Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
448 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Tarihin arka odasında bir ömür!
Orta Doğu, insanlık tarihi boyunca dil, din, kültür ve medeniyetlerin beşiği oldu. Büyük medeniyetlerin ve dinlerin doğup gelişmesi ve dünyaya yayılması bu bölgeden gerçekleşti. Dünyadaki ekonomik, askeri ve siyasi güç dengelerinin bazen buluştuğu, bazen kaynaştığı, bazen de çatıştığı en önemli kavşak noktalarının başında geldi. Özellikle 18.
Tarih Notları
Tarih NotlarıBernard Lewis · Arkadaş · 2014450 okunma
MEĞER 41 OLABİLİRMİŞİM, 1 ANNE OLAMAZMIŞIM... 1998 yılıydı; İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi'nde öğrenci olduğum yıllardı. Doğum servisinde bir gece iki saat kalıp, bu iki saat içinde on iki doğum izlemiştim. Bir kadının doğum öncesini, doğum anını ve doğum sonrasını gözlemledim. Yaşamımda büyük bir kapıdan on iki pencereli bir odaya girmenin nasıl
Reklam
155 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nedir?
“Yaşamın anlamı varsa, ıstırap ve ölümün de anlamı vardır ancak kimse bir diğerine bu amacın ne olduğunu söyleyemez.” Toplama kampından başlayıp kurtuluşa eren bir hikayenin psikolojik gözlemleri ile “hayatın anlamı, amacı, yöntemi nedir?” sorularına, Victor Frankl görüşleriyle cevap bulmasına uzanan bir kitap. Ruh bilimci denilince akla gelen
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,7bin okunma
1088 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
FUENTES'İN KÜTÜĞÜ
Roman, tarih ile yakın ilişkisi olan bir tür olması nedeniyle, okunulan romanın geçtiği dönemin araştırılması gerektiği tavsiyesi sıklıkla verilir. Fuentes'in 'kütüğü' de bunun içine katılabilir ama öte yandan katılmayabilir de. Başlangıç ve bitiş bölümleri günümüzde distopik bir atmosfer içinde geçiyor olsa da romanın yüzde doksanı on altıncı
Terra Nostra
Terra NostraCarlos Fuentes · Can Yayınları · 2014104 okunma
ruhumu sana bağışlamanın hazzına bilimsel adlar konulabilir ve hissetmek nörolojik bir hastalıktır elektriğe verilebilir duyularımı duyumsamak yok, duymak var / somut acılar dünyasındayız, hey! yüksek voltajlı kahırlar
Çevresindeki insanları harekete getirmek diye bir meselesi vardı her zaman. Mekanik Kongresi'ne sunduğu incelemesinden ilk olarak asistanı Sacit Tameroğlu yararlandı. İnsanlarımızı çalışmaya sevk edecek işler görmek lâzım diye düşünüyordu Mustafa Hoca. İnsanlarımızı önce düşünmeye, doğru düşünmeye sevk etmek lazım. Konuştukları dili düşünsünler,
Sayfa 176 - 178Kitabı okudu
Reklam
Gitti üç gün.Kurtul kurtulabilirsen etkisinden.
çaresiz kaldıklarında gittikleri o kurumda, orada, yani yoksulluğun döküntülerinin ortasında, çocuk, senin çocuğun doğdu. Ancak ölünecek bir yerdi orası, yabancı, yabancı, yabancıydı her şey, bizler, yani orada yatanlar da birbirimize yabancıydık, yapayalnızdık ve her birimiz ötekilere karşı nefret doluyduk, o karanlık, kloroform ve kanla, çığlıklarla ve inlemelerle tıka basa dolu olan salona bizi aynı yoksulluk ve aynı acılar fırlatıp atmıştı. Yoksulluğun aşağılanmadan, ruhsal ve bedensel utançtan yana maruz kalabileceği ne varsa hepsinin acısını orada, fahişelerin ve hastaların kader ortaklığını ortak bir bayağılığa dönüştürmeleriyle, genç erkek doktorların dudaklarında ironi ifadesi taşıyan bir gülümsemeyle savunmasız kadınların üstlerindeki örtüleri sıyırıp düzmece bir bilimsel tavırla ellerken sergiledikleri sinizmleriyle, hastabakıcıların açgözlülükleriyle fazlasıyla çektim –ah, evet, orada insanın utanması bakışlarla çarmıha gerilir ve sözcüklerle kırbaçlanır. Senden geriye yalnızca üzerinde adının yazılı olduğu tablet kalmıştır, çünkü yatakta yatan, sadece meraklı ellerin yokladığı, titreyen bir et parçasıdır, bakışların ve incelemelerin nesnesidir –ah, evet, sevecenlikle bekleyen kocalarına onun evinde çocuklar armağan eden kadınlar, yalnız başına, savunmasız haldeyken, adeta denemelerin yapıldığı bir masada bir çocuk doğurmanın ne demek olduğunu bilmezler! Ve bugün bile bir kitapta cehennem sözcüğünü okuduğumda, hâlâ ansızın o içinde acılar çektiğim, tıka basa dolu, buharı tüten, inlemelerden, kahkahalardan ve kanlı çığlıklardan geçilmeyen salonu, o utanç mezbahasını hatırlarım.
Sayfa 49 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
EVCİL-YABAN ÇATIŞMASI Evcil hayvanların sokaklara terk edilmesi sadece bu canlıların yaşam koşullarını etkilemiyor, doğal döngüyü de zora sokuyor. Başta kedi ve köpekler olmak üzere evcil hayvanlar, şehirleşme ve insan etkisinin en bakir yerlere kadar ulaşmasıyla yaban hayatına ciddi zararlar vermeye başlamış durumda. Hatta sadece sahipsiz evcil hayvanlar değil, sahipli olanlar da kentsel ve doğal ekosistemlerdeki yabani türleri avlayarak popülasyon kaybına yol açıyor. Kediler park, bahçe gibi kentsel yeşil alanlarda özellikle kuşları, köpekler ise şehir çevresindeki ormanlık veya koruluk alanlarda daha çok memeli hayvanları avlıyor. Sahipleri, kedilerinin avladığı hayvanların kendileri için birer hediye olduğunu düşünseler de, bilimsel adıyla Felis catus aslında içgüdüsel olarak avlanıyor. Bir diğer sorun da, sokaklara terk edilmiş evcil hayvanlara yeterli düzeyde tedavi ve aşılama yapılamadığı için bu canlıların birçok bulaşıcı hastalık taşıyabilmesi. Sadece kedi ve köpeklerde ağır seyreden bazı hastalıklar hayvanların acılar içinde ölümlerine sebep olurken, insanlar için de hayvandan bulaşan veba, tifüs, kuduz, uyuz gibi birçok zoonoz hastalık riski söz konusu.
336 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
fazlaca insani duyguları zorlayan kitap...
Annemi bir kez daha görebilsem Zana Muhzen Son zamanlardaki gerçek ve gerçeğe yakın kitapları okuma istegim neticesinde okumaya başladığım kitabımı bitirebildim. Zaman zaman o kadar öfkekenip,O kadar asabileştim ki anlatamam .. Hayattaki en zor şeylerden biriside çaresizliktir. Kendin istersin fakat yapamazsın. O anki ruh halini o anki beyin yapısını beyninin ic dunyasını açıklayacak bir psikolok oldugunu sanmıyorum (bilimsel açıklamalarda mutlaka vardir belkide) Gelelim kitaba kısaca bilgiler yazacağım .O kadar altı çizili cümleler paylaştım kii. Yemenli bir baba Ömrünün taze baharında daha yeni gonca iki kız çocuğu Satılan bir ömür Tatile diye gittikleri Yemen 'de evli olduklarını öğrenip ,çaresizlik icinde gecen ızdırap dolu yıllar Doğan çocukları Annelik duygusu ile sınanmaları Kurtulma çabaları.... Ve en önemlisi kabul etmeyiş Kararından vazgeçmeyiş Ve sonunda başarması Satırlar ilerledikçe bu kitap neredeyse kızım olmadan asla gibi diyordum kiii Kitabın ilerleyen kısmında belirtilmiş.. Baska yerlerde benzer hikayeler ,benzer acılar ,benzer durumlar.. Kadin olmanın zor olduğu bir dünyadayız. Yemen'de kadin olmanın dahada zor olduğunu okudum. İçim buruk okudum Keyifle demeyeceğim Baska birinin acısı keyifle okunur mu? Ben acı çekerek bitirdim .. Okunması dileğimle...
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem
Annemi Bir Kez Daha GörebilsemZana Muhsen · Sonsuz Kitap · 20192,469 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Öncelikle kitaba başlamadan önce ne kitap hakkında ne de Peyami Safa hakkında hiçbir fikrim yoktu. Türk edebiyatından bir eser olduğunu biliyordum sadece. Bu yüzden de okumaya başlayınca inanılmaz derecede şaşırdım çünkü daha önce hiç bu tarzda bilinç akışı ve psikoloji içeren bir Türk romanı ile karşılaşmamıştım. Sırf bir kitabını okumamla bile
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022102,5bin okunma
Reklam
Kapitalist sistemde her yeni bilimsel hamle insan hayatını kolaylaştırırken, insanlığı binlerce yılda oluşturduğu değerlerinden uzaklaştırıyor. İnsanlığın çektiği acılar nispeten hafifliyor ama bununla birlikte insanlığın mutluluğunu da azaltıyor Giderek daha mutsuz toplumların, daha mutsuz bireylerin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Sayfa 268Kitabı okudu
Bir yanda, bilimsel eğitiminin istatiksel verileri ile donanmıştır, öte yanda, özellikle ruhsal acılar içinde kıvranan hasta bir insan tedavi ederken, onu bireysel olarak anlama görevi ile karşı karşıyadır.
241 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.