Gerek anlatımı ve dili, gerek hastaya yaklaşımı, gerek hastalıklarda çıkardığı hayat ve hakikat dersleri, gerek bir tıp bölümü olan nörolojiden feyz alarak yaptığı felsefi konuşmalarla çok tatlı bir kitap. Oliver Sacks gerçekten işini severek yapması, araştırmacı kişiliği ile hekimler için tam bir örnek teşkil ediyor.
Kitap Dr. Olivier'in 20 küsür ilginç vakasını konu alıyor. Nörolojide var olan bazı kavram ve olguların, meydana gelen hastalıklar üzerinden, değişimlerini, fazlalıklarını, azalmalarını, normalden sapmalarını irdeliyor. Kiminin hafızası çok iken kimi hafıza kaybı yaşıyor, kimi olmayan şeyler görüp duyarken, kimileri de olan şeyleri algılayamıyor. Tüm bu optimum sistemden sapma gösteren patolojiler aslında "her şeyin bilimi" olan nörolojinin felsefeyle ne kadar ilişkili olduğunu gösteriyor ve "normal, olması gereken"in yani hakikatin yolunda bize ışık tutuyor. Belki de patoloji dediğimiz çoğu şeyin de normal olmadığını iddia etmenin bile yanlış olabileceği düşüncesiyle yüzyüze geliyoruz. Kim bilir belki çoğunluk hastadır, hasta dediklerimiz ise bize başka kapıları ve evrenleri aralıyordu. Belki de normal diye bir şey yoktur, sadece beynin bazı farklı işlemleri vardır.
Kısaca bizi biz yapan beynimizdir. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz duyduklarımız hissettiklerimiz, benliğimiz, aklımız, fikrimiz, düşüncelerimiz... Bu sebeple "insan"ı tanımanın yolu , yukarıda saydığım ve daha nice "varlığı" üreten beynimizin gizemini çözmektedir. Okumanızı öneririm.