Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayatımın çok büyük bir bölümünü hayal dünyasına dalmış olarak geçirdim.
Bunu biliyor muydunuz?)
Charles Darwin’in devrimsel nitelikteki eseri Türlerin Kökeni yayımlandığı sıralarda dört yaşında Moravyalı bir çocuk ailesiyle Viyana’ya taşınıyordu. Sigmund Freud adlı bu çocuk, insanın herhangi bir başka yaşam biçiminden farklı sayılmadığı, dolayısıyla da bilim spotlarının insan davranışlarının karmaşık dokusuna rahatlıkla yönlendirilebileceği
Reklam
Bir Doktora Sınavından. — "Tüm yüksek okul sisteminin görevi nedir?"— Bir insandan makine yapmak. — "Bunun yöntemi nedir?" — Sıkılmayı öğrenmeli. — "Nasıl ulaşılır buna?" — Ödev kavramıyla. --- "Kimi örnek almalı?" — Filologu: ineklemeyi öğretir. — "Kimdir mükemmel insan?" — Devlet-memuru. — "Devlet-memuru için en üstün formülü hangi felsefe verir?" — Kant'ınki: kendinde şey olarak devlet memuru, görünüş olarak devlet memurlarının üzerinde hâkim kılınmıştır.
İnsan beyni öyle bir yapıya sahiptir ki hiçbir şeyi kendi başına yaratamaz. Dışarıdan elde ettiği malzemeyi kullanır ancak. Bir makinedir altı üstü; bu makine de özgür iradesiyle değil, otomatik olarak çalışır.
Sayfa 17 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Erken medeniyetler doğa olayların insan unsurlarına dair işaretler taşıdığını Varsaymıştır. Depremler tanrıların öfkelenmesinden ötürüdür. Kıtlık ve kuraklık insanları cezalandırdıklarının bir göstergesidir. insan iletişimi sembolik olduğundan insanlar dünyayı bir tür işaretler sistemi olarak kabul etmekte gecikmemiştir, sanki yüce bir varlık doğa olayları aracılığıyla iletişim kurmak istiyormuş gibi.
Evliliğe dair tutumları ne olursa olsun, şurası kesin ki, romantik aşk, özellikle Duchamp'ın yapıtında, mekanik bir işleme indirgenir. İnsan bedeni, ruh ve akılla hiçbir ilişkisi olmayan bir makine olarak koyutlanır. Bir ölçüde, her şeyin ardında Fransız filozof Descartes'ın hayaletini görebiliriz.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Makine-insan, Berlin ve New York Dadacılarının merkezi temalarından biriydi. İnsanlığın kaderini tam olarak makineleşmeye bağladığı düşüncesiyle, her iki kentteki Dadacı sanatçılar, oldukça sofistike bir ikonografi geliştirdiler: insan-makine melezleri, 'makine-biçimler'.
Sayfa 144Kitabı okudu
Makine İnsan
İnsan beyni öyle bir yapıya sahiptir ki hiçbir şeyi kendi başına yaratamaz. Dışarıdan elde ettiği malzemeyi kullanır ancak. Bir makinedir altı üstü; bu makine de özgür iradesiyle değil, otomatik olarak çalışır. Makine kendi kendini yönetemez, sahibi onu yönetemez.
Bende
Hayatımın çok büyük bir bölümünü hayal dünyasına dalmış olarak geçirdim.
“Yaşamı, alabildiğine karmaşık, parçalanmış, çok kocaman bir makine olarak düşünün. Parçaları yetilerimizi, içgüdülerimizi, tutkularımızı, gereksinimlerimizi canlandırır. Makineyi en iyi biçimde çalıştırmamız için, onu en iyi şekilde kurmak gerekir; bu iş de, daha ustası doğmadığından yapılamaz; makine, bütün bilgilerimizi saptırır: Bilgi derken,
Sayfa 91 - Yeryüzü Yayınevi, Bilinmeyen
Reklam
Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dört ile on dört arasında çocuklardı. Üzerlerinde asker elbisesi olmasına ve Paşa'nın seçtiği zabitlerin nezareti altında olmalarına rağmen, asker terbiyesi görmüyorlardı. Kazım Karabekir Paşa, çocuklarda,
Sayfa 117Kitabı okudu
Shakespeare hakkında Mark Twain
O, sen ve ben gibi, bir dikiş makinesi değildi; o bir Goblen dokuma tezgahıydı. İplikler ve renkler ona dışarıdan geldi; dış etkiler, öneriler, deneyimler, onun zihnindeki desenleri çerçeveye aldı ve onun karmaşık ve hayranlık verici makine aksamını çalıştırdı ve bu aksam, dünyayı hayrete düşürmeye hala mecbur eden o resimlenmiş ve muhteşem kumaşı otomatik olarak imal etti.
Eğer insan kendisinin üzerinde aşkın bir varlık tanımazsa, o varlığın onun üzerindeki tasarrufundan haberdar değilse ve hayatı sadece ölümle biten bir süreç olarak görürse, bu büyük teknolojik güce teslim olur. Çünkü bu, nefs-i emmarenin bir zaafıdır. Bu zaaf neticesinde insan o güce teslim olur, o güçle beraber hayatı domine eder ve sonunda makine insana galip gelir.
Kadınların bakışları böyledir, günlerce bunların yanından sakin sakin geçersiniz. Hatta kimi zaman bu bakışların var olduğunu bile unutursunuz, ancak günün birinde bir mekanizmanın dişlileri gibi bu gözler sizi yakalar. Artık her şey bitmiştir. Makine sıkı sıkı yakalamış, o bakış sizi esir etmiştir. Artık bundan kurtuluş yoktur. Boş yere çırpınırsınız. Kimse size yardım edemez. Esrarlı kuvvetlerin etkisinde bocalarsınız, üzüntüden kedere kederden işkenceye düşersiniz. Ruhunuz, beyniniz, her şeyinizle artık bir başka yaratığın esiri olursunuz. Bu şansınıza göre değişir, ya kötü bir kadına oyuncak ya da yüksek ruhlu birisine aşık olarak, mutlu bir insan olursunuz. Bu durumdan, ancak utançtan değişmiş ya da tutkudan asilleşmiş olarak kurtulabilirsiniz.
Dataizm
Günümüzde sessiz sedasız bir paradigma değişimi daha gerçekleşiyor. İnsanı bağımsız bilgi üreticisi mertebesine yükselten antropolojik-Kopernikçi dönüş, dataist dönüşle dağılma sürecindedir. İnsan artık verilere yönelmelidir. Bilgi üreticiliğinden feragat ederek kendi egemenliğini verilere teslim etmektedir. Dataizm, Aydınlanma idealiz- minin ve hümanizminin sonunu getirmektedir. İnsan artık üstün bir bilgi öznesi, bilginin asli faili [Urheber] de- ğil. Bilgi artık makine marifetiyle üretiliyor. Verilere dayalı bilgi üretimi, insan öznesi ve bilinci olmaksızın ilerliyor. Muazzam veri yığınları bilgi üreticisi olarak insanı merkezi konumundan ediyor. Bizzat insanın kendisi bir veri haline geliyor, hesaplanabilir, yönetilebilir bir büyüklük olarak büzülüp küçülüyor.
1.117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.