Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Senin de vardı belki geçmişten yaraların. İyileştireyim derken kanatırım diye dokunmadım. Hatta kimin verdiğini hatırlatırım diye, var mı yok mu soramadım..
Deprem7Kentli Olmak ya da Olmamak
Bulunduğumuz kent deprem bölgesi.Deprem anında alttan alta bir gürültü, .köpeklerin ulamaları, havlamaları derken başlar dünyamız sallanmaya...Oda- .nın ortasındaki ampule bakarız...Sallanmaktadır...Hemen bir kapı içine duru . .ruz.Sallanta sürerse bir karyolayın altına gireriz, ya da masanın.
Sayfa 48 - ebyKitabı okudu
Reklam
Bırak, bırak tüm bunları diyecektim. Kimin konuştuğunun ne önemi var, biri kimin konuştuğunun ne önemi var dedi. Biri kalkıp gidecek, giden ben olacağım, ben olmayacağım o, ben burada olacağım, buradan uzaktayım diyeceğim, ben olmayacağım o, hiçbir şey söylemeyeceğim, bir öykü anlatılacak, biri bir öykü anlatmaya çabalayacak. Evet, yadsımıyorum
... Ardından sadece ateş, yanında bir gürültü. Ama öyle bir gürültü ki, öylesi daha önce hiç duyulmamış. Gözlerimizi, kulaklarımızı, burnumuzu, ağzımızı, anında o kadar doldurdu ki o gürültü, her şey bitti sandım, herhalde kendim de artık ateş olmuştum, gürültü olmuştum.
Malcolm suikastı
Malcolm Müslümanların geleneksel Arapça selamını verdi: "Es-selamü Aleyküm. Yüzlerce dinleyici, "Ve aleyküm selam." diyerek karşılık verdi. Ağzından bir başka söz çıkmasına fırsat kalmadan salonun önden itibaren altıncı veya yedinci sıraasında bir karışıklık çıktı. Wilbur McKinley yanında oturan diğer suikastçıya, "Çek şu elini
Sayfa 422 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gazeteler, radyo ve televizyon, bize dünyada olup bitenler hakkında bilgi verir. Enformasyon güçtür, der bir özdeyiş. Haber aldığımız oranda gücümüz artar. Çağımızın eğilimi de, giderek daha çok bilgi sahibi olmak yönünde. Ancak bu da bilgi içinde boğulmamıza yol açıyor. Aşırı haber ve bilgi bolluğu, bizi her türlü bilgi ve habere karşı
Reklam
Bir yerde ânında öldü diye yazıyordu. Bu ifadeyi her duyduğunda Simon'un gözünün önüne meyve sineğinin tek parmakla ezilmesi gelirdi. Ânında ölüm böyle olmalı, baskın ölüm karşısında bacağını bile kıpırdatamadan. Yolcular muhtemelen müthiş bir gürültü duymuş ve birkaç saniyeliğine de olsa neler olup bittiğinin farkına varmışlardı. Buna ânında ölüm denemezdi. Bu beklenmeyen durum karşısında iki, üç belki de dört saniye boyunca ölüm korkusu yaşanmış olmalıydı.
günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan
"Haydi bu geceyi de geçirebilirim; yarın gene burada olacağım ama, bir daha duyacağım bu gürültüyü!" Gürültü ete saplanan bıçaksa, bu cümleyi mütemadiyen anımsayışım da bıçağın saplandığı yerde dönüp durması. Yarınki geceyi bu gecede de yaşamak! Bu, zaman'ın zoruna giderse daha da feci; her ânı o ânda yaşamalıyız ki, seçimimizi sağlıklı yapabilelim : her anında seçimle karşı karşıya insan.
Zira insan nefsinin öyle hastalıkları vardır ki, ancak insanlardan, dünyanın gürültü ve patırtısından uzak bir şekilde gerçekleştirilen nefis muhasebesi ile tedavi edilebilir. Kibir, ucb, hased, riya ve dünya sevgisi... Bütün bunlar, nefse hükmeden, kalbin derin yerlerine yerleşen ve insanın iç dünyasında yıkıcı etkileri olan özelliklerdir. Hâlbuki nefisin, bunların yerine salih ameller ve güzel ibadetlerle süslenmesi gerekir. Her ne kadar kişi irşad, davet ve vaaz işleri ile meşgul olsa da, bu tür nefis hastalıklarından kurtulmanın tek yolu şudur: Kişi, ara sıra kendi nefsi ile baş başa kalıp bu hastalıklarının mahiyetini ve kaynağını uzun uzun düşünmeli ve hayatın her anında Allah'ın inayet ve tevfikine ne kadar muhtaç olduğunun farkına varmalıdır. Yüce Yaratıcı karşısında ne kadar zayıf olduğunu ve başkalarının övgüsü ile yermesinin herhangi bir fayda vermediğini düşünmelidir. Allah'ın azametinin tezahürlerini, kıyamet gününü, hesabı ve onun dakikliğini, Allah'ın rahmeti ve azabının çokluğunu tefekkür etmelidir. Zira böylesi uzun ve mükerrer tefekkürlerle birlikte nefsin bu hastalıkları yok olur, marifet ve ihlâs nuru ile kalb ihya olur ve dünya kirlerinin, kalb aynasını kirletmeye imkânı kalmaz.
Reklam
Gerçek şu ki, en azından şimdilik, sevdiğimiz biriyle bile bir tartışmanın en ateşli anında kendimizle ilgili hiçbir şeyi göremeyiz. Şimşekler çakan gözlerimizi göremeyiz çünkü onlar sadece yükselen ateşin sorumlusunu aramaktadırlar. Sesimizdeki meydan okuyan tonu duyamayız çünkü kızgınlığımızın, hayal kırıklığımızın, dargınlığımızın ya da öfkemizin haklılığını kanıtlamak için sesimiz, kafamızdaki sesler tarafından basdırılmışdır. Ve içimizde giderek biriken bu baskılara neredeyse hiç duyarlı değiliz çünkü rahatsız edildikleri için- karşımızdakinde- bir neden arayıp, her zaman bulabilen bu bilinçdışı güçlerin çıkardıkları gürültü yüzünden uyuşmuş hale geliyoruz.
166 öğeden 151 ile 165 arasındakiler gösteriliyor.