"Açlığını duyduğun her şey elde edilecek: Servet, saygı, çevre ve kibar bir eş. Bense daha tenha bir yolu takip ederek yakınlık aramaya devam edeceğim."
Sen ey kendiyle yetinen!
Fosforun yeri gece,
Ne yapar gecesiz ateşböceği?
Belki anlamsız ve delice
Kumrunun inanılmaz yuvası
Bir direğin tepesinde.
Ama boşluktur biraz da
bir kuşu biçimleyen,
sen hep ölümü düşünmek gibisin,
sen günü bölen çan sesleri gibi
barışın ve mutluluğun yakasına yapışan
ve olgun tarladaki orakları andıran
o büyük dünya korkusunun çocuğusun.
ben kor yuttum.
içimdeki her şey yandı.
içimde yanacak bir şeyler daha
var mıdır?
daha fazla acı çekemem
acı verecek yerlerimi o kor yuttu.
sen nasılsın?
sen şimdi duvarların arkasında nasılsın?
bense "hala duymaktayım soluğunu
bir de hançer gibi sapladığın
o sözcüğü."
Allah'ım biraz konuşabilir miyim bağışla
Konuşuyorsun sen, duymuyorum ben ah bağışla
Ben de konuştum çok, çoğu boş, boşlukları doldurdum
Yarım kalmış bir çay gibi soğuttum kendimi,
İçime şeker attın, tatlanmadım yine
Seni anlayamadım, tişört yazıları, sokak isimleri,
Plaka harfleri, medet umdum tümünden, bir tıkız idrakle tıkandım,
Yağmurları
"AŞKIN NURU"
İhlas ve aşk ile sana geldim, al tozumu
Kaldır ki kalbimdeki mührü,
Gönlüme Aşk süzülsün,
Süzülsün ki senin bendeki Nur'un gözüksün.
Yazdıran sen ol Allah'ım, bense boş bir kağıt,
Yazdır hak olanı, gönüllere şifa olsun.
Rabbime niyaz ile selam ve dua ile.
Besmele ile başlayıp "Allah en doğrusunu bilir"
Bütün güzel kadınlar zannettiler ki
Aşk üstüne yazdığım her şiir
Kendileri için yazılmıştır.
Bense daima üzüntüsünü çektim
Onları iş olsun diye yazdığımı
Bilmenin.
..Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır.
Aradıkça batıyorum, karanlık kuyulara.
Duyan aldırış etmiyor, çekip kurtarmak istemiyor.
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım.
Ümidimi yitirmişim.
Bir gün dayanamayacak küçük kalbim.
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye veda edeceğim.''
Yağmurlar yağardı uzun uzun. Göğü senin saçlarında koklardım. Garip, örneğin güneşin doğuşunu senin yüzünde izlemek gibi garip alışkanlıklarım vardı. O zamanlar henüz çözülmemişti dünyanın bütün sırları. Bu kadar kolay değildi yadsımak. Sen kollarımda bir ırmak gibi akmayı benimsedin;
hep öyle kalmayı. Bense, ırmakların denizlere, okyanuslara taşındığına inanırdım - hala da inanırım. Bilirsin, bir tek yağmur damlasında bile boğulmaktır benim tek ayrıcalığım.
Tanrı erkek bir ilah olarak başladığı için, tek Tanrıcılar genellikle ona erkeği belirten 'o' zamiri ile atıfla bulunurlar. Son yıllarda feministler buna anlaşılır biçimde itiraz etmektedirler. Bense Tanrıya erkeklik atfedenlerin düşünce ve anlayışlarını kaydettiğim için bu zamiri korudum Gene de Tanrıdan söz ederken ortaya çıkan eril tınının özellikle Ingilizcede sorun oluşturduğunu belirtmek gerekir. İbranice, Arapça ve Fransızcada ise, dilbilgisindeki cinsiyet ekleri ilahiyat söylemine bir tür cinsel kontrpuan ve diyalektik kazandırıyor ve İngilizcede bulunmayan bir denge sağlıyor. Örneğin Arapçada Allah dilbilgisi bakımından erildir, fakat Tanrı'nın ulaşılamaz tanrısal özüyle ilgili sözcük ez-zat ise dişildir.