Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
l. SOYTARI Tasçıdan da, gemi ustasından da, marangozdan da daha sağlam iş yapan kimdir? 2. SOYTARI Darağacı ustası. Bin kiracı çıksa üstüne yıkılmaz. l. SOYTARI Aşkolsun! Çok sivri zekalısın, beğendim. Doğrusu darağacı uyuyor. Ama kimlere uyuyor? Kötülere uyuyor. Şimdi sen, darağacı kiliseden daha sağlamdır derken kötü değil de nesin? O halde, demek ki, tam sana uyuyor. Haydi bakalım, bir daha dene. 2. SOYTARI Tasçıdan, gemi ustasından, marangozdan daha sağlam iş yapan kim, öyle mi? l. SOYTARI Evet, bunu bil, boyunduruğu at. 2. SOYTARI Tamam tamam, buldum. l. SOYTARI Neymiş̧? 2. SOYTARI Hay Allah, bulamadım! l. SOYTARI Beynini daha fazla kurcalama. Eşek uyuşuk oldu mu, ne kadar vursan kımıldamaz yerinden. Bu soruyu bir daha soran olursa, "mezarcı" dersin. Onun yaptığı ev kıyamete kadar dayanır. Haydi, git bana bir çanak içki getir.
Sayfa 189Kitabı okudu
Hazret-i İsa İle İki Kişi
Bigün Hazret-i İsa ile bir estetik cerrahi operatörü, bir de otomobil tamircisi, bir gazinoda oturuyorlardı. Hazret-i İsa, onlara din telkinlerinde bulunuyordu. Konuşma sırasında otomobil tamircisi, Hazret-i İsa'ya, - Ey büyük öğretmen! İnsanlara iyilik etmek için içimde bir ateşli istek var. Ne yolda iyilik edebilirim?.. diye sordu.
Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Nurhan Işkın Katilin Özrü
"Seni küçük Fahişe....Beni yenebileceğini mi düşündün? Boşuna kendini zorlama,birazdan silah zaten kendiliğinden düşecek elinden,sana yenilmeyeceğim.Buraya kadar.Neşteri Fetanil ile yıkadım.Ve bil bakalım seninle boğuşurken kanına ne zerk ettim.Eminim Fetanil kanına karıştı bile,bak bana direnemiyorsun."
Sayfa 204Kitabı okudu
Kabil, dedi. Gör kendini! Ne yaptığını bil! Alnının bir tarafında Habil' in katili, yazılı senin. Ama diğer yanında Habil' in kardeşi. Hiçbir kalp dayanmaz buna. Ne de olsa insansın. Bakalım sen nasıl dayanacaksın? Nasıl güç bulacaksın ?
Sayfa 337
işte karşı karşıyasın. işte o da senin gibi; elli ayaklı, kaşlı gözlü, sıhhatli hasta, sarışın esmer, kafası var, saçları var, kirpikleri var, yalan söyleyen ağzı var. yüzünde küçük küçük kavga, taş, düşme izleri. yaramaz bir çocukluğun her şeysi, ufak ufak her şeysi. işte elleri, parmakları, işte ayakları. kim bu? insanoğlu! senin gibi tıpkı tıpkısına apaynı. işte gözlerinde yaş, işte gülüyor. işte ekmeği ısırıyor. bak patates salatasını attı ağzına. işte çatalında uskumru. işte şarap bardağı dudağında. insanoğlu, tıpkı senin gibi apayrı. üstelik seviyorsun da onu. dudağının kıvrımını seviyorsun. saçının karasını seviyorsun. kaşının bükülüşünü, alnının genç kırışığını. işte senin gibi apayrı. haydi bakalım. bil onu bakalım. kimdir? senin hakkında ne düşünür? şu saatte nerede olmayı ister? senin sevgin umurunda mı? işte karşı karşıyasın. haydi bakalım. söyle söyleyeceğim. de diyeceğini. dinler de. tatlı tatlı dinler de. sevgiden söz aç. ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak. işte karşı karşıyasın. birdenbire kalkar, dudaklarından öpebilirsin. gözlerini kapar. ne güzel gözlerini kapar. belki de seni görmemek içindir. sen de kaparsın gözlerini. belki de onu görmemek içindir. ne sen onu, ne o seni anlıyor. belki anlamak ikinizin de işine gelmiyor. “
İlk deyişi Kara Ozan söylüyordu: Ötüken’in erleri Bilir benim gücümü. Kopuzumun mızrabı Aratmaz kılıcımı. Kara Ozan! Seninle Aşık atan Çuçu mu?
Reklam
Ayan ve Araz?
Sen kendini bil, bakalım, aşağılık bir adam mısın, yoksa bahtı yaver bir adam mı? Adamsan bu müşkülü çöz. İnsan nefsine sahipsen nefsini bu yolda sarf et. Ayan ve arazı bildin tut, ne çıkar? Asıl, kendi haddini bil ki bundan kaçıp kurtulmaya imkan yok.
soytarı: (kral leara) insanın burnu niçin yüzünün tam ortasındadır bil bakalım?  kral lear: ne bileyim. soytarı: burnunun her iki yanında birer gözü olsun da kokusunu alamadığı şeyleri görsün diye!
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Ağabeylerden biri hastanenin bahçesinde dolaştırdı beni. Sonra ne gördüm bil bakalım ! Bir uçurtma ! İlk kez senle birlikte görmüştüm geçen yıl. Ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurtma diye. Kocamandı senle gördüğümüz. Bizim göğümüzdeydi hem. bu seferki o kadar büyük değildi. Ama maviydi onun gibi. Ağabeye dedim ki: " Bak uçurtma kaçmış ! "Hani bakayım ! nereden kaçmış ? " "Bizim göğümüzden kaçmış. Ama sakın onu vurma" Ağabeyin gözleri doldu ben öyle deyince. Bana simit aldı. Babam gibi. Ağabey uçurtmayı vurmadı. Belki annemi de vurmazdı. o uçurtma nasıl kaçmış İnci ?
Reklam
Sonradan bir gün Nelson ofisine koşturarak girip "Bil bakalım ne oluyor? Evleniyorum!" dediğinde, ürkmüştü. Fredkin, evlenme teklif etmek şöyle dursun, Nelson'ın bir kadınla nasıl randevulaşacağını bildiğini sanmıyordu. "Kim bu şanslı kız?" "Ay, bilmiyorum," dedi Nelson. "Evlenmek iyi olur diye düşündüm." On beş yıl sonra Nelson halen müzmin bekardı.
Sayfa 105
458 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.