Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“avutmak mı? neden söz ediyorsun sen tanrı aş­kına? bir avuntu olabilir mi hiç aşk? seni avunmak için mi seviyorum ben? ya sen?” “beni bırak. beni sevmen nedir, onu söyle!” “bilmem. bilmiyorum. sevmek, ölümü yok eden bir şey... bunu anladım. sevmek ölümlülüğü ortadan kaldırıyor.”
Ertesi gün sıkıcı bir sabahla başlayacaktı. Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı... O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu.
Reklam
…tüm arzularını kucaklasın diye kollarını açtığı anda sevgilisi onu terk eder. Donakalır, uçurumun başında hiçbir şey hissetmeden durur; etrafındaki her şey karanlığa bürünür, ne bir ümit, ne bir avuntu, ne de bir sezgi vardır! Çünkü yaşadığını hissettiği an erkek onu terk etmiştir, önündeki geniş dünyayı göremez, kaybettiğinin yerine geçebilecek birçok şeyi görmez, kendini yalnız hisseder, onu bütün dünya terk etmiştir, yüreğindeki büyük boşluk yüzünden köşeye sıkışmış halde, kör gibi tüm dertlerine etrafını saran ölümle son versin diye uçurumdan atlar.
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Basit bir kıskançlık olayı bu. Yeteneği olmayıp da hevesi olanların, gerçek yeteneklere çamur atmaktan başka yapacakları bir şey yoktur çünkü. Ne denir, bu da bir çeşit avuntu işte!
Basit bir kıskançlık olayı bu. Yeteneği olmayıp da hevesi olanların, gerçek yeteneklere çamur atmaktan başka yapacakları bir şey yoktur çünkü. Ne denir, bu da bir çeşit avuntu işte!
Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. 'İş avutur,' derdi babası. O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak!
Reklam
Anlamsızlığın acınası çoraklığında tomurcuklanan sırf şu insani ton, her ne kadar minicik bir avuntuysa da, avuntu da neden avuttuğunu ve hangi Godot'yu beklettiğini bilmese de kanıtladığı bir şey var, o da sıcaklığın anlamdan daha önemli olduğu ve son sözün metafizikçilere değil insan canlısı olanlara düştüğüdür.
Godot'yu Beklerken, Samuel Beckett'ın 1949 yılında yazdığı tiyatro oyunu
- Aslında gerçekten rahatlamaz, avunur ademoğlu... Belki de avunmamız bile kendi sanımızdır. En iyi avuntu da, dünyadan vazgeçtiğimize, hırsları zincirlediğimize kendimizi inandırmak... Yalan da olsa, inandırmak...
Derviş Fuat Mahir BeyKitabı okudu
İster istemez alta alır olduk kendimizi. Bu da avuntu işte ya... Günübirliğine yaşamaktan köreldik, karardık.
Sayfa 173Kitabı okudu
Yalnızlık benim kadar senin için de zararlı. Bakalım senin güveninin gizli anahtarını bulup şu mermer göğüste bir kapı açarak yüreğine bir damla avuntu akıtabilecek miyim?
Sayfa 517Kitabı okudu
Reklam
Günün birinde, kimi "Yeni Kadın" yazarlar, evlenme teklif etmeden ya da kabul etmeden önce erkek ve kadınların birbirini uyurken görmelerine izin verilmesi düşüncesini destekleyecekler. Fakat bence ileride "Yeni Kadın" evlenme teklifini kabul etme alçakgönüllülüğünü göstermeyecek; teklifi de kendisi yapacak Ve bu konuda çok iyi iş çıkaracaktır! Bunda biraz avuntu bulabiliriz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Adalet diye bir şey yoktu; dünya rastlantının ürünüydü; hepsi yalandı, insanoğlu içinde yaşadığı çaresizliği korkmadan taşıyabilsin diye uydurulmuş avuntu sözleriydi.
Sayfa 436Kitabı okudu
Bazen imtihan diye adlandırıp, ardında daha iyisini beklediğimiz şey bir *avuntu*'dan başka bir şey olmayabiliyor. Sorgu ve tırlatma arası uçurumun, dibinde salıncakla sallanırken; ölüm korkumuz ve umudumuzun bizlere geri adım attırdığına şahit olabiliyoruz. #Poyraz
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.