Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Benlik bilincimiz sayesinde kendimizi başkalarının bizi gördüğü gibi görebilir ve diğer insanlara karşı özgeci davra­nışlarda bulunabiliriz. Kendimizi başkasının yerine koyup onun yerinde olmamız durumunda neler yapacağımızı dü­şünebiliriz. Başka birinin yerinde olmayı hayal edebilir ve onun duygularını daha iyi anlayabiliriz. Önemli olan bu ka­pasitemizi ne denli verimli kullandığımız değildir. İstersek bunu hiç başaramıyor olalım, yine de dostlarımızı sevmemiz, ahlaki değerlere sahip oluşumuz, gerçekleri görebilme­miz, güzel şeyler yaratmamız, kendimiz için idealler yarat­mamız hep özgeci kapasitemiz sayesindedir. Bu his bazen öyle yoğun hale gelir ki ideallerimiz için ölümü bile göze al­dığımız olur. Bütün bu potansiyeli hayata geçirebilmek insan olmak demektir.
Reklam
İnsan iyi olmaktan umudu keserse iyiymiş gibi yapabilir. Bazen özellikle geceleri otururken aniden kendimi, odamı, adımı... yadırgıyorum. Bir yabancılık, adeta tamamı ile hikâye okur gibi bir his duyuyorum, ama okuyanı tanımıyorum. Kapıya, eşyalara... Bakıyorum, hepsi tanıdık ama başka bir şeyin dekoru gibi geliyor. Adımı tekrarlayıp duruyorum ve sanki her şey bitmiş de kendi geçici kimliğimi bir gölgenin titreşiminde okuyor gibiyim. Gözlerime yaşlar hücum ediyor, onların her birinden ayrı ayrı utanıyorum. Hani bazen insanın başına bir dert, bir tatsızlık gelir. Ama bu nedendir diye düşününce bunun başına gelişini yaktığı bir can, incittiği bir şeyler, sebep olduğu bir kötülük, kınadığı bir olaya bağlar ya, işte böyle düşünmeye başladım. Aradım bulamadım, kimin kahrını şimdi sabır olarak yaşıyorum diye?"
Sayfa 65 - Kapı Yayınları
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
_Devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir. Millet, asildir. Millet işlerini yönetenler, onun temsilcileri olabilir. Bu sistemin uygulanmasında göz onunde bulundurulacak en onemli nokta, milletin siyasi, sosyal, eğitim ve gelişme derecesidir. _Devlet, her parcası diğerinin gorevini hazırlayan veya
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Reklam
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Bazen bu his gelir..
Evet kucağına derhal atılırdım ama onu sonraları mıı küçük görür, görür de yeniden tahammülsüzlükler duyar miydim? Sanmıyorum. Artık yutkunabilir, itilmeleri ben itebilirdim. Çünkü ben öyle küçük küçük arzular az yenmemistim. Hiçbirinde ayagim sürçmemisti. Yalnız bir tanesinde sona kadar gitmeyen hatalar isleyebilirdim.
Çok güçlü bir his olması gerekmez, o hayal kırıklığını tam anlamıyla hissettiğin anda buraya dönersin. O his bazen yavaş yavaş, bazen de bir anda gelir. Gelmediği takdirde olduğun yerde kalır ve haliyle, kalmaktan mutlu olursun. Bu kadar basit.
"Evlatlık olmak nasıl bir duygu?" diye sordu Aycan içten bir merakla. Sesinde artık bana karşı da diğerlerine olduğu gibi ince bir sıcaklık vardı. Sanki bana bakınca üzerimde beliren tehlike sensörünü artık kapatmıştı. "Misafir gibi," dedim aklıma ilk gelen şekilde. "Seni seviyorlar ve senin için ellerinden geleni yapıyorlar ama karşılığında senin de bir şeyler yapmanı bekliyorlar. Hani biri gelir ve ona yemek hazırlarsın ve o yemekleri yemesini beklersin. Sevse de sevmese de önüne o koyulmuştur. Onların açtığı filmi izlersin, onların konuşmak istediği şeylere katılırsın... Öyle bir şey." "Kulağa berbat geldi bu," dedi Asır. "Ben hiç öyle düşünmemiştim." Yattığım yerde omuz silktim. "O kadar da berbat değil, haksızlık etmek istemem. Sadece, çocukken, bazen yanlış bir şey yapsam, düşsem mesela ya da hasta olsam, bunlar yanlış şeylermiş gibi.... Beni geri verirler mi acaba diye korkardım, saklanırdım bu yüzden. Gerçek ailen olsa böyle hissedemezsin herhâlde, alınmış bir şey olmazsın en azından. Bu çok kötü bir his, seni 'almış' olmaları."
Sayfa 326Kitabı okudu
86 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.