Cennetlik Adam
Enes b. Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi vesellem) huzurunda oturuyorduk. Bize, “Şimdi cennet halkından biri gelecek” dedi. Derken ensardan bir adam çıkageldi. Sakalından abdest suyu damlıyordu. Sol elinde de ayakkabıları vardı.
Resûlullah ertesi gün ve ondan sonraki gün de aynı sözü söyledi. Sözün üzerine her iki günde de aynı kişi geldi. Üçüncü gün namazdan sonra peşine takılıp adama, “Babamla aramızda kırgınlık var. Eve gidemiyorum. Beni misafir eder misin?” dedim. “Olur” dedi.
Adamın yanında üç gece kaldım. Bir gece olsun gece namazına kalkmadı. Sabah namazına kadar yatıyordu. Sonunda adama babamla bir kırgınlığım olmadığını, Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi vesellem) sözünü söyleyip merakımdan yanında kaldığımı söyledim. Kendisinde pek ahım şahım bir ibadet görmediğimi söyledim. Adam, “Gördüklerinden başka bir ibadetim yok” dedi. Yanından ayrılıp giderken arkamdan seslendi: “Dediğim gibi, gördüklerinden başka bir ibadetim yok. Şu var ki hiçbir müslümana karşı gönlümde ne bir hile düşünürüm ne kin ne de haset beslerim.”
~√~
Hozan Serhad-Payîz e
Payîz e ew dema çû
Payîz e ew dema çû
Ber zivistan derd giran bû
Çendîn bihar wê derbas bûn
Çendîn havîn wê derbas bûn
Agirê dilê min derman nebû
Agıre Evine
Tu bi xêr hatî
Kûlîlka Kurdistan
Bê te çol û çiya bûm
Bi te bûm bax û bostan
Sayfa 44Kitabı okudu
Silav xwişk û birayên delal.
Bi daxwaziyên we, me serlêdana pirtûkvaniya li vir kir. Heke ku serlêdana me bê erêkirin, êdî daxwaziyên xwe yên pirtûkên kurdî hûn dikarin bikin û em ê demek nêz de bersiva we bidin.
“İlim ancak hakkını veren kimselere öğretilir. İlmin hakkı da öğrendiği ilimle amel etmek ve ilmi ehil olan kimselere öğretmektir.”
İkrime b. Abdullah (rah.)
ALFA-ELİF
Fenikece alep:öküz.
Alfabeyi bundan 3000 küsür yıl önce Fenikeliler icat etmiş basit gibi gözüken son derece zekice bir buluş bu daha önce her biri bir basit kavramı ifade eden binlerce simge-resim varken bunlardan 25 kadarını almışlar her birini adının ilk sesini simgelemek için kullanmışlar. “Öküz” anlamına gelen “ALEP”: “a”olmuş
Sayfa 15
" ... dostlarım arasında ne sınıfa aldırırım ne inanca..."
Sayfa 38 - Adam Yayınları 1. Basım 1983 Çeviren: Oya Dalgıç
s e s i n d e u z a k b i r k e d e r v a r d ı
"... Soyut aşk kavramı sende henüz gelişmemiş. Sen ve senin gibiler, ancak beş elma ile on elmayı toplayabilen basit insanlarsınız. Elle tutulan şeylerle düşünebilir, elle tutulan şeyleri sevebilirsiniz yalnız. Siz A ve B'den değil, üç erkek ve beş kadından anlarsınız ancak."
Sayfa 67
A: Durup durup dinliyor
Ne duyuyor acaba?
Ne çalınıyor kulağına?
Onu yere vuran ne? Hangi ölümcül korku?
B: Kim bir kez zincire vurulmuşsa en başta zincirinin şakırtısını duyar.
Şunu kabul etmek gerekir ki, dünya çok
b*ktan bir yer. Sana bu dünyayı sevdiren, hayatı çekilir kılan sevdiklerinin bu b*ktan şeye maruz kalması büyük haksızlık. Sadece güzel olanı görsünler istiyorsun ama yapacak bir şey yok. Herkes bu çirkinliğe maruz kalmak zorunda.
Sayfa 230Kitabı okudu
Kaybetmek. Rıhtım,Piyano ve Çay
Rıhtımda oturmuş muhabbet ediyordu iki kafadar. Genç olan ara sıra piyanonun başına geçiyordu, sohbete mola verdikleri zaman. İhtiyar semaverden doldurduğu çayı uzattı , yeter artık evlat dedi, bu hüzünlü parça bizi iflah etmez öldürür. Birer sigara daha yaktılar, ihtiyar gözündeki nemi sildi ipek mendiliyle. Genç adam mendile dikkat kesildi,
