Düşüncesinden müstehcen bir fantaziymişçesine utanarak rafında kitapların durduğu yalancı şömineye yaklaştı. Bir Şestov, bir Berdyayev, Almanca bir Kierkegaard çevirisi, Apollinaire’in Alkoller’i, Rilke’nin Das Stundenbuch’u ve Carlo Stevo’nun iki eseri. “Bunlardan hiçbirini götüremem,” diye düşündü.