Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gerçekten aklım almıyordu bu kadarını. Çıplak bir heykeli müstehcen bulan gözler, neyi normal bulurdu ki? Mesela kanlı canlı giyinik bir kadın, çıplak bir heykelden daha az mı müstehcendi? Bu heykel sakıncalıysa doğadaki benzer formdaki bir kaya parçası da öyleydi. Elimize birer kazma alıp bütün yuvarlak çıkıntıları parçalamalıydık o zaman.
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda. Kötü ediyor insanı, kötü... Hele bir de hasretlik oldu mu serde; Sevdiğin başka yerde, Sen başka yerde; Dertli ediyor insanı, dertli.
Reklam
Dünyanın anlamının farkına varmadan dünyada yaşamak, kitaplara dokunmadan büyük bir kütüphanede dolaşmaya benzer.
Tekniğe hayat veren tek şey temeldeki iyiliktir. Bütün dikkati tekniğe vermek, okulda sınavlardan önce telaşla ders çalışmaya benzer. Bazen geçersiniz. Hatta bazen iyi notlar da alırsınız, ama günlerce bedelini ödemediyseniz incelediğiniz konulara gerçekten egemen olamazsınız, eğitilmiş bir zihin yapınız da olamaz.
Birbirlerine benzer biçimde damgalanmış insan sürüsü­nün içinde münferit bir deli ya da aziz bulmak hâlâ . mümkün.
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
Bu kitaba başlamadan önce senin içinde erdeme ve kendine hâkim olabilmeye doğuştan yatkınsın. Eğer bunlardan uzaklaştıysan bunun sebebi kalıtımsal bir bozukluk değil yanlış şeylerle ve yanlış fikirlerle beslediğin taraflarındır. Seneca'nın da dediği gibi, felsefe tüm bunları üzerinden kazıyıp atabilecek ve gerçek kimliğimize dönmemizde bize
Stoacının Günlüğü
Stoacının GünlüğüRyan Holiday · Pegasus Yayınları · 2021444 okunma
Reklam
"Birçok şeyler gibi insanlar da kuyuya benzer. İçlerinde boğulabiliriz. " A. H. Tanpınar
Sayfa 34 - Yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Bu yüzdendir ki, hayatta elde ettiğimiz her şey gerçek kişiliğimize benzer.
Tartışılır
Isırganotu biraz çabayla yararlı hale gelecekken, ihmal edildiğinden zararlı bir ota dönüşüyor. Çoğu insan ısırganotuna benzer! Kötü ot ya da kötü insan yoktur, sadece kötü çiftçiler vardır...
Ama mesele o değildi. Mesele onun da bakmasıydı, hem sanki beni öteden beri tanırmış gibi bakıyordu, sanki çocukluğumuzu dolduran, ve sonradan bizi gerçekte dönüştüğümüz nefret edilesi yetişkinler olarak göremeyen, tersine, şükür ki belleğin çarpıttığı hareketsiz gözüyle bizi sürgit çocuk gibi gören şu vefalı, ikinci planda kalmış kişilerden biriymiş gibi bakıyordu. O mübarek yetisizlik erkeklerden çok kadınlarda görülür, kadınlarda, zira erkeklerin gözünde çocuklar sinir bozucu insan müsveddeleridir, oysa kadınların gözünde ileride bozulup çirkinleşmeye yazgılı kusursuz varlıklardır, işte o nedenle gözlerinin ağtabakası, ilahlıktan çıkmaya mahkûm o geçici minik ilahların imgesini saklamaya gayret eder, ve şayet o ağtabaka onu bizzat tanımayı başaramamışsa, o vakit kadın biriyle sürekli ilişkinin gerektirdiği düşgücü çabasını artık büyümüş, hatta belki de yaşlanmış olan kişinin yalnız fotoğraflarında ya da uykudaki halinde ya da onun yerini sahiplenmiş olan kişinin bir yatakta sırdaşlık serüvenine atıldığı anılar -yatak erkeklerin uzak geçmişte kalmış tembel öyküleri yüksek sesle anmaya boyun eğmiş göründükleri tek yerdir- sayesinde tanıyacakları o çocuğu hayalinde canlandırmaya odaklanır. Bana öyle bakıyordu Clare Bayes, sanki Madrid'de geçen çocukluğumu bilirmiş, kardeşlerimle oyunlarıma ve gece korkularıma ve okul çıkışı sözleştiğimiz dövüşlere benim dilimde tanık olmuş gibiydi. Ve onun beni öyle görmesi benim onu da benzer şekilde görmeme yol açtı.
Reklam
Çocukların eğitimi kilden eşya yapmaya benzer. Aile çocuğuna istediği şekli verebilir ama yaptığı şey bir kez fırınlandı mı artık değiştirilemez
Yaşarken başımızdan hiçbir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar; hepsi bu. Başlangıçlar da yoktur. Günler anlamsızca birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu. Başlangıç olmadığı gibi son da yoktur. Bir kadın, bir dost, bir kent bir kere de terk edilemez. Sonra hepsi birbirine benzer zaten. Kimi zaman (pek sık değil) durumu gözden geçirir ve bir kadına bağlandığınızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra tören alayı yeniden başlar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz: Pazartesi, salı, çarşamba. 1924, 1925, 1926… Yaşamak budur işte ama hayatınızı anlatırsanız her şey değişir fakat bu değişimi kimse fark etmez.
Sayfa 66 - Can Yayınları
Kederler , ayrılıklar , kıskançlıklar , yalnızlıklar , düşmanlıklar , göz yaşları , dedikodular ve bitip tükenmeyen yoksulluklar tıpkı evlerin içindeki bu eşyalar gibi birbirine benzer hep ..,
Sayfa 154Kitabı okudu
İstekler, rüzgara benzer... Tozları bir yandan alıp öbür yana götürür, bazen bütün ufku karartır. Ama sonunda sakinleşir, yatışır ve arkasından dünyayı yine o sonsuz biçimiyle bırakır...
Sayfa 270Kitabı okudu
İhtiyaç için çocuk dünyaya getirmek yanlış bir şey.
Bir yaratıcı olmaya ve ortaya yeni yaratıcılar meydana getirmeye hazır değilsen çocuk yapma. İhtiyaç için çocuk dünyaya getirmek yanlış bir şey, yalnızlığını hafifletmek için çocuğu kullanmak yanlış, insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı kendisine amaç edilmesi yanlış.
Sayfa 321 - Ayrıntı Yayınları, 82. BasımKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.