“Bir gece Vafeya, “Hiç âşık oldun mu Firdevs?” diye sordu.
“Hayır Vafeya, hiç aşık olmadım,” yanıtını verdim.
Bana şaşkınlıkla baktı ve “Ne tuhaf!” dedi.
“Neden tuhaf buldun?” diye sordum.
“Bakışlarında âşık olduğunu söyleyen bir şey var.”
“İnsanın bakışlarında aşkı ele veren ne olabilir ki?”
Başını sallayıp, “Bilmiyorum,” dedi. “Fakat özellikle senin, aşksız yaşayamayacak birisi olduğunu hissediyorum.”
“Ama ben aşksız yaşıyorum.”
“O halde yaşamın bir yalan; ya da hiç yaşamıyorsun.”
Sevgide devamsız
İmanda vakitsiz
Zamanla kıvrılan bir beden
Kuru bir tembellik saçlarında
Ellerinde kararsızlık
Yoksun
Ne zaman lazım olsan
Derman değilsin
Hiçbir hasrete...
Gelmen de yetmez tahribat derinde ,
Kalsan bu gece
Yarın yine acemi
Yarın yine çırak ...
Nasıl bir yanmaksa artık
Sade duman
Hiç alev yok
İnsanlar, kişilikleri ya da davranışlarıyla sadece şaşırtıcı olmakla kalmazlar;
akıllara sığmaz yücelikleri de vardır onların. Bir genç kadın, uzun süre
birlikte olduğu erkekten ayrılır. Sevgilisi başkasına âşık olmuş; ya da
kendini âşık sanmıştır. Aradan üç yıl geçer. Kadın ona ihanet eden erkeğe
sağlıksız bir saplantısı olmadığından, yeni bir
Gül dalında yattım yurdu artırdım
Gül soldukça gece sesi artırdım
Devrân devroldukça virdi artırdım
Sabâdan bir haber aldıktan sonra.
Hayatımda nedir sabânın bendi
Sabâdır o hûbun yoktur mânendi
Yâ gelir nâmesi yâ yârin kendi
Bize nöbet müddet dolduktan sonra
Aynalardan sundum gönlümü sana
Ruhum gözlerinin rengine tutsak
Bir gece bir kuş gibi girsem rüyana
Eder misin bana sevdanı yasak?
Hayal, bir pencere, umut, bir ışık
Dünyam bir karanlık kutu gibidir
Sorma, kimin nesi bu deli aşık
Ve sen kız kardeşini bir kenara ittin. bir zamanlar âşık olduğun adamı öldürdün. Sen bomboş bir fıçı gibisin. Hiçbir şeysin. Sana seni öldüren bir güç verildi.
Yılın en uzun gecesinin hangi gece olduğunu müneccimler ve takvim düzenleyenler asla bilemezler. Onun hangisi olduğunu ancak gama müptela olmuş âşık bilir