Anneannemin toprakla uğraşmaktan çatlayan ellerindeki kudrete inanıyorum. O eller ki Ankara’nın kavurucu sıcağında yıllar boyu toprakla muhabbet kurmuş. Evet doğru kelime bu olmalı, uğraşmak rekabet barındırıyor ama o dostluk, ahbaplık ilişkisiyle ömrünü ölçmüş, biçmiş, değerlendirmiş. Bu dostluktan ona kahve telvesinden nişane kalmış; ayasıyla
Sen uykusuzluk nedir bilir misin?
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı,
Gözlerini tavana dikip.
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün.
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı...
... Sonra birden "Hey kalkın baylar, yattığınız yerden! Ah, faydasız! O zaman güneşe kızmalı, seni lanet güneş! Neden daha önce yapdırmadın şu yağmuru? Ey, seni kokuşmuş pis ağaç! Neden bu günü, bu saati bekledin meyve vermek için? Hey, siz akbabalar! Yemeyin artık o cesetleri, belki birazdan canlanacaklar. "
Gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyor, çıldırmış gibi bağırıyordu. Bir yandan da ellerinden toprağa süzülen kanı izliyordu...
" Gördün mü, ne güneş takıyor beni ne de ağaç! Onlar takmadığı gibi cesetlerde doğrulmuyor yattıkları yerden..." artık yere kapanmış, dizini kanatan küçük bir çocuk gibi hüngür hüngür ağlıyordu.
(merhametin doğurduğu cinayetler bölümünden)
“Unutma Ki
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım,sen hiç sevdin mi?..
Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu...Ve onu herhalde kucakladın..Geceleri buluşur ve öperdin değil mi ? Bir kadını öpmek hoş şeydir,hele adam genç olursa..
Yahut sevgilin seni sevmiyordu..O zaman ne yaptın? Geceleri ağladın mı ?..Ona sararmış yüzünü
Yani sen kendine kırılarak büyüdüğünden,
Kimsenin haline aldırış etmedin.
Bu kaç kere böyle oldu saymadım.
Geç kalmayı öğrendin.
Ne de olsa herkesin öleceği var diye,
Yaşamayı bir yere kısıtladın...
Kim tersine gider diye bekledin.
Zamanında olamadın,
Şimdi yüzünü toprağa deyip,
Üzülerek birinin karanlığını seçiceksin kendine.
Böyle olmayı istemezdin,
Ama bundan başka yolda yoktu...
Hep karanlık anlatıldı şarkılarda gün yüzü
Yalpalayan ömürler aşikâr hüzün görüntüsü
Yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir
Ve gökyüzünde güneşin doğum sancılarını bekledin
Doğmamış çocuktu, doğacak her ışık hazin sihir ki
Hediye olacak her yarın “manevi hazinedir”
Yüreğinde hasret ile. Bekledin mi gecelerce. Bir aşk için senelerce. Ağlatıldın mı ey can? Bir gül gibi sevdiğinden. Koparıldın mı ey can?
-Azer Bülbül-