İnsan bu hayata tam mı gelir? Hayır! Seni tanıyınca insanın bu hayata tam gelmediğini anladım. Sen beni tamamlayan kusursuz aşksın. Kusursuz sevda ve bu sevdanın gizemli sözlerisin. Öylesine eşsizsin ki cümleler bile sana yazıldığını anlıyor. Sana yazıldığını hissediyor. Bu yüzden her bir harf saygıyla yan yana geliyor. Saygı, kusursuz olan renklerin okuyacağı cümleleri ona armağan etmektir. Tıpkı bu metni sana armağan ettiğim gibi gerçek ve samimi olmalıdır.
"Birisiyle derdini paylaşmak bazen ona bir şey vermekten daha değerlidir,çünkü para insanın benliğinin dışındaki bir şeyken,anlayış armağan etmek onun ruhuyla iletişim kurmak anlamına gelir."
Evet, susmalıyım. Mutsuzluk hikayelerimin çokluğu arasında ezilmesine izin vermediğim tüm mutluluklarımı sana armağan etmeme izin vermediğin için biraz daha susmalıyım. Mutsuzluğun gözyaşlarını silip sana kahkahalarla yaşanacak aşkı getirmiştim. Şimdi onu cebime koyup susuyorum.
yeniden merhaba diyeceğim güneşe
gövdemden akan ırmaklara
uzayıp giden düşüncelerime benzeyen bulutlara
bahçemde benimle birlikte kurak mevsimlerden geçen
akkavakların badireli büyümesine
gece tarlalarının kokusunu
bana armağan getiren
karga sürülerine
yaşlanmış halim olan ve
aynada yaşayan anneme
yinelenen şehvetimin
yanıp tutuşan derinliklerini
yemyeşil tanelerle doldurduğu
yeryüzüne
yeniden merhaba diyeceğim
Sıradaki şarkıyı seç , ödeşelim. Sıradakini ve sonrakini ve hepsini sana armağan ediyorum. Söylediğim ve dinlediğim tüm şarkılar sana vereyim ödeşelim olmaz mı?
Ben şarkı demişken sahi senin şarkın bitti mi?
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi.
Rodos doğumluydu.
İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı.
Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi.
Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
“Kimse hüzünlü olmasın
Sırası değil hüznünün daha
Bir gün bir şehrin alanında
Bir mermer yığının gözlerine
Omuzlarına düşerse bir çınar yaprağı
Hüzünlensin yaşayanlar o zaman
Sırası değil hüznün daha.
Öylesine sıkılmış ki yumrukları
İyice sikilsin diye yumruklar
Saklansın diye bir armağan gibi bu katılık
Öylesine sıkılmış ki yumrukları
Kimse hüzünlü olmasın
Kimse hüzünlü olmasın diye
Sırası değil hüznün daha
Unutulsun bu gövdeye duyulan hasret
Unutulsun bu alışılmış duyarlılık
O sade, o kadar kalabalık ki
Unutulmamaya değer onların insan gövdeleri
Ve unutmamalı mutlaka
Dolsunlar diye yüreklere
Dolsunlar damarlara.
Ölü mü denir
Ölü mü denir şimdi onlara.”
Şükran duyan insan yaşamı her haliyle bir armağan gibi görür ve önce sahip oldukları için memnunniyet hisseder. Bu yüzden kişiler arası ilişkiler güçlüdür ve sosyal destek kaynakları sağlamdır.