Ruht, Lou Andreas-Salomé'den okuduğum 2.kitap oldu. İlki Arayışlardı. Arayışlar kitabını çok severek ve beğenerek okudum. Kitabı okuyunca yazar nasıl bir düşünce yapısında olduğunu çok net bir şekil de gözler önüne seriyor. Ruht büyük bir beklentiye okuduğum ama beklentimi karşılamayan bir eser oldu maalesef. Ama buna rağmen yazarın betimlemeleri, her bir karakter üzerindeki psikolojik analizleri gerçekten çok etkileyiciydi. Gelelim kitabın içeriğine;
Ruht küçük yaşta anne ve babasını kaybeden, amcasıyla beraber yaşayan genç bir kızdır. Ruht kendini hiçbir yere ait hissetmeyen, hayal kurmayı seven ve hayattın hayal kurmaktan ibaret olduğunu düşünüyor. Erik eşi ve çocuğuyla yaşayan bir öğretmendir. Erik, Ruht'un yazmış olduğu kompozisyondan çok etkilenir ve Ruht'u içinde bulunduğu hayal aleminden çıkarıp gerçek hayatla tanışması için kendi himayesine alır. Ruht, Erik'in evinde yıllardır hissetmediği evinde gibi hisseder. Ruht, Erik'e bir baba gözüyle bakar, Erik de Ruhta öğrencisi ve çocuğu gibi bakar ama zamanla Erik'in duyguları değişir. Aralarında nedenini anlayamadığım bir çekim gücü olur ve bu beni çok rahatsız etti.
Kitabı beğenmedim çünkü Erik'in savunmasız eşine bunları yaşatması,çocuğununa yeterince vermediği babalık duygusuna Ruh'ta vermeye çalışması,çocuğunun duygularını görmeyişi yada gözardı edişi ve en önemlisi çocuğu olarak gördüğü Ruh'ta duygular besleyişi hoşuma gitmedi. Açıkçası ben yazarın erkekler hakkındaki görüşünü Erik üzerinden anlattığını düşünüyorum.
RuthLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,153 okunma
Özet olarak şöyle bir anlatıma sahip:
'A = B ise B = A'dır. A≠B ise B ≠ A'dır. ' Ama siz bunu ne anlarsınız sevgili okurlar, durun uzun uzun anlatayım, muhtemelen yine anlamayacaksınız beni fakat şapkadan tavşan çıkardığımı sanıp "Oo ne kadar büyüleyici şeyler gösteriyor diyeceksiniz." gibi bir tarzla yazılmış yazılardan oluşan bir kitap. Belki bu kitaptan nasıl bu yorumu çıkardın diye soran olabilir. Sadece bu kitaptan değil şairin diğer kitaplarını da göz önünde bulundurup bu kanaate vardım. En nihayerinde "Kan benim, damar benim " :)
Ben şahsen beğenmedim
Çanlar Kimin İçin Çalıyor. Açıkçası dilini çok sevdiğim bir yazar olduğunu söyleyemem kendisinin. Hep soğuk bir dili olduğunu düşünürüm ve okurken bu iki eserinde de yer yer sıkılmış, içine girememiştim.
Bu eseri de farklı öykülerden oluşan kısa bir eseri. Yaklaşık 7 küsür öyküden oluşuyor ve hepsi birbirinden
Herkese Merhaba,
Yeni bir hokey serisi ilk kitabını bittirdik. Yani hangi amaçla yazmış bu kitabı anlamadım bile o kadar boş bir kitaptı. Kitabın yarısı zaten mesajlaşmalarla doluydu. Beğenmedim
Kitap; tesadüf bir şekilde tanışırlar. Issız bir yolda giderken yanlışlıkla colline çarpar, yani kıl payı kurtulur çapmaktan neyse işte araba ile
Okumayı en sevmediğim tür olan kişisel gelişim türünde kitaplar yazan ve buna rağmen en sevdiğim yazarlardan olan Laurent Gounelle'in yeni kitabı çıktığında vakit geçirmeden almıştım, fakat okumayı erteleyip durmuştum. Sonunda sıranın geldiğini düşündüm ve kendi tarzı olan kişisel gelişim içerikli romanlardan farklı olarak ilk polisiye
merhabalar, bazı kişisel nedenlerden dolayı esere uzun bir ara vermek durumunda kaldım ama eseri bitirdikten sonra genel değerlendirmemi rahatlıkla yapıyorum.
Sinekli Bakkal eserini okumuş ve hayli beğenmiştir. fakat aynı şeyi maalesef bu eser için söyleyemeyeceğim. öncelikle eserdeki eski kelimeler bana göre okuma keyfini çok fazla
Eğer beğenmeyeni taşlamıyorlarsa beğenmedim! Yada şöyle söyleyeyim abartıldığı için çıtayı çok yüksek tutmuştum. Tabi bende uyandırdığı farklı önyargılardan da bu sonuca varmış olabilirim bazı şeyleri abartıp olandan fazla göstermek bazen hayal kırıklığı olabiliyor. Ne demişler en iyi, iyinin düşmanıdır.
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2022206,4bin okunma
Bu senenin popüler konularından mafya temalı yeni bir serinin ilk kitabı.O kadar Cringe bir kitaptı ki okuduklarımın içersinde kızla bir numaraya yükseldi.İğrenç adetler,tiksindirici karakterler.
Aria ve Luca karakterlerinden ikisini de sevmedim.Aralarındaki kimya sıfırdı.Yazar sadece smut yazmış.Luca mağara adamından halliceydi.İlk tanışmaları.,evlilikleri Allahım o kanlı çarşaf olayı neydi? saç baş yoldurur.Bütün ailenin önünde sergilenmesi falan.Bu adetlerden gerçekten var mı merak ettim.Umarım yazarın aşırı saçma hayal gücüdür.Gerçekten iğrençti çünkü.Sonrasıda Lucanın kız onunla yatmadı diye yaptıkları.Offf ben ne okudum yaa… Kızın bakire korkuları ve tripleri üzerine devam etti kitap.Yan karakterleri de sevmedim bu arada.İlla birisini seçecek olsam ufak Fabiono dışında hepsi çöptü.Kitabın bana sorarsanız tek olumlu tarafı yazarın dili akıcıydı.
Seriye birkaç kitap daha şans vereceğim.Zira ilk kitaptan sevmeyip sonra sevdiklerim oluyor ama ben ilk kitabı beğenmedim tavsiye etmiyorum.
Ben bu kitabın sonunu beğenmedim klasik bir sondu ve birinin yeniden ortaya çıkması ve olaylar yaratması saçma geldi fakat hiç beklemediğim bir ters köşe oldu yer yer duygulandım fakat ilk kitabı tercih ederim
yani ben pek begenmedim yalnizligi ve melankoliyi iyi anlatmis ama ben daha agir biseyler beklemistim bana cok hafif geldi ve bir sure sonra yazar ayni seyleri tekrar ediyor gibi
İlk başta seriyi hiç beğenmedim daha doğrusu anlamadım ama aşkım n.g. Kabal o kadar güzel yazıyor ki ve bu kitap o kadar güzeldi ki Maya Fetih ve Pars hep kalbimde olacaksınız. Alın okuyun 10/10 kitap çiçek gibi...
Bu kitabı ismini çok duyduğum için merak ederek aldım ve okudum.
Ama hiç beklediğim gibi çıkmadı. Zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Beğenmedim okumanızı da pek tavsiye etmem.
61 anayasasının yasama yürütme ilişkişi ve atanmış bürokrasinin tahakkümü hakkınd yapılan nesnel analizler çok doğruydu.Lakin son bölümdeki daha siyasi yazıları pek begenmedim.İdeolojik olarak öznel bir şekilde yazılmış.Anap'ı tenkit etmeye çalıştığı yerler çok yetersiz,kuvvetsizdi.