Onu ürkek süzer sevmek istedikleri,
Ya da, sessizliğinden aldıkları güçle,
Araştırırlar canını yakacak yeri,
Ve yavuzluklarını denerler üstünde.
Onun ağzına özgü şarapla ekmeği
Külle, pis tükürüklerle karıştırarak,
İkiyüzlüce atarlar değdiği şeyi,
Bir suçtur onlara bastığı yere basmak.
Karısı gider her yerde haykıra yakına:
- "Tapacak güzellikler buluyor ya bende,
Çalışacağım eski putlar sanatına,
Yaldızlarla bezenerek istiyorum ben de;
Ve geçeceğim kendimden günlük, ıtır, misk,
Yaltaklık, et ve şaraplara gömülerek,
Söküp atar mıyım diye benimle esrik
Gönülden tanrısal saygıları gülerek!
Canınada yetince bu dinsiz eğlenceler ,
İnce, berk elimi koydum mu üzerine,
Tırnaklarım, kartal tırnaklarına benzer,
Bir yol açabilecektir ta yüreğine.
Bir yavru kuş gibi titreyen ve çırpınan O yüreği bağrından kıpkızıl sökecek, Ve, kurtulsun diye köpeğim açlığından, Fırlatıvereceğim yere, hor görerek!"