Merhaba kardeşler;
Meşhur Fransız düşünür Roger Garaudy ile ilk tanışıklığım, okuduğumda beni mahcubiyetle düşündüren şu satırlar olmuştu:
Garaudy, 1982 yılında İslam’ı seçtikten kısa bir süre sonra Türkiye’ye gelir ve bir cumartesi günü Taksim’de bir otelde konferans verir İstanbullulara. Konuşmasının sonunda bir gazeteci, cüretkâr bir üslupla,
Konusuna bakınca ilginç bir kitap okuyacağıma dair umutlanmıştım fakat Kar Küresi beni o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki. Zira ciddi anlamda sıkıntılar vardı kitapta. Kafama takılan çok şey oldu, muhtemelen hepsini de hatırlayamayacağım ama en belirgin olanlardan bahsetmek istiyorum ve yorumun spoiler içerdiğini belirterek
Hazreti Muhammed kitabını okuduktan sonra itiraflarım kitabını da okumak istiyordum. Değerli bir arkadaşın hediyesi okumama vesile oldu. Allah ondan razı olsun.
Gelelim kitabın içeriğine:
Yazarın hayatının büyük bir döneminde arayış ve psikolojik boşlukta olduğunu çok net olarak anlayabiliriz. Yazar gençlik döneminden itibaren uzun bir süre
Her şey Gölgesizler’deki berberin şu sözleriyle başlamıştı: “Desene yaşam tekrarlardan oluşuyor… Yanıma oturtmuş, gözlerindeki cellat gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu. ‘Tekrarlardan değil, tekrarların tekrarlarından.’” Tabii bu başlangıç Hasan Ali Toptaş’ın sessiz kıpırtılarla ördüğü soluk soluğa bağıran dil cümbüşü için geçerli. Başlayan ama
Öncelikle hiç kimsenin beslenme şekliyle bir sorunum olmadığını belirtmek istiyorum. Bunu yazımın hemen başında vurgulamamın nedeni, günümüzün dünyasında azınlık veya ezilen diye tabir edilen unsurlara verilen önemin artışı nedeniyle, bunların savunduğu görüş ve savlara doğrudan veya dolaylı bir eleştiri getirmek, tepki çeken bir husus olma
"TERTELÊ ÇÊNEKU" (KIZLARIN KIYIMI)
Kitap 'Roman-Edebiyat' bölümünde yer alıyor ama bu bir roman değil. Tamamen yaşanmış olaylar genellikle birinci kişi ağzından anlatılan anılar. Tabi ki belgelerle doğrulukları desteklenmiş, ispatlanmiş sağlam bir araştırma kitabı. Bu sebeple ben Nezahat GÜNDOĞAN ve Kazım GÜNDOĞAN'a içten teşekkür
YEDİNCİ MEKTUP
Platon'dan Dion'un akraba ve dostlarına.
İyilikler,
Sizin de Dion gibi düşündüğünüze inanmam gerektiğini; eylem ve sözlerimle size, elimden geldiğince yardım etmemi istediğinizi yazıyorsunuz. Şu yanıtı veririm: görüş ve istekleriniz gerçekten Dion'unkiler gibiyse, çabalarımı sizinkilerle birleştirmeye hazırım; değilse, uzun
DOĞAYI YEMEYE GELDİK!!
MÜSAADE BİZİM, KENARA!!!
Uyanır uyanmaz pencereyi açıp derin bir nefes alsan ya da çıplak ayak az biraz yürüsen, gün doğmadan denizin aydınlanmamış maviliğinde kendini unutsan, yaşamındaki gereksiz ne varsa çıkarsan ( evindeki gereksiz eşyaları bir düşünsene) kaçık gibi bakacaklar sana. Uçmuş bu diyecekler, normal değil.
---
"𝙳𝚞𝚗𝚢𝚊𝚍𝚊 𝚜𝚎𝚟𝚒𝚕𝚎𝚌𝚎𝚔 𝚋𝚞 𝚔𝚊𝚍𝚊𝚛 𝚌𝚘𝚔 𝚜𝚎𝚢 𝚘𝚕𝚖𝚊𝚜ı 𝚖𝚞𝚑𝚝𝚎𝚜𝚎𝚖 𝚋𝚒𝚛 𝚜𝚎𝚢 𝚍𝚎𝚐𝚒𝚕 𝚖𝚒?"
Herkese merhaba! Bugün, çoğumuzun "Anne with an E" adıyla dizisini izlediği Yeşilin Kızı Anne kitabının incelemesi ile karşınızdayım.
Ah Anne! O kadar iyi kalpli ve tatlı bir kızsın ki! Sana ve o muhteşem hayal gücüne, düşüncelerine, fikirlerine,