Kitabın kapağı olmasa ve adını, yazarını bilmeden okumaya başlasak kısa bir süre için onun Mustafa Kutlu hikayesi olduğunu anlayabiliriz zira üslubunu esere yine yansıtmış. Açıkçası kitapla ilgili biraz kararsız kaldım. Bazı bölümlerde sanki biraz da aceleye getirilip yazılmış hissi verdi bana ama belli bölümlerde ise 'Uzun Hikaye'nin tadını aldım, sevdim. Kutlu'nun eserlerini daktiloda ve pek de geri dönüş yapmadan yazdığını biliyoruz ama bu sefer sanki bayağı bir özensiz kalmış yerlere rastladım. Tufan'ın Tayfun yazıldığı ya da 'Nezaket'le ilgili bir dedikodu da çıktı' diye başlayıp bölümün sonuna geldiğimizde aslında herhangi bir dedikodunun çıkmadığını görmek gibi.. Ancak dediğim gibi keyifle okunan, sıkmayan, yer yer eğlenceli, Türk filmi tadında, kasabada geçen bir Kutlu hikayesi daha çıkmış ortaya.