Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Ah!
"Ruya Şehir" Semerkand' da geceleri Registan meydanında oturmalısınız.Bu deneyim ateş seyretmek gibidir, büyüleyicidir.Meydanda otururken tefekküre dalıyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz. ...Buralar bir bakıma Türklüğün geldigi yerlerdir, o dönemlere uzandım.sonra o meydanın karşısında Uluğbey medresesini görürsünüz.Ahmet Haşim'in şiirindeki gibi.İslam dünyasında ilim güneşinin, o muhteşrm kızıl akşamını Uluğbey temsil eder... Kazakistanın güneyini de ihmal etmemelisiniz.Artık orası Turan eyaleti olarak biliniyor.Başkenti'de Hoca Ahmed Yesevi'nin şehri Yesi, şimdiki adıyls Türkistan'dır. "Bir Orta Anadolu şehri gercekten zenginleşirse nasıl olur"? sorusunun cevabını göreceksiniz.Hoca Ahmed Yesevi'nin türbesi ordadır.Şehrin biraz ötesinde de Ahmed Yesevi'nin hocası Arslan Baba'nın türbesi ve onun ismini taşıyan cami vardır.Buralarda masmavi çiniler, Kazakistan'nın bozkırın ortasında heybetle yükselir.♡♡♡
Reklam
Bozkırın kahrı gündüz çekilmez
Gökyüzü kocaman. Yıldızlar, aşağıda ve parlak. Bozkırda yaz geceleri hep böyle olur. Severdim üstelik ben, böylesi bozkır gecelerini. Ama, bu gece sevemiyorum. Yıldızlarla Nizip arasına gerilmiş umutlar, gökyüzünden büyüktü çünkü...
Sayfa 66 - Cem Yayınevi
Bağbozumu Şarkıları - Son Yazı
DİLSİZ USTALAR, SUSKUN ÖĞRENCİLER Gaz lambasının, dünyayı küçücük odalara sığdırdığı, uykuları korkulu bir hayale çevirdiği zamanlardı. Akşamlara kadar toprak yollardan, buğday tarlalarından, yalınayak çocukların meraklarından kalkan tozlar, sabahlara kadar ince bir yorgan gibi örterdi yatakları. Puhu kuşları taşların başına, delice kuşları
Yazın bozkırın görkemli sessizliği - çekirgelerin o hiç bitmeyen cümbüşü, geceleri kaçıp kurtu­lamayacağınız parlak ay ışığı-... Kışları ise ayrı bir alem... Karın o lekesiz beyazlığı, göz ala­bildiğine uzanan, buzlar altındaki bozkır, sonu gelmez uzun geceler...
Sayfa 276 - Cem Yayınevi.
Yıkanmamış çarşafların soğuk sertliğinde geceleri uzatıyordu...
Sayfa 27 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Ölmek bu kadar kolay değil.
Ölümüm birden olacak seziyorum. Ve sen, gelip göğüs kafesimin ortasını tarumar ederken, ben yoksulluğun şakağına dayayacağım senin bana verdiğin revolveri. Sol omzumdan hırkamı al üzerine giy. Güneş’in bile üşüdüğü soğuklardan geliyorum. Talan olmuş çocukluğunu unut. Beni anımsa. Yıllara, yollara ve dahi umuduma sıktığım yedi altımışbeşlik
"Bozkır geceleri çok güzel olur. Önce mutlu bir sessizlik çöker ortalığa. Yerin ve göğün sonsuzluğu, sanki bu sessizliği daha da artırır. Yumuşak hava ot kokularıyla dolar. Sayısız yıldızla donanmış gökyüzü ile gözümüz arasında, en ufak bir sis, bir bulut, bir buhar gölgesi bile yoktur. Hiç bir yıldız kaçırmaz bu daveti, ay da büyülü bir biçimde aydınlatır bozkırı... Mutlak ve esrarlı bir duruluk içindeki bu görüntü pek görkemlidir. Günlük sıkıntılardan biraz kurtulduğu o nadir anlarda insan düşüncesi, bu muazzam görüntüye, muazzam etkiye kaptırır kendini ve düşünür. Ama bu zamanlar çok kısadır." Dişi Kurdun Rüyaları
444 syf.
10/10 puan verdi
·
30 günde okudu
İşte o günden beri Sarı Özek bozkırında geceleri Dönenbay kuşu uçarmış. Bir yolcuya rastlarsa yanına yaklaşır; " Adın ne senin? Kimin oğlusun? Anımsa adını! Senin baban Dönenbay, Dönenbay, Dönenbay!" diye bağırırmış.... Farklı zaman dilimlerindeki olayları harika bir kurguda harmanlayan bu eser, yazarının hayatından da izler taşıyor.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202145,5bin okunma
"Bozkır geceleri güzel olur. Önce mutlu bir sessizlik çöker ortalığa. Yerin ve göğün sonsuzluğu, sanki bu sessizliği daha da arttırır. Yumuşak hava ot kokularıyla dolar. Sayısız yıldızla donarmış gökyüzü ile gözümüz arasında, en ufak bir sis, bir bulut, bir buhar gölgesi bile yoktur. Hiçbir yıldız kaçırmaz bu daveti, ay da büyülü bir biçimde aydınlatır bozkırı... Mutlak ve esrarlı bir duruluk içindeki bu görüntü pek görkemlidir. Günlük sıkıntılardan biraz kurtulduğu o nadir onlardan insan düşüncesi, bu muazzam görüntüye, muazzam etkiye kaptırır kendini ve düşünür. Ama bu zamanlar çok kısadır."
Reklam
Bozkırın Dili/1
Ben bir bozkır kadını tanıdım; iklimin sertliği gülümsemesinde çelikten kafesler ören... En ayaz geceleri yüreğindeki kor alevlerle yakıp kül eden... Kabullenişin uçurumda, kıldan ince bir köprüden geçerken umut dolu bir geleceği düşleyen...
E.B.U
E.B.U
Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştı: “Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır”
Sayfa 5 - Panama Yayıncılık
23 yaşında genç bir hekimsiniz. Anadolu’nun ortasında, bozkırın tüm hüznü ve yakıcılığıyla sarıp sarmaladığı bir kasabaya tayininiz çıkar. Elinizde titrek reçeteler kalakalırsınız ortalık yerde. Uzayda kaybolmuş gibisinizdir. Sağlık ocağındaki beş ya da altıncı ayınızı bitirdiğiniz bir günün sabahı, ‘ölü defin raporunu’ yazmanız için cenaze
Semerkand, bozkırın ortasında medeniyetlerin hülasası olarak ortaya çıkmış bir şehirdir.Bilhassa geceleri Registan Meydanında oturmalısınız. Bu deneyim ateş seyretmek gibidir, büyüleyicidir.
Sayfa 131Kitabı okudu
42 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.