Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
‏‏‎‏‏‎ Yemin ediyorum hayatımda kendim kadar dağınık birisi görmedim.. Bugün dışarıdan eve geldim, dinlendirici gözlük almıştım hadi dedim, organik cam flulaşmasın bezle silmeyeyim de deterjanla yıkayayım, onu yıkadım gittim balkonun taşına güneşe koydum.. Neyse mutfağa gittim geri döndüm bir baktım gözlük yerinde yok, ara tara evde gözlük yok,
Reklam
Anka'
Bir uçurumun kıyısında oturuyorum, Bacaklarımı uzatmış seyredalıyorum. Önümde kocaman, sonu olmayan bir boşluk, Kara delik misali beni çağırıyor. Korkuyorum ama gözlerimi de ayıramıyorum. Hipnotize etmiş beni. Düşünüyorum, Arkamda bıraktıklarımı; Beni bırakanları, Hayallerimi… İliklerime kadar hissettiğim Acımasız, sert bir rüzgar
#yusuf
Bir yaz güneşi gibiydi gözlerin,bir o kadar parlak bir o kadar acıtıyordu kalbimi. Deşip geçtin kalbimi. Çok mutlu ettin bir o kadarda üzdün, nasıl anlatacağımı bilmiyorum,ne diyeceğimi bilmiyorum,ne yapacağımı bilmiyorum,sen gittikten sonra derin bir yanlızlığa gömülüp soldu gitti betim benzim.
Onu ne zaman görsem betim benzim atar, elim ayağım titrerdi. Büyü bilimleri ile ilgilenen bir arkadaşım buna "magnetik sempati" derdi..
Ruhsal betim
Canlı canlı dağılmakta olduğum hissi bende uzun bir süre önce ortaya çıkmıştı. Yalnızca bedenim değil, belki ruhum da devamlı olarak kalbimle zıt hareket ediyor, birbirleriyle uyum sağlamıyorlardı. Sürekli aynı dağılma ve yok olma hali.
Sayfa 65
Reklam
Karnım acıkıyor, yemiyorum. Betim benzim sararıp soluyor, Adını bile anmıyorum. Soyunup-giyiniyor karşımda Bakmıyorum.
Sayfa 44 - yapıkrediyayınlarıKitabı okudu
Karnım acıkıyor, yemiyorum. Betim benzim sararıp soluyor, Adını bile anmıyorum. Soyunup-giyiniyor karşımda Bakmıyorum.
Fiziksel nesnelerle öteki akıllara* ilişkin bilgimiz, salt betim ile bilgidir. İlgili betimler genellikle duyu verilerini ilgilendirenler türündedir.
Karnım acıkıyor, yemiyorum. Betim benzim sararıp soluyor, Adını bile anmıyorum.
Reklam
Tazecik ve gonca gül gibi. Kocaman gözleri var. Öyle güzel ki! Çok güzel bir elbise giydirmişler ona. Onu tuttum. Kollarıma aldım, dizlerime oturttum. Saçlarını öpüp kokladım. Annesi onunla neden gelmemişti? Annesi hasta, büyükannesi de. Pekala. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Onu öpüp okşamama, onu öpücüklere boğmama hiç itiraz etmedi, bir köşede iç
Allah 'ımm uzun süredir bu kadar gülmedim
Öyle sus pus oturduk, hala tespih çekti, benim resmen içim çekildi. Helvayı yedikten sonra "Annem bir şey istemişti hala" diyebildim kısık sesle. Şu duvarlara bak, kadın feleğin çemberinden geçmiş, hâlâ gözü yaşlı, biz daha yelek derdindeyiz. "Gel" dedi, "yatak odasında, ben tek alamam şimdi." O insanın yüreğini
360 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Şimdii nerden başlamalı, nasıl anlatmalı?! Rima'yı getirin bana! diyesim var. Öncesinde; bir anamnez alayım. Sonrasında fiziki muayeneye geçelim. Abi bunları yazacak kadar gerçekten ne yaşadın? Gerçek miydi ya da yaşadıkların? Olay örgüsü yok, kurgu yok. Yani bi nevi Inception içinde Zindan Adası, onun içinde de Matriks izlettin bana. Seri
Rima’ya Mektup
Rima’ya MektupYusef Masadow · Karina Yayınevi · 201888 okunma
Böylece o yasak sayfalara dalıp gittiğimde, içimde yasak bir ruhun alevlendiğini hissettiğim anlarda Morella soğuk elini elimin üzerine koyar, ölü bir felsefenin küllerini eşeleyip, garip anlamları hafizama kazınan bilinmedik bazı tuhaf pes sözcükler bulup söylerdi. O zaman, saatlerce sesinin ahengine kapılıp kalır, yanından ayrılamazdım ta ki sonunda sesi ürpertici bir ezgiyle bozulup, ruhumu karartana kadar, işte o zaman betim benzim atardı, meşum tınıları pek de bu dünyaya ait olmayan sözcükler içimi ürpertirdi. İşte o an, haz birdenbire kaybolup yerini korkuya bırakırdı ve tıpkı Hinnom’un Gehinnom’a (Cehennem) dönüşmesi gibi, “en güzel” ansızın “en çirkin” olurdu.
Sayfa 11 - Hinnom Vadisi, Cehennemin İbranicedeki adıdır; Kudüsün güneybatısında Ammonoğullarının tanrısı Molek’e kurban edilen çocukların yakıldığı vadidir. Vadi bu tür kurbanlara son vermek amacıyla daha sonra çöplüğe dönüştürüldü.
Dinleyici: Tanrı nedir?
Krishnamurti: Bu sorunun cevabını nasıl bulacaksınız? Baş­ka birinin bilgisini mi kabul edeceksiniz? Yoksa Tanrı'nın ne olduğunu kendi başınıza mı keşfedeceksiniz? Soru sormak kolay ama hakikati deneyimlemek büyük ölçüde zekâ, sorgu­lama ve araştırma gerektirir. .... “Hiç kuşkusuz insanın doğru olanı bulması için zihninin sorgulama özgürlüğüne sahip olması, yani salt ka­bullenmemesi veya inanmaması gerekir. Size hakikatin tanı­mını verebilirim ama o sizin kendi başınıza deneyimlediğiniz şeyle aynı olmaz. Bütün kutsal kitaplar Tanrı'nın ne olduğu­nu betimler ama betim Tanrı'nın kendisi değildir. Tanrı söz­cüğü bizzat Tanrı değildir, öyle değil mi?” ... “Doğru olanı bulmak için asla kabullenmeyin, asla kitapla­rın, öğretmenlerin ve başka insanların söylediklerinin etki­sinde kalmayın. Eğer onlardan etkilenirseniz yalnızca onların sizden bulmanızı istediği şeyi bulursunuz.”
294 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.