Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü...
Nasıl hatırlamazsın o türküyü*?
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü...
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz;
Ha olmuş ha olmamış penceremiz...
Akarsuda aksimizden eser yok.
*Bu aralar daha çok arabeski andırsa da, sabır . . .