Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bohem Hayatı
Bu hayatın kendisi yok ama ismi var. Bohem Hayatı Mide gurultusu kadar başıboş insiyaklarin ve tabak gicirdatilinca duyulan sınır kamcilanmalari gibi en kaba teessuriyetlerin hayatı.... Bu hayat sürecince bende derin bir bunalma, ruh sıkışması, kendinden kaçma, kendini unutmaya çalışma hali... belki de bu halden kurtulmak içindir ki kendini cehennem çarkına büsbütün kaptırmış bulunuyorum. Ve çabaladıkça batıyorum...
Zamanla Fransa'dan çıktı, dalga dalga yayıldı bohem kültür. 1968 hareketinin tarihsel öncülerinden biri oldu. Parıltılı şehirlerden, alışveriş merkezlerinden ve burjuvazinin hallerinden uzaklaşmak, Jack Kerouac tarzı yollara düşmek, azıcık para, azıcık tasayla yaşamak, hayatı daimi bir yolculuk gibi okumak, daha eşitlikçi ve "tabiata uygun" bir hayat sürmek isteyen nice genç insan vardı. Benzer topluluklara XIX. yüzyıl ortalarında bile rastlayabiliriz. Velhasıl içinde yaşadığın sistemi elinin tersiye itip kafa dengi insanlarla beraber bir çiftlikte ipekböceği yetiştirerek, keçi sağarak ya da bir sahil kasabasında balık tutarak yaşama ütopyası sanıldığından çok daha eski. Medeniyetten uzaklaşmak, burjuvazinin parçası olmamak, sisteme ayak uydurmamak, "saf" ve "dışarılıklı" kalmak, toplum ile kendin arasına mesafe koymak özlemi öylesine köklü.
Reklam
Hayatında ilk kez hep hayalini kurduğu maceraperest yaşamı deneyimlediğinin bilincine varıyordu sonunda. Fakat macera ve prenses hayallerinde burnunu donduran soğuk, midesini kazıyan açlık, uyku, yorgunluk, pislik, diş ağrısı olmazdı asla ve Bruno'nun hayatı boyunca tekrar tekrar göreceği gibi maceraperestin hayatında sıcak da sinekler de güneş yanıkları da susuzluk da insanı çiğ çiğ yiyen sivrisinekler de ilk köşeden dönünce karşısına çıkan hırsızlar ile çeteler de olmazdı. Hal böyleyken bile, bütün bunlara rağmen bohem yaşam hepsini telafi ediyordu çünkü hem yaşadığını hem de kaderinin sahibi olduğunu hissettiriyordu ona.
Sayfa 182
Günlerden Bir Gün
Ben onun yanındayken her şeyden çok "hiç" olacaktım. Ah bu aşk neden böyle geriye sarar hayatı? Ben... Hiçbir şeye kolay alışamayan ben... Şimdi bir daha mı yaşayacaktım geride kalanları? Gelecek için kurabilecek hiç saatim olmadı ki!
Sayfa 18 - Granada Yayınları
Alırken Cumhuriyet 'in faziletleri, alamayınca Cumhuriyet'in eziyetleri!!!
Necip Fazıl, dergisinin kapatılması ve memuriyetten kovulması üzerine, 1930’larda ve 1940’ ların başında öve öve bitiremediği rejimi bu sefer yermeye başlamıştır. Öyle ki 1931’de softaları eleştiren Necip Fazıl, 1943’ten itibaren kendisi “softalık” yapmaya başlamıştır. .................... Nitekim 1943 yılına kadar hem CHP ile ilişkisini hem de içkili, kadınlı, kumarlı bohem hayatını sürdürmüştür.. Necip Fazıl 1943’ten itibaren Büyük Doğu dergisinde “din” ağırlıklı ve “rejim” karşıtı yazılar yazmaya başlamıştır. Büyük Doğu’da Peygamber’in, Dört Halife’nin, bazı din büyüklerinin hayatı, şeriatın güzellikleri gibi konularda yazılar çıkmıştır. Çoğunu “Adıdeğmez” mahlasıyla yazan Necip Fazıl, yazılarında CHP, İsmet İnönü, Falih Rıfkı Atay gibi siyasiler ile Atatürk heykelleri, kürtajın artışı, kadının çalışması, okul müsamerelerinde ve ulusal bayramlarda genç kızların mini şort ya da mini etek giymeleri, kadınların açılıp saçılmaları gibi konularda sert eleştiriler yapmıştır.
Sayfa 147Kitabı okudu
Ruhumda bir parça bohemlik var, bohemler hayatın ellerinden kaçan bir şey gibi akmasına ses çıkarmazlar, hayatı elde etme çabası ise, bunu yapmak düşüncesinin içinde uykudadır. Ama bohem zihniyetin o sahte tesellisini – aniden yükselen ve hemen bir köşeye itilen heyecanların verdiği ucuz aldırmazlığı tatmadım hiç. Ben yalnız bir bohemdim sadece, ki bu saçmadır; ya da mistik bir bohemdim ki, bu da imkânsızdır.
Sayfa 391 - Bohem:Derbeder, başıboş yaşayış
Reklam
giriş
Para kazanmak (ya da paraya aldırmamak), görkemli bir eve sahip olmak (ya da bohem hayatı sürdürmek), hoş ya da özgün bir biçimde giyinmek, güzel çocuklara sahip olmak, bir dinin kurallarına göre yaşamak, kendini içkiye vermek, bir ideolojiye bağlanmak, sevmek ve sevilmek, zekice bir kitap yazmak, bir sanat yapıtı yaratmak, vb., tüm bunların ben ile ideal arasındaki mesafeyi azaltmaya amaçlayan çeşitli girişimler oldukları doğruysa da, insanın bizzat bu doyum arayışının ötesinde, daha derin, daha mutlak, daha sürekli bir şey tarafından yönlendirildiği de daha az doğru değildir; söz konusu olan, kaybolmuş mükemmelliğine yeniden kavuşmak için duyduğu temel arzuya vereceği değişik içerikleri, çeşitli ve anlık görünümleri aşan bir şeydir. Bu girişimler, ölümden başka hiçbir yere çıkmayan bir yolun üzerindeki konaklama noktalarından ibarettirler, ama insanı yaşamaya sevkeder.
Ama dostum, biraz dur da kendine bak: Otuz dört yaşındasın, saçlarına aklar düşmeye başladı, artık körpecik bir delikanlı değilsin anladın mı ve bu özentili bohem hayatı sana hiç yakışmıyor. Artık akıl çağındasın, Mathieu, akıl çağındasın ya da... ya da olmalısın!
Sayfa 157 - CanKitabı okudu
Bir dil imgelemek bir yaşam biçimi imgelemektir. WİTTGENSTEİN. Bir dil imgelemek bir yaşam biçimi imgelemektir. WİTTGENSTEİN. Bir filozofun yaşamı ile söyledikleri arasında bir ilişki varmıdır?Eğer varsa nasıl bir ilişkidir? Bunu en fazla da, Wittgenstein'nin için söylemek gerekir.Hiç bir zaman zenginliğe önem vermemiş.Babasından
"Babamla karısı buraya gelmeme izin vermiyorlar. Burda bohem hayatı yaşanıyormuş... Aktris olmamdan korkuyorlar... Benim gönlümse, tıpkı bir martı gibi, buraya, bu göle doğru akıyor... Yüreğim sizinle dopdolu..."
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.