Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
70'li yıllarda Türkiye'de de Avrupa'da olduğu gibi coşkulu bir atmosfer vardı. Sol fikirler destek bulmaya, yandaş kazanmaya başlamıştı. Bir tür 68 Mayıs'ı yani... Ama orada, gelenek her zaman daha güçlüydü. Bir tepki hareketi ortaya çıktı. Aşırı sağcılar, Alpaslan Türkeş adında birinin etrafında örgütlendiler. Önce üniversitelerde küçük gruplar oluşturdular, sonra Anadolu'da gençleri örgütlemeye başladılar. Bunlar kendilerine "Bozkurtlar" diyordu. Ya da "Ülkücü Gençler"; dernekleri de "Ülkü Ocakları"ydı.
Sayfa 204Kitabı okudu
Anemi kansızlık
Türkiye'de en önemli annemi sebebi aşırı kullanılan deterjan, Aspirin, antidepresan ve antibiyotiklerdir. Antibiyotikler bağırsaklardaki kan üretiminde rol oynayan "B" grubu vitaminleri sentez eden mikropları yok ederek de kan üretiminin azalmasına neden olur. Aspirin, antiromatizmal ilaçlar,antidepresan ve deterjanların sık kullanılması sonucu meydana gelen böbrek, mide ve bağırsak gibi organlardaki damar çatlamaları ve endometriozis nedeni ile oluşan gizli kanamalar kansızlığa sebep olur. Kortizon kullanmak, tümör, yara ve basur gibi sebeplerle mide ve bağırsaklarda meydana gelen kanamaları artırabilir. ***
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
"Elbetteki intiharların sebebi bu kızlarımızın aşırı mutsuzluğu, bundan bir şüphe yok. Ama mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye'deki kadınların yarısı intihar ederdi."
Sayfa 20 - Yapı Kredi Yayınları
Bunun adı gıda terörüdür!
“Bugün... Altı milyondan fazla diyabetli hastaya on milyon gizli şeker hastasını ekleyiniz. Son on yıllık süre zarfında diyabet hastası oranı yaklaşık yüzde 100'lük artış göstererek yüzde 7.6'dan yüzde 13.4'e çıktı. Keza... Bireylerin büyük çoğunluğu hastalığın farkında olmadan yaşıyor. Kandaki şeker oranının kontrol altında tutulmaması kalp kri­zi, felç, böbrek yetmezliği, körlük, uzuvların kesilmesi gibi ve hamilelikte büyük sağlık sorunlarına sebep oluyor. Ülkemizde böbrek hastası sayısı 5.5 milyon. Türkiye'de ölümlerin dörtte biri kanserden artık! Kalp hastası sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Milyonlarca genç erkek sperm üretemiyor, kadınlar bebek sa­hibi olamıyor. Kısırlık çığ gibi artıyor. Resmi rakamlara göre 2 milyon kısır var. Obezite, otizm sayısında patlama yaşanıyor... Aşırı kilo ve obezite nedeniyle yılda 2.8 milyon kişi ölüyor. 2030'da yıllık ölü sayısı 5.1 milyon olacak... Hanımlar ve beyler... Bunun adı gıda terörüdür!”
Sayfa 80 - Kırmızı Kedi Yayınları, 6.Basım (Haziran 2019)Kitabı okudu
Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, aşırı sol ve aşırı sağ tarafından öylesine yanlış tanıtılmak istenmiş, gerçek öylesine saptırılmıştı ki; pek çok kişi O'nun katıksız bir Türk Milliyetçisi yönünü neredeyse farkedemez hâle gelmişti.
Alkol kullanan eş seçmeyin!
Eşim aşırı derecede alkole bağımlı bir insandı... Artık aile içindeki şiddet arttı eşimin yansıttığı şiddet...
Reklam
Güzel bir tespit
Türkiye'de sağ cephe böyle perişandır. Ciddi ne devlet adamları, ne düşünürleri, ne de yazarları var. İmdat simitleri "komünizm, kızıl alçaklar, aşırı cereyanlar, Moskova, Pekin" gibi sözcüklerdir. Sıkıştılar mı hemen bunlara sarılırlar.
Sayfa 86 - :):)Kitabı okudu
Çıkarabilirsek üzerimizdeki ünvan elbiselerini o zaman insan oluruz belki: (
Türkiye'de ünvanlar aşırı sıklıkla kullanılıyor. Önemli olan fikirler, düşüncelerin içeriği diye düşünüyorum.
Sayfa 348 - Remzi yayınlarıKitabı okudu
Her yıl 5 milyon insan aşırı sıcak ve aşırı soğuk nedeniyle hayatını kaybediyor.
Sayfa 31 - Doğan Burda Dergi YayıncılıkKitabı okudu
"Elbette ki intiharların sebebi bu kızlarımızın aşırı mutsuzluğu, bundan bir şüphe yok," demişti vali muavini Ka'ya. "Ama mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye'deki kadınların yarısı intihar ederdi."
Reklam
ultra Türk milliyetçiliği
Başından itibaren aşırı ve saldırgan bir milliyetçilik, resmi bakış, düşünce ve duygu olarak yer etmiştir. Auerbach'ın deyimiyle tarihiyle barışık olmayan, dengesiz, köksüz bir milliyetçilik türüdür bu; yaşayabilmesi, diri ve aktif kalabilmesi için sürekli bir düşmana, saldırganlığa, ulusal teyakkuz hâline ihtiyacı vardır. Ülke içinde ve dışında sürekli düşmanların bulunması, yoksa yaratılması zorunludur. Ülke dışına ilişkin Türkiye'nin komşularına ve ülke içine ilişkin de Kürtler, Ermeniler, Rumlar ve tüm 'ötekilere' bu rol verilmiştir.
Sayfa 49 - İthakiKitabı okudu
Türkiye bu konuda aşırı özensiz!
Bir toplumun potansiyel bir çevre felaketiyle karşı karşıya kaldığında, problemi görmezden gelip bu fe­laketi yaratan şeyi yapmaya devam etmesi size aptalca geliyorsa; oldu o zaman, günaydın. Yaaaani, etrafınıza bir bakın isterseniz. (Bir de termostatı kısıp çöplerinizi geri dönüşüme atıverin lütfen.)
Kendilerini ilerici gösteren aşırı solcularla milliyetçiler arasındaki fark, ilme vermiş oldukları değerde değil, milli değerlere bağlılık meselesindedir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Türkiye'de Lozan Antlaşmasına yöneltilen eleştiriler, aşırı sağ, aşırı sol bölücülerden gelmiştir ve gelmektedir. Osmanlı devletinin yıkılışını içlerine sindiremeyenler, saltanatçılar, şeriatçılar, bazı komünistler ve son yıllarda ikinci cumhuriyetçiler ile bölücüler Lozan'a haksız yere saldırmışlardır. Kimileri Lozan'ın zafer değil "hezimet" olduğunu iddia etmiş, kimileri Lozan'ın, Misak-ı Milli hedefine tam erişemediğini ve Milli Mücadelenin karşılığı olmadığını ileri sürmüşlerdir. Kimileri ise Lozan sistemini fiilen yıkmayı hedef almışlardır. Objektif tarihçi gözüyle ve gerçekçi politika açısından bakınca, bu eleştirilerin haksız ve bazılarının da yanlış olduğu görülmektedir Lozan, sağdan, soldan, içten ve dıştan gelen bütün haksız ve yanlış saldırılara göğüs gererek 75 yaşını doldurmuştur ve hâlâ Türk dış politikasında önemli bir yer tutmaktadır. Bugün, içte ve dışta, Lozan'ı fiilen delme girişimleri vardır. Ama unutulmamalıdır ki, Lozan, bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle özdeşleşmiştir. Dolayısıyla, Lozan'a saldırı, doğrudan Türkiye'ye saldırı anlamı da taşır.
Sayfa 79 - atatürk araştırma merkeziKitabı okudu
En Soğukta Yaşayan Canlı Su ayıları var olan ve en güçlü ve en garip canlılar. Su ayıları, 0,05 milimetre ila 1,2 milimetre uzunluğa sahip küçük omurgasızlar. Onları eşsiz yapan şeylerden biri en aşırı koşullarda yaşayabilmeleri, bu nedenle Dünya’daki her yaşam alanında bulunabiliyorlar. Araştırmacılar bu sert yapıdaki canlıların -200 santigrat dereceye dayanabildiklerini gösteriyor.
Sayfa 32 - Doğan Burda Dergi YayıncılıkKitabı okudu
1.433 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.