Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
920 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
82 günde okudu
Don Kişot - İncelemesi
İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :) Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,8bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
Bir Konferans: İslâm Kültür Tarihi
Bir Konferans: İslâm Kültür Tarihi ✾ ✾ ✾ İslâm Bilim tarihçisi Merhum Mehmet Fuat Sezgin, 2004 ile 2011 yılları arasında çoğu 2009 yılında anadiliyle memleketin farklı yerlerinde verdiği konferansların kitaplaşmış hali “İslâm Bilim Tarihi Üzerine Konferanslar” ismiyle yayınlanmıştır. 1960 Darbesinden dolayı ülkesinden ayrılmak
İslam Bilimler Tarihi Üzerine Konferanslar
İslam Bilimler Tarihi Üzerine KonferanslarFuat Sezgin · Timaş Yayınları · 2018180 okunma
Reklam
141 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
"Devlet varsa özgürlük yoktur. Özgürlük olduğunda devlet olmayacaktır. " -Vladimir Lenin Geçen zaman sonra tekrar bir inceleme yazma arzusu doğuran Sırça Köşk... 1941 yılında, yani ölümünden sadece bir yıl önce yayımlanan Sırça Köşk, devlet anlayışını ve adalet, hukuk gibi temel prensipleri işleyip eleştirmektedir. Kürk Mantolu
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
Suskunlar Meclisi
Rivayet edildiğine göre zamanın birinde İran’da, bilginler ve şairler tarafından, Suskunlar Meclisi adında bir meclis kurulmuştu. Müntesipleri otuz kişiydi ve bu sayıyı artırmıyorlardı. Onlara katılabilmenin ilk şartı, çok düşünmek ve az konuşmaktı. Meşhur şair ve bilgin Molla Câmî, bu meclise katılmak istiyordu. Günün birinde meclisin üyelerinden
❁ Gül Yaprağı Olmak ❁
Bu gün dostlarla ‘gül yaprağı olmak’ meselini/hikâyesini paylaşmak istiyorum. *** Bir zamanlar bilginler ve şairler, ‘suskunlar meclisi’ adıyla bir topluluk oluşturmuşlardı. Üye sayısı kırk kişiydi ve bunu arttırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok düşünmek, fakat çok az konuşmaktı. O zamanlar meşhur şair ve bilgin Molla Câmî, bu meclisin
144 syf.
6/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Öncelikle bu kitabı okuyacaklar için tavsiyem okumadan önce, benim gibi daha önceden bilgileri yoksa, Joseph Jacotot ve Panekastik Yönteme biraz göz atmaları. Çünkü Rancière kitabı Jacotot ve Panekastik Yöntem üzerine kurmuş diyebilirim. Kısaca değinecek olursak Jacotot, "entelektüel özgürleşme" yönteminin yaratıcısı olan bir Fransız
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,278 okunma
Reklam
241 syf.
·
Puan vermedi
·
40 günde okudu
/dipnot makrokozmosu: esansiyel bir araç yazarları iktibas yapmaya ve yapmamaya ne teşvik eder ve bu ideal ne ölçüde gerçekleştirilmelidir? İlim geleneği, ilim sahiplerinin kendi araştırmalarını tasdik ederken, çalışmalarının konusuyla alakalı önceki eserlere başvurmalarını icap ettirir. Bu bibliyografik deliller, yazarın kendi araştırmasını
Dipnotlar - Ciltli
Dipnotlar - CiltliAnthony Grafton · Türk Tarih Kurumu · 20127 okunma
Of of of ekibe bak yaaa
Humboldt, ne yana baksa yeni ve heyecan verici teorilerle karşılaşıyordu. Jardin des Plantes'teki doğa tarihi müzesinde doğa bilimci Georges Cuvier ve Jean-Baptiste Lamarck'la tanıştı. Cuvier, fosil kemikleri inceleyerek ve onların var olan hayvanlara ait olmadıkları sonucuna vararak tartışmalı soy tükenmesi kavramını bilimsel gerçekliğe dönüştürmüştü ve Lamarck yakın geçmişte evrimsel fikirlere yol veren türlerin kademeli başkalaşımı teorisini geliştirmişti. Meşur astronom ve matematikçi Pierre-Simon Laplace, Humboldt'un kendi düşüncelerini biçimlendirmesine yardımcı olan dünya ve evrenin oluşu hakkında fikirler üzerine çalışıyordu. Paris'teki bilginler bilimsel düşüncenin sınırlarını zorluyordu.
Sayfa 163 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
593 syf.
10/10 puan verdi
·
31 günde okudu
Bilimin En Parlak Karanlık Çağı
Fuat Sezgin, bilim tarihine oldukça değerli katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır. Gerçi, bu devrim niteliğindeki çalışmalar, bizim müfredatlarımızı dahi değiştirememiş ama, o apayrı konu. Sezgin aslında çalışmalarını Türkiye’de yürütüyordu. Bu sırada bir hocasının Avrupa biliminin İslam dünyasından doğduğunu söylemesi üzerine bu alana yönelmeye
Tanınmayan Büyük Çağ
Tanınmayan Büyük ÇağFuat Sezgin · Timaş Yayınları · 201975 okunma
Müge Anlı ve türevleri bunu beğenmedi
İçinden geçenlerden başka bir şey söylememesi için çok ustalıklı sorguya çekmek gerekir. Bu soruşturma bilginler ortamında yapılmalı, yahut lüzumsuz seyircilerin bulunmamasını sağlamak için toplantıya felsefe, anatomi bilgileri bakımından orada bulunmaya değer kimselerden başkası çağırılmamalı.
Sayfa 40 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Günaydın Sartre !
Bir örnek vermem istenirse, ben atom silahlarını mükemmelleştirmek için atomun parçalanması üstünde çalışan bilim adam­larına “aydın” denilemeyeceğini söyleyeceğim: on­lar bilim adamıdır, işte o kadar. Ama yapılmasına göz yumdukları bu silahların yıkıcı gücü karşısında dehşe­te kapılan bilginler bir araya gelerek kamuoyunu atom bombasının kullanılmasına karşı uyaran bir manifesto imzaladıklarında artık birer aydındırlar.
Bilimde Geri Kalmışlığımızın Tarihi
Katip Çelebi’ye göre Anadolu’nun fethi ile başlayan süreçten Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerine kadar kelâm, felsefî ve şer’i ilimlerle ilgilenilmiştir. Bunun sonucu olarak da Molla Fenarî, Hocazâde, Ali Kuşçu, İbn Kemal gibi bilginler yetişmiştir. Ancak daha sonraki süreçte bu anlayış değişmiş, akli ilimlerden uzaklaşılmıştır. Şeyhülislam tarafından felsefenin yasaklanması bilimsel ilerleme noktasında gerilemeye neden olmuştur(Çelebi, 2007, 21). M. Kenan Şahin - Günümüz Kelam İlminin Sorunsalı Üzerine Eleştirel Bir Bakış
Atatürk'ün sofrasında konuşulmayan, konuşulmasına müsaade edilmeyen tek şey, dedikodu mevzulardır. Bu gibi konulara asla müsamahası yoktur. Sofra başında uzun saatlerde en az yer tutan şey eğlence idi. Zaman zaman misafirlerinin arzusu ile, eğlenmek için davet edilen saz ve ses sanatkarlarının bir köşede unutulup sofra dağılırken geldikleri gibi gittikleri geceler pek çoktur. Akşam yemeği toplantıları, yabancılar tarafından "Akşam Yemeği Akademisi" olarak isimlendirilmiştir. Bu akademinin Türkiye Cumhuriyetinin geleceği üzerine etkisi çok büyük olmuştur. Bir bilginler sofrası olan sofra çalışmaları sabahlara kadar devam ederdi. Çok yorucu, çok yıpratıcı olanları ve tartışmalı geçenleri olurdu. Milli İnkılaplarımızın (devrimlerimizin) çoğu hemen hemen bu sofra etrafındaki tartışmalardan doğmuştu. Sofranın bir işlevi de, aileden yoksun olan Atatürk için samimi bir aile yerini tutmasıdır. Sofra bir akademi olduğu kadar, ayni zamanda bir sevgi yuvasıdır. Bir sofra gecesinde "Sizlerle geçirdiğim saatler benim için bir saadettir. Sizlerle yaptığım bu ilmi konuşmalar benim ruhumun yegane gıdasıdır" demiştir.
Sayfa 90 - Güven KitabeviKitabı okudu
İslâm İnancının Özellikleri
1) İslam akidesi her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah'a iman etmeye çağırır: ️Ey Resulüm, “Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu bize açıkla” diyenlere) De ki: “O Allah, birdir. (Eşi, dengi, benzeri, şeriki, yardım edicisi, ihtiyaç hissettiği, öncesi, ölmesi, acizliği, eksikliği, bilgi yetersizliği ve beceriksizliği asla
Kendi filozofları da şöyle diyor: İçimizde bilginler yetişmeye başlayalı beri iyi insanlar kayboldu ortadan.
427 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.