Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki her şey daha farklı olunca, daha güzel olacakmış gibi... Bir anlığına da olsa buna inandım.
Ama hayat böyleydi işte; kendi koşulları, buyrukları vardı. Bize fikrimizi pek sormaz, bildiğini okurdu. Eski halimin kalın kafasına sokması gereken şuydu: Bu zombiler sofrasında hiçbir şey istediğimiz gibi olmazdı. Daha da trajiği, zaten zamanla istediğimiz bir şey de kalmazdı. Eğer tutunacak sağlam bir dalımız yoksa, dünya, bizi kırpan, güden, yola getiren; ümitsiz, isteksiz, sefil meczuplara dönüştüren, heves kırıcı bir yerdi. Hayat öldürürdü. Zaten yaşamanın nihai amacı da ölmek değil miydi?
Reklam
Gerçekten uyarıldıklarında birden çişlerinin çıktığı yerden bir sıvı çıkıyormuş. Birçoğu seks sırasında idrarını kontrol edemediğini düşünerek dehşete kapılmış. Bir kadın bu işeme ihtiyacından öylesine korkuyormuş ki ne zaman uyarılmanın zirvesine çıksa, yataktan fırlayıp tuvalete gidiyormuş. Kadın, bu durumu bir cinsel münasebeti bitirmenin son derece tatsız bir biçimi olarak tarif ediyordu. Aslında yatağı ıslatmak üzere olduğunu düşünen bu kadının ve kendini bırakan diğerlerinin yaptığı işemek değil. Hissettikleri şey boşalma dürtüsü; gelen sıvı da idrar değil, kendi eşsiz sıvıları – kadının boşalma suyu. Daha da önemlisi kadın boşalması, altını ıslatmak gibi, bir şeylerin yanlış gittiğinin alameti değil, aksine cinsel haz ve ferahlama göstergesi. Bir kez bu idrak edildiğinde, bu deneyim kadınların ve partnerlerinin korkmak yerine kutlayacağı bir şey haline gelir.
“Geçmişle, eski âlemle her şey, birden bitti, oradan ne bir haber, ne bir ses isterim artık! Yeni âleme, yeni yerlere, hem de bir daha geriye bakmadan…”
Gece daha fazlası içindi. "Sana aynaları sevdiğimi söyle- miş miydim?" dedi giysilerini bir yığın halinde yere bırakırken. Julia eteğini çıkarırken bir kaşını kaldırdı. "O za- man, banyoda bana katıl yakışıklı," dedi ve elini tu- tarak Clay'i de peşi sıra banyoya sürükledi. Aynanın önündeki lavabonun üzerine hoplayarak
Sayfa 224
.. zaman zaman erkeklerin daha fazla acı çektiğini veya bu açıdan görmek isterseniz, daha az direnme gücüne sahip olduklarını gördüm. Kadınlarsa her zaman suçsuz yere acı çekiyor, hem de "ellerinden bir şey gelmediği için" değil, gerçek anlamda acı çekiyorlar ve bu yine de "ellerinden bişey gelmeyeşinden" kaynaklanıyor. Ayrıca bu konularda kafa yormak da yararsız. Bu sanki cehennem kazanlardan sadece bir tanesini parçalamaya çalışmak gibi ..
Sayfa 23 - Düşündürdü.Kitabı okuyor
Reklam
… öncekinden çok gereksinimi vardı okşanmaya. Gözleriyle dileniyordu okşanmayı; sevgisini gösterip eliyle başını okşayana canını vermeye hazırdı. O da sevgisini, bağlılığını gösterme, fedakârlık etme ihtiyacını hissediyordu kendinde. Görünüşe bakılırsa kimsenin onun bağlılık gösterisinde bulunmasına ihtiyacı yoktu. Kimse onu himaye etmiyor, hangi göze baksa kin ve kötülükten başka bir şey okumuyordu. Bu insanların ilgisini çekmek için yaptığı her hareket onları daha da öfkelendiriyordu sanki.
Birçok kişi penisin güzel, hatta tapılacak bir şey (şu fallik anıtların nesi var ki?) öte yandan kadınınkinin çirkin, korkunç, iğrenç ve kokuşmuş olduğuna inanır. Durun bir dakika! Bacaklarınız arasında güzel bir şey keşfetmeye hazır olun. Pek çok kadın dudaklarını ayırıp da vulvalarının bir çiçeğe, kelebeğe, istiridyeye, kalbe ya da kanatlarını açmış bir meleğe benzediğini gördüğünde çok şaşırıyor. Kadın cinsel organı inanılmaz farklılıklar gösterebilir: daha büyük, daha küçük, simetrik, yana yatık, farklı şekillerde ve alacalı tonlarda kahverengiler, morlar, pembeler. Fotoğrafını görseniz vulvanızı yüzünden tanır mıydınız?
Julia, onun üzerinde yukarı aşağı hareket ederken acele etmiyordu, yavaş ve tensel bir ritim yakalamış- tı, çünkü zamanları vardı. Saat yoktu, bir tarih yoktu, birbirlerine dolanan bedenleri dışında hiçbir şey yok- tu. Clay onun kalçalarını tuttu; bazen hareketlerini kontrol ederek, bazen de kendi hızını belirlemesine izin vererek. Julia
Sayfa 191
i don't wanna live forever.
İstediğim tek şey sensin; yemekten, giysiden, şöhretten çok daha fazla açım sana. Bütün hayalim, başımı göğsüne yaslayıp ebediyete kadar uyumak ve bir yıl geçmeden bu hayal gerçek olacak.
Reklam
Önemli olan bir başlangıç yapmak ve yola çıkmaktır. Ruhun için, kendini geride tutup eyleme geçmemekten daha zararlı bir şey yoktur.
Şimdi tavana bakıp saatlerce düşüneceğim
İnsanı daha kötü yapamayan bir şey nasıl olur da insanın yaşamını daha kötü yapar?
Gergin bir durumda beklemeden daha yorucu bir şey yoktur.
Şerrin içinde Hayır!!
Gözyaşlarının dili şikayet dilinden daha fasihtir. Affedilmeye giden en kısa yol ağlamaktır. Dualarının kabul edilmesinin anahtarı ümitli olmaktır. Ve son olarak Allah'a Hüsnü zannetmek ve rahmetinden ümit var olmak amel olmadan bir şey ifade etmeyecektir. O halde önden ücreti öde, sonra nimetleri bekle.
Hatırlıyorum, bir iki yazarın gülle gibi cümlelerini, filozofların kestikleri raconu: “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.” Yanılıyor hepsi de. İnsan hiçbir şeyi değil, her şeyi bildiği için mutsuz! Ben her şeyi biliyorum. Ve bunlar yürürken dengemi bozacak kadar ağır geliyor. Tek isteğim kurtulmak hepsinden, bütün bilgilerden, bütün düşüncelerden. Geri dönmek hiç doğmamış Kayra’ya. Ve en kötüsü biliyorum ki, dünyaya, hepsinde ayrı coğrafyalarda, yüz defa, bin defa daha gelsem, yine öldürmeye karar veririm zihnimi. Hazmetmekten bıktım. Şimdi kusup sızma zamanı…
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.