlan da olacak içinde, Ağrı dağı'nın çiçekleri de. Bu, arada Nazım Hikmet de İlhan Berk de oşacak. Şairlerimiz de olacak içinde. Fuzuli de olacak. Çünkü bir büyük yelpazenin içinden geliyoruz. Çünkü büyük külterel temellerimiz var. Ta Anadolu'nun temellerinde on bin yıllık bir kültür var. Bunun içinden gelen Türkmenler, Yörükler ve diğerleri bu kültürle birleştiler. Bir tarafta Şah İsmail, bir tarafta Azerbaycam var. Bir tarafta Göktürkler var, Dede Korkutlar var. Bir tarafta İstanbul'un Fuzuli'si, Nedim'i var. İtri'si var. Levni'si var. Yani öylesine geniş bir çoğrafyadan geliyoruz kibunları aklayabilmek lazım."
279 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Birbirleriyle yaşamamın ne kadar zor olduğunu sormak lazım bir arada yaşamaya çalışan insanlara, aile olmak ve böyle kalmak mümkün olabilir mi diye. Bir dram ve bunun sonunda kalanlar. İyi okumalar.
Vaat
VaatDamon Galgut · Delidolu Yayınları · 2022278 okunma
Reklam
Yalnızlık kanunu...
"Yalnız doğar, yalnız ölürüz. Buna bir an evvel alışmak lazım. Yalnızlık yapının temeli. Yani taşıyıcı kolonun ta kendisi . İnsan başkalarıyla bir arada yaşayabilir, ancak 'bir arada' demek, kural gereği yan yana olmak anlamına gelir. "
Sayfa 31 - 21.baskiKitabı okudu
106 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bu kitap biraz YKS paragraf sorularında bahsedilen eserler gibi. İlk baktığınza birbirine zıt kavramlarmış gibi gelen şeyleri bir arada bulunduruyor ama dikkatle bakarsanız hepsinin son derece anlamlı olduğunu fark edersiniz. Türk edebiyatı konusunda çok deneyimsiz olduğum için kitabı biraz korkarak aldım. (Yine de kendimi geliştirmeye bir yerden başlamam lazım) Tante Rosa'nın ince olduğunu görüp hemen okuyup bitirebileceğinizi düşünmeyin. Kendi içinde bir ağırlığı var bence bu kitabın. Yakın zamanlarda bitirdiğim iki kitabı elimden hüsranla bıraktıktan sonra bana çok iyi geldi Tante Rosa. İyi bir kitaptan isteyebileceğiniz her şey var onda, sizi geliştirecek kadar farklı ama ustalıkla yazılmış bir eserin tandıklığıyla. Kısa kısa yazılmış hikayelerden oluşuyor kitap. Ben zaman vererek, sindire sindire okudum, size de öyle yapmanızı tavsiye ederim. Bir kerede okumaya çalışırsanız büyük ihtimalle bunaltıcı gelecektir. Son derece akıcı bir dile sahip.... biraz ironik... Okuduğum için mutluyum. Size de bir şans vermenizi tavsiye ederim. Özellikle bu soğuk kış günlerinde içinizi ısıtabilir ve sizi biraz gülümsetebilir belki..
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20193,925 okunma
304 syf.
9/10 puan verdi
Ne kadar çok insan gömülü her birimizin içinde...
Italyan edebiyatina ait eser, hem dilinin sadeliği hem de olay örgüsü ile sizi içine alıp götürüyor. Kitap Marco isimli karakter özelinde bir ailenin 3 kuşak yaşamının anlatısı. 1960-2030 yıllarını anlatan kitapta cok fazla vurucu nokta mevcut. Kitapta Kasırganın gözü ile tanışacak, geleceğin insanına(Mirajin) selam verecek, yasak iliskilere şahit olacak, psikaanalize bakışınız sorgulatacak noktalar mevcut. Son sayfayı kapattığınızda bir süre sizi sorgulatacak olan kitap, yeni yılda iyi ki okumusum dediğim bir eser oldu. 2020 Strega ödülüne sahip kitap ödülünü sonuna kadar hakediyor. Bu arada çeviri için Eren Cendey'e ayrıca teşekkür etmek lazım. Herkese keyifli okumalar...
Sinekkuşu
SinekkuşuSandro Veronesi · Can Yayınları · 2022484 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.