Merhaba sevgili okur,
Öyle dolu bir kitaptı ki Afrikalı Leo, neresinden anlatsam diğer tarafı eksik kalacak. 40 yıllık bir yaşam ve gezi öyküsü. Mecburen çıkılan yolculuklar, geçilen ülkeler, değiştirilen dinler, yaşanan talihsizlikler, değişen koşullar… daha neler neler var kitapta. “Yazgı bir bukalemunun derisinden bile daha değişkendir.” diyor Maalouf, aynen böyle bir yaşam öyküsü.
Okurken tarihe de tanıklık ediyoruz. Irkçılığın ve ayrımcılığın çeşitli türlerini görüyoruz, çeşitli inanç şekillerine dışardan bir gözle bakmaya başlıyorsunuz.
Kitabın son sayfası kırk yılın güzel bir özeti olmuş diyerek kitabı tavsiye ediyorum.
“Sen Roma’da “Afrikalının oğlu”ydun Afrika’da “Rumi’nin oğlu” olacaksın. Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur! Oğlum, çoğunluğun önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler ya da seni yitirmeyi göze almalılar. İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrı’nın ülkesini çok geniş olduğunu söyle; O’nun elleri çok geniştir, onun yüreği de çok geniştir. Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama.”
Herkese keyifli okumalar olsun efenim…