Arif olan anlar. Cahil olansa anlatılmak istenenden yüz çevirir.
(Muhyiddin İbnü'l Arabî)
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
-- Buyur, dedim, nedenmiş davulla zurnanın milli çalgı oluşu?
++ Belli değil mi? Baksana " Naa...Naaa" diye ses çıkarıyor ikisi de... Arif olan anlar... Bu halk yüzyıllardan beri sesini çıkaramaz. Ağzını açacak oldu mu, başına yumruk iner... O da ne yapsın, bula bula işte bu davulla zurnayı bulmuş ki, kendi yerine davulla zurna konuşsun, kendi diyemediklerini davulla zurna desin
Sayfa 156Kitabı okudu
Hayret Vadisi
Bir anne kızının mezarı başında ağlıyordu. Hakk eri bir arif o kadına baktı.
Dedi ki: “ Bu kadın erkekleri gelip geçti. Çünkü o bizim gibi değil ve şimdi benim dediklerimi o daha iyi biliyor.
Kim gitti, kimden ayrıldı, kim kimsen uzak kaldı, kimin yüzünden böyle sabırsız oldu, biliyor.
Ne mutlu ona ki o insanların durumunu ve kime ağlanması gerektiğini biliyor.
Asıl zor olan benim gibi dertlinin işidir. Çünkü ben gece gündüz matem tutuyorum.
Ama bu âlemde kimin için zarı zarı inleyip gözyaşı dökeceğimi bilemiyorum.
Neden ağladığımı, kimden uzak düştüğümü ve kimden ayrıldığım için şaşkına döndüğümü bilmiyorum.
Bu kadın benim gibi binlerce adamdan daha da ileride. Zira o kaybettiği şeyin kokusunu alıyor.
Ben ise kaybettiğimin kokusunu alamıyorum, hasretler içindeyim. Bu şaşkınlık yüreğimi kana boğdu. “
Böyle bir makamda gönül ortadan kalkar ve hatta makam bile yok olur.
Bu vadiye ulaşan akıl ipinin ucu elden çıkar ve zan evinin kapısı kaybolur.
Buraya varan herkes kendisini kaybeder. Dört tarafından da haberdar olmaz.
Kim bu vadiye ulaşmak için bir yol bulursa bir solukta küllün sırrını anlar.
Sayfa 350 - Lacivert Yayıncılık
Kibir ve Gurur
Kibir; bir insanın servet, makam, ilim, ibadet, soy, güzellik ve kuvvet gibi her hangi bir meziyetinden dolayı, kendini başkasından üstün görme hastalığıdır.
Kibir; hak ve hakikati kabul etmemektir.
Kibrin çok dereceleri vardır. Bazısı vardır ki, insanı küfre kadar götürebilir. Şeytan, gurur ve kibrinden dolayı Allah’ın
Sen kendine yaz. Dileyen ibret alsın. Arif olan anlar. Nadanın ibretten yana nasibi yoktur. / Ömer Sevinçgül
"Yaşar Kemal Okumayan Kalmasın Vakfı" kurucu üyesi 
Enes Tuncer sayesinde okuduğum bu kitaba inceleme yazmamak mümkün değil. :)
Böylesine güzel bir yazı diline sahip olmak, her daim ezilen kesimin sesi olmak, yarattığı eserlerle çoğu kez başı derde girmiş dahi olsa da asla ideallerinden vazgeçmemek her
Arif Olan Anlar
Büyüklerimizden işittiklerimiz eski bir meşhur Diyarbakır sözü:
"Sanat altın bileziktir,
Boş gezenin cebi deliktir."