Doğarız ama doğduğumuzu hatırlamayız, çocukluğumuzu ise bölük pörçük hatırlarız. Yaşamımızı sürdürürken yaşama yabancılaşırız. Sözcüklerin varoluşumuzun gizemine nüfuz edebileceğini sanmak amma büyük kibir! Kendimizi ne kadar az tanıdığımızı göstermeye pekala yeterler; bu da az şey değildir. Çünkü biz neyiz ki? Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Varoluşumuzun başı doğum, sonu ise ölüm müdür?
"Aşk kime benzer?" diye sordu,
"Aşk bir neyzene benzer. " dedim.
"Aşk bir neyzene benzerse biz neyiz? " diye sordu.
"Evet." Dedim "Çok doğru. Aşk bir neyzene benzerse, biz Ney'iz! "
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz
olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır
-son derece küçük olan, son derece büyük olanın isteğiyle öldü! peki biz neyiz o halde? neyiz biz?
+hem son derece küçük hem de son derece büyük olan bizzat biziz. hemde ikisi arasındaki yoluz.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Biz şimdi neyiz? Biz şimdi ayrıcalıksız hepimiz, bilimde, gelişmede, düşüncede, buluşta, ülküde, istekte, liberalizmde, akılda, tecrübede, her şeyde, her şeyde daha kolej hazırlık sınıfındayız!
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
Artık hiçbir duygusunu anlayamayan çocuklar gibi.
Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz.
Sayfa 17 - Kayboluyorum, ve kendimi buluyorum dizelerinde...Kitabı okudu