İlk şehit elçi
“Evet, ben Resûlüllah’ın elçisiyim.” dedi. Bunu duyan Şürahbil bin Amr derhal ellerini kollarını bağlattı. Çeşitli eziyetler ettikten sonra da Resûl-i Ekrem’in elçisi olduğunu bildiği hâlde Hz. Haris’i şehit etti. Ondan başka Resûl-i Ekrem’in hiçbir elçisi şehit edilmemişti. Hâlbuki kabilelerarası ve devletlerarası teamüller icabı, elçiye zeval olmazdı.
Oğuz Han tarafında beyaz sakallı, koyu saçlı, pek akıllı bir ihtiyar vardı. Pek anlayışlı, pek iyi düşünür bir adam idi. Bir bakıcı olan bu adamın ismi Uluğ Türk idi. Bir gün rüyasında, bir Altın Yay ve Üç Gümüş Ok gördü. Bu Altın Yay, doğudan batıya kadar uzanıyor ve bu Üç-Ok, gece tarafına uçuyordu. Uyanınca bunları Oğuz’a bildirdi. Ve bir
Ahmet Muhtar'ın Balat'ta başlayan kısa öyküsü, Ankara'da Kuyulu Kahve'nin karşısındaki bir darağacında, tezek kokuları ve saksağan kahkahaları arasında nihayete erecek.
Sayfa 9 - KronikKitabı okuyor
Bir pazar günü Balat, Ayvansaray üzerinden Edirnekapı’ya bir tur yaptığınızda; her dakika insanda Istanbul tutkusu yaratacak bir güzellik, bin yıla uzanan bir anı veya üzüntü verecek bir tahriple karşılaşmanız mümkün. Istanbul galiba böyle gezilerle daha çok sahiplenilecek bir şehir.
15 Ağustos 1869'da Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda kabul edildi, 7 ay kendisine ayrılan mekânda oturdu. Sultan Abdülaziz, Şeyh Şamil'e ve aile fertlerine maaş bağlattı. Hac farizasını yerine getirdikten sonra İstanbul'a dönmesi beklendiği için Zarif Paşa Konağı kendisine tahsis edildi.
Bazen düşünür ki, insanlar anasından ne Yahudi, ne Müslüman, ne Hıristiyan doğarlar. Buna Dimitro hayret eder. “Nasıl olur?” der. Fakat münakaşa açıldığı zaman, nasıl olur demez, der ki:
— Beni anam, doğduğum zaman Balat'taki havraya bıraksaydı, ben şimdi mis gibi bir Yahudi olurdum. Seni Mişon, anan doğduğun zaman Süleymaniye Camii'ne bıraksaydı, sen de şimdiye kadar müezzin olmuştun.
Dumanlı kafayla, Fatih'in, Karagümrük'ün Balat'ın arka sokaklarında saatlerce yürür, açık perdeler arasından ev içlerini, akşam yemeğini yiyen ailelerin mutluluğunu seyreder, sık sık "Füsun şuralarda bir yerde" duygusuna kapılır, kendimi iyi hissederdim.
Sayfa 200 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
Akşam saatlerinde Balat'a inip karşı kıyıların ışıklarını seyretmek kadar beni rahatlatacak bir şey yoktur bu dünyada.
"Unutkanlık sizin yazgınız. Hayata dair bütün o eski dersleri öğrenip öğrenip unutursunuz."
-II. LETO
Dar'üs-Balat'ın Sesi
Sayfa 455Kitabı okudu
"Hiçbir şey insan zihninden daha karmaşık değildir."
-II. LETO
Dar'üs-Balat Kayıtları
Sayfa 222Kitabı okudu
Bizim Balatlı Ahmet hoca zengin bir adama dedi ki; Namaz kılıyormusun? Oda, tıkırım yerinde dedi. Ahmet hocada ona; Balat köpeklerininde tıkırı yerinde. İnsanlar yediklerini yiyor yemediklerini atıyorlar, onları da, köpekler yiyor. Onlarında tıkırı yerinde. Demek tıkırın yerinde olunca namaz kılmayacak mısın? Oruç tutmayacak mısın? O tıkırı sana kim verdi? Mevla. Kulum; sana mal, mülk verdim dünyada da ahirettede efendi yaşa diye. Bunlar ise mal mülk bulunca namaz kılmayı, oruç tutmayı gericilik kabul ettiler.
-Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Sayfa 191Kitabı okuyor
Unutkanlık sizin yazgınız. Hayata dair bütün o eski dersleri öğrenip öğrenip unutursunuz.
-ll. LETO
Dar'üs-Balat'ın Sesi
"Kimse götürmeyecek beni kırlangıçların şölenine...
Uçmayı hayal eden kuş, ölmek üzere..."
Fatih Sultan Mehmet fetihten sonra Ermenilere din ve vicdan hürriyeti sağlayıp Bursa'daki Ermeni patriği Hovakin'i İstanbul'a davet etmiş, beraberindeki 200 aileyle ikameti için Galata'da yer göstermişti. Bizans idaresindeyken Ermenilerin İstanbul'da sayısının çok az olması üzerine İstanbul'a birçok Ermeni de getirten Sultan Mehmet onları Kumkapı, Yenikapı, Samatya, Balat ve Edirnekapı semtlerine yerleştirdi.
